Her Şeyi Değiştiriyorlar

Salih Sarpten

Çağdaş eğitim sistemlerine sahip ülkeler, geleceğin dijital dünyasında nasıl bir eğitim vereceklerini yeniden planlıyorlar. Neredeyse her şeyi değiştiriyorlar…

Son yıllarda PISA sıralaması birinciliğini başka ülkelere kaptırsa da hep ilk sıralarda olmuş Finlandiya Eğitim Sistemi yeni bir devrimin eşiğinde duruyor.

Finlandiya dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip… 15 yaşındaki gençleri PISA sıralamalarında okuma, matematik ve bilimde en yüksek puanları alanlar arasındalar. Yedi yaşına kadar eğitim öğretim sistemine başlamayan, okulda geçirdikleri süre kısa olan, uzun tatiller yapan, daha az ödevleri olan ve sınav olmayan yaklaşımlarla çocuklarda yüksek akademik başarı sağlama kabiliyeti dünya çapında eğitim uzmanlarını uzun süredir büyülüyor. Buna rağmen Finlandiya tüm işleyişi değiştirmekte kararlı gibi görünüyor.

Penny Spiller tarafından kaleme alınan “Müfredat Devrimi: Finlandiya eğitim sistemini nasıl değiştiriyor?” başlıklı makalesinde değişimin nasıl olacağı ile ilgili ipuçlarını sıralıyor.

İşin içine teknoloji de dahil olunca dersler ve ders içerikleri tamamen değişiyor. Renkli ve görsel yazılımlar, üç boyutlu yazıcılar derken dijital dünyanın imkanları ve elbette ki öğretmenlerin bakış açısı eğitime bambaşka bir boyut kazandırıyor. Örneğin “Tarih” dersinin en önemli ünitelerinden günümüz Finlandiya’sı ile antik Roma’yı karşılaştırmak. Bir grup öğrenci Roma'nın hamamları ve bugünün lüks spa merkezlerini karşılaştırıyor, diğeri Kolezyum'u günümüz stadyumlarıyla kıyaslıyor. Kısacası öğrenciler tarihle uğraşırken aynı anda teknoloji, araştırma, iletişim ve kültürel anlayış konularında da kazanım elde ediyorlar.

Zaten Ağustos 2016'da Finlandiya'daki bütün okulların daha katılımcı bir tarzda öğretim yapması zorunlu hale geldi. Temel prensip, öğrencilere onları ilgilendiren bir başlığı seçmelerine izin verme ve konuları onun etrafında belirleme üzerine kurulu. Teknolojinin yenilikçi bir şekilde kullanımı ve müzeler gibi okul dışındaki kaynakları kullanmak da bunun bir parçası.

Öte yandan sınıf ortamının nasıl olması gerektiği konusunda da ciddi bir kültürel farklılık var. Örneğin sınıflara ev ortamı hissi verecek düzenlemeler getiriliyor. Dahası öğretmenler sınıflarda cep telefonu kullanılmasını sorun etmiyor. Öğrenciler cep telefonlarını sadece arkadaşlarıyla iletişim kurmak için değil, araştırma amaçlı kullanılabilecek bir cihaz gözüyle bakmayı öğreniyor.

Değişimin odağında yatan bir diğer konu da her dersin kendi alanına uygun olarak Avrupa’nın büyük sorunlarını işleme zorunluluğu… Örneğin Almanca dersinin konusu “göç ve göçmen ailelerin sorunları”, coğrafya dersinin konusu “iklim değişikliği”, fizik dersinin konusu “ulaşım ve trafik sorunları” olabiliyor.

Bütün bu değişimin temelinde; artık çocukların bilgiye ulaşmak için kitap ya da sınıfa muhtaç olmadıkları, dijital dünyadaki bilgi yığını içerisinde doğru bilgiye nasıl ulaşacaklarını ve onu nasıl kullanacaklarının çok daha önemli olduğunu kavrayan bir yaklaşım yatmaktadır.

Dünya’nın en iyisi olduğu kabul edilen Finlandiya’da durum bu, ya bizde…

Bizde ise değişen bir şey yok. Okullarımızı tamir edelim. Yeni sınıflar yapalım. Öğretmenleri, okul yöneticilerini zamanında istihdam edelim. Sınavlar yapıp öğrencileri başarılılar ve başarısızlar diye ayıralım... Tamamdır, daha ne olsun…


Yeni Nesil Öğrenme

Yeni Nesil Öğretmen

Hiç kuşku yok ki yeni nesil öğrenmenin vazgeçilmesi de yeni nesil öğretmen olacaktır. Öğretmenin eğitimde artık bir lokomotif unsur hale gelmesi ders anlatmaktan ziyade rehberlik faaliyetini üstlenmesi ve dersi öğrencinin çabalayarak, fikir üreterek, kendisinin işlemesi gerekiyor. İşte tam bu noktada yeni nesil öğretmenlerin genç ve dinamik kuşağa cevap verebilmesi için bazı yeterliliklere sahip olması gerekir. Çok yakın gelecekte öğretmenlerin artık şu nitelikleri de taşıması gerekliliği kaçınılmaz olacak;

  • Yabancı Dil: Öğretmenin özellikle öğretim yaptığı ana dilinin yanın geçerli bir yabancı dil bilmesi kaçınılmaz bir ihtiyaç olacak.
  • Teknoloji Dostu Olma: Dijital dünyayı iyi bilen, doğru ve kullanılabilir bilgiye ulaşma yolları için öğrencisine kılavuz olan ve teknolojik cihazları kullanabilen.
  • Kodlama ve Algoritma Becerisi: Öğretmenlerin hızla değişen dünyada temel kodlamaları ve algoritma kurabilme becerisine ihtiyaç duyacağı aşikar. Aksi durumda kendini yenilemesi pek mümkün olmayacak.

Yakın zamanda çok farklı bir öğrenci profili ile karşılaşılacağı kesin. Yeni nesil öğrencilerin beklentilerine cevap verebilmek için yeni nesil öğretmenlerin yukarıda belirtilen yeterliliklere sahip olması gerekliliği kaçınılmaz.


Bir Resim,  Bir Mesaj

Değişim

Değişimi istemek önemlidir. Ne var ki değişime öncülük etmek, işe kendinizi değiştirmekle başlamayı başarabilmek çok daha önemlidir.