Her şeyden önce...

Mehmet Çağlar

 

UBP hükümetinin kıblesi belliydi:
Adam Smith...
Adam Smith'in tek bir doktrini vardır ki o da:
İnsanın kendi çıkarları peşinde olmasının toplumun genel refahını sağlayacağı görüşüdür.

Ünlü tezi "ulusların zenginliği " ile savunduğu anlayış budur Adam Smith'in.

Bu yüzdendir ki, piyasa ekonomisiyle birlikte özelleştirme süreçleri başlatılmıştır...

Ama hep şu faktör göz ardı edilmiştir:
"Kara kaşımız kara gözümüz" için mi sermaye gelecekti?

Özel sektör topluma genel getirisi olduğuyla ilgilenir miydi?
En son Ercan'nın özelleştirmesi buna iyi bir örnektir...
Eğer,  koalisyon arayışlarında "motivasyon " olarak ortada bu model var ise;
CTP'nin tepesinde Hiroşima'nınki gibi üç bomba patlatılacaktır demektir...

Bu ülkede değişim yolundaki en büyük engellerden biri, nüfusumuzun değişken olmasıdır...
Ölçülebilir değildir...
Ölçemediğimiz bir şeyi nasıl yapabiliriz...
Ölçü olarak referans alabileceğimiz bir nüfus yoksa;
Ekonominin gelişmesinin dinamikleri nasıl hesaplanabilir?

Tek başına iktidar olamadığımıza göre de;
Koalisyonun da, ekonomik olarak güven sağlamadığı bilinen bir gerçeklik olarak hesap edilirse, faiz oranları ne olur?
Öngörebilirlik ne olur?
Ne yapmaya yöneleceğiz?
Devletin ekonomideki rolünü sıfırlamaya mı?

Burada koalisyonun" ters ortopedisine" yardım etmenin önüne geçmek gerekmez mi?
Bunları da konuşmamız gerekmiyor mu?

Her şeyden önce...