Günlük yaşamın yürütülemez olduğu bir ortamdayız..
LTB sendikası BES greve devam ediyor. Sendikaya destek anlamında mitingler yapılıyor. TV programları (özellikle SIM fm) günboyu “Uyan Lefkoşa” adıyla canlı yayın yapıyor. Bağlananlar arasında, Ağlayanlar, sövenler, bağıranlar, dalga geçenler, kişisel sorunlarını dile getirenler var...Dayanabilene aşkolsun!
Bakanlar kurulu karar alıyor, uygulayamıyor..Uygulamaya çalışsa kıyamet kopacak..
Hükümet partisi, kendi belediye meclis üyelerinin ve başkanının istifasını istiyor ama söz dinletemiyor.
Muhalefet, partilerinden seçilen belediye meclis üyelerinini istifa ettirdi. UBP’nin daha önceden istifasını açıklayan 3-4 üyesi vardı. Şimdi, sanki onlar istifa etmemiş gibi davranıyorlar ve 12 belediye meclis üyeleri olduğunu söylüyorlar.
Hala daha, mevcut sorunun nasıl çözüleceği belli değil.
Halbuki TEK yol vardır. Meclis’ten, Lefkoşa Belediyesi için acilen, erken seçim kararı çıkarılmalıdır. Meclis’teki çoğunluk partisi UBP bu konuda ayak sürüyor. Meclise getirse, muhalefet sanırım oy verecektir.
Lefkoşa’da “salgın hastalıklar” yaratacak çöp sorununu giderme çalışmaları, Lefkoşa Kaymakamı’nın koordinasyonu altında devam ediyor. Büyük rezalet bir miktar giderildi sayılır..Ama Lefkoşa henüz “temiz” hale gelemedi..
Yaşadığımız bu süreçte, toplumun sosyo-psikolojik durumu iyice gözler önüne serildi. Henüz, makul bir çözüm önerisi işitebilmiş değiliz. Zaten, yöneticilerimizin ve genelde toplumumuzun “problem çözme” yeteneği oldukça zayıftır..Böylesi bir kaos ortamını düzeltmeye güçler yetmiyor hatta dallanıp budaklanıyor.
Bu sorun hakkında, yetkili, yetkisiz insanların görüşlerini dinlerken, farkettim ki bizim toplum “hiçliğe” doğru yol almıştır. Daha doğrusu kıyısında durmaktadır.
Örneğin; parça parça alınan çözüm önerileri yerine, daha uzak ve henüz olmayacak şeyler söylenmektedir. Ya da söylenen bir düşünce, arkasından söylenenle ters düşmektedir. Yoksa can kurban!
Neler deniyor:
- Lefkoşa’da sorun sadece çöp sorunu değildir.
- Salgın hastalıklar başgösterebilir...
- Kaymakam belediyenin işini yüklenemez..Seçilmiş değildir. Çöp toplama işi de onun olamaz...Anayasa’ya aykırıdır.
- Çöp yığınları nedeniyle yakında hastalıklara yakalanacağız..
- Hükümet görevini yapmıyor...
- Hükümetin aldığı kararlar geçersizdir..
- Halk sokağa dökülmeli...
- Eylem yapan muhalefet partileri partisel çıkarlarını düşünüp, eylem yapmaktadır.
- Belediye başkanı Lefkoşa’yı batırmıştır..
- Politikacıların ve siyasal partilerin hiç birine güven duymuyoruz..
Bu söz dizileri ayrı ayrı söylendiğinde makul düşüncelerdir. Ancak birbiriyle bağlantılı olduğu zaman ilişki kopmakta ve düşünce, düşünceyi yok etmektedir.
“Çöp ve pislik nedeniyle salgın hastalıklar gelecek” dedikten sonra, “kaymakam bu çöpleri toplatamaz, yetkisi yok” demek ne anlama gelmektedir?
Birkaç gün önce, Dr.Nazım Beratlı, araka arkaya iki yazı yazdı ve toplumun içinde bulunduğu psikolojiyi anlattı. “Paradigmanın sonu geldi” dedi ve diğer yazısında toplumun “Nihilizme” kaydığını işaret etti.
Makalelerindeki görüşlere katılıyorum. Son dönemlerde insanlarımızda, başkaldırı, her şeyi reddetme, çok şeyi anlamsız bulma, mevcut düzen ve kuvvetleri yok sayma, değerleri küçümseme, boşlukta kalma duygusu belirdi.
Bu durum, “hiççilik” gibi görülse de felsefik anlamda “Nihilizm”e benzemiyor. Çünkü bu kuram, mevcut değerleri, ahlakı, güç odaklarını reddeder, onları hiç sayarken, bir amacı vardır. Amaç, daha özgür toplum yaratma idealine devrim yoluyla ulaşmaktır.
Bizdeki durum, olsa olsa, kaos ve başıbozukluk yaratır. Devrim üretemez!