Hayat dostlarla güzel

Derya Beyatlı

"Gözünün dilini bilmeli, dinlemeli, sormadan, söylemeden anlamalı,
Arka bahçede varlığını sezdirmeden,
Mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında.
Sen her daim onun orada olduğunu hissetmelisin" Can Dündar 

Akrebin, yelkovanın yerini unuttuğun, kendini kaybettiğin zamanlar hep dost sohbetlerine denk gelir. Bir bakmışsın akşam olmuş, kadehler boşalmış, konular tükenmemiş.

Hadi bu gece bende kal cümlesini duymuşsan bilirsin o gecenin sabaha vuracağını, bir konunun ötekine bağlanacağını. Küçük kız çocukları misali kıkır kıkır gülüşürsün yorganın altında.

Kimseden ‘Sessiz olun! Uyuyun artık bakalım!’ azarlaması gelmeyince iyice koyverirsin kahkahayı. Sabah kalkıp işe gideceğini unutursun, bir anlığına olsun artık büyümüş olmanın tadına varır çocuk yüreğin.  

Hüzünse paylaştığın, dağılır yağmur bulutların döktükçe içini. Anlatır da anlatırsın, sen konuşmaktan yorulursun, karşındaki dinlemekten bıkmaz. 

Omzuna dokunan elde bulursun tekrar, yaşama sevincini. Elini sıkan sıcaklık, gevşetir kalbindeki mengeneyi.

Arap saçına dönüşen sorunun birden çözülür mucizevi, sıkı sıkı sarılınca sen dostuna.

Azarlar gerçek dost seni, acımasızca eleştirir. Yine mi der, yine mi yaptın aynı hatayı, hiç mi öğrenmeyeceksin ha? Üstelik tecrübelisin de sen bu konuda, niye kalbin hep aynı yerden kırılıyor bakalım senin?

Haklıdır bilirsin, başını yere eğer, dinlersin sessizce. Bu süt dökmüş kedi hallerin tek dostların yanında çıkar ortaya, gerçek dostların tanık olur sadece, pişmanlık gözyaşlarına. 

Seni senden iyi tanıdıklarından, uyarmışlardır defalarca öncesinde. Yine de ‘Ben söylemiştim’ demek aklına gelmez kimsenin. Kaldırır dostlar düştüğün yerden seni, yaralarını sarar.

Üzülme der biri, bak bende de var aynı yaradan, kapanıyor zamanla. Bir diğerinin gözleri anlatır asla onaylamadığını yaptığını, ama düşen sensin ya, üzülüyorsun ya, onun da kanar içi senle, bilirsin.

Sevincini katlar bir dost, beşe, ona. Gözlerindeki pırıltı bulaşır hemen onunkilere. Heyecanını paylaşır, çoğaltır, coşkuna ortaktır her daim. Yaşamak böyle dostlarla ne büyük ayrıcalıktır.

Hayat dağıtıyor bizi başka başka ülkelere, farklı şehirlere. O zaman daha da bir anlıyorsun geride bıraktıklarının değerini. Daha bir özel yerlere yerleştiriyorsun sevdiklerini kalbinde. Seni seviyorum cümlesini daha sık kullanmaya başlıyor, sevginin her şeye iyi geldiğini, tecrübeyle sabitliyorsun. 

İzini kaybettiğin dostları yıllar sonra buluyorsun bazen, uzaklarda. Hey gidi günler derken, aradan hiç zaman geçmemiş sanki, dün bırakmışsın gibi. Anlattığı hikayeyi hatırlamasan da, sana yaşattığı duyguyu anımsıyorsun hemen, için ısınıyor bir kış ikindisinde.

Gitmesen, kalsan keşke bu şehirde derken ‘O’, arafla tanışırsın sen. Hangisi daha zor bilemezsin, bocalarsın. Hüzünlerini koyarsın terazinin bir kefesine, ötekine sevinçlerini, yine kestiremezsin dengeyi.

Gidersin yine yeniden, alışkanlık, karar vermeden çok daha kolay olduğundan belki, ya da sadece kendinden korktuğundan.

Hayatına dokunanlar vardır bir de, bir şekilde sende iz bırakanlar, senin iz bıraktıkların, şu ya da bu nedenle. Uzaktan takip edersin, edilirsin. Günlük hayatta pek irtibatın olmasa da oradadır, sezersin. Mutlu mu, değil mi umursarsın. Bir yazına yorum yapar bir gün, atlamaz, paylaşırsın:

“Aslında Barış'ta Savaş’a inat. Sırf diğeri var olsun diye biri. Ama o bile yapılacaksa; illa savaşılacaksa; onun bile bir şerefi olmalı. Barış; barış kadar güzel, aydınlık, sevgi dolu... Savaş ta bir o kadar acımasız, kötü, BİR AMAÇ UĞRUNA OLMALI... Bir zafer!

Arada kalmışlık hiçbir zaman güzel gelmedi bana. Ya VAR olacaktı herşey; yahut da; YOK. Varmış gibi görünen yokluklar hep ruhumuzdan alıp götürür; hep ruhumuzdan. Herşeyin varoluş amacıdır SEVGI. Varoluş varoldukça; sevgi varolacaktır. Bu biz insanoğluna verilmiş en büyük UMUT tur. Verilmiş daha fazla hayalinizi süsleyecek vaadin yanı sıra...

Her birimiz kendi ruhumuza yansıyan elektrikten bir diğerimize sürekli bir dalga yayıyoruz. Ve bu öyle büyük bir dalga haline geliyor ki; sanki bir tsunami geliyor üzerimize. Oysa ki...; SABIR ve SEBAT. Ne sihirli, ne güzel kelimelerdir. ŞÜKÜR büyük bir NIMET tir. Ve SEVGI ... Olduğunuz heryerdedir...” Ceren TURHAN 

Sevgi ve dostluk hep bizimle olsun, olduğumuz her yerde...

23 Şubat 2014
Lefkoşa