‘Hayal’ özürlü

Cenk Mutluyakalı

 

‘Ne yazalım yarına’ diye düşünürken...
“Sahi, geçen yıl ne yazmıştım, şu günlerde” dedim kendi kendime...
Baktım...
...
Artık ‘Bu törenleri gözden geçirme zamanı gelmedi mi’ dahi demiyorum.
Ne desek ‘milliyetçilik’ üzerinden ağzımıza yanıyorlar çünkü...
Ama en azından, şu tören provalarını şehrin ve trafiğin ortasından kurtarınız ne olur!

...
***

Evvelki sene ne yazmıştım...
.....
Yine benzerini...
Biraz daha ‘uçuk’ hayallerim varmış.
“Tanksız topsuz militarizmden uzak bir gün” hayal etmişim.

***

Daha evvelki sene...
... Usta mizahçı Metin Üstündağ,  nefis anlatmış: “Memleketimiz için en iyi idare şekli ne cumhuriyet ne de ileri demokrasi. En şahanesi ‘idare etmek’ sanki...”

***

Bu ülkenin en kötü hali de bu!..
‘Hayal kurdurmuyor...’
O kadar ‘ucundan’ yaşanıyor ki size umut veren değişimler...
Hani ‘can ezgisi’yle derler ya...
‘Yaprak kıpırdamıyor’ değil...
Kıpırdıyor, haksızlık etmeyelim...
Ama takvim yaprakları, iktidarlar, suretler değişse de, değişmeyen ‘hastalıklar’ öylesine batıyor ki gözünüze...
Umut edemiyorsunuz!..
Çok başka bir memleketin hayalini kuramıyorsunuz kolay kolay....


***

On sene önce de ‘çukurlar’ arasında dans ediyordum gittiğim yolda, şimdi de...
‘Müşavir’ savurganlığını yazıyordum, belki 15 sene evvel de...
Bir önceki kış da, evvelki de, daha önce de ‘sel’ basmıştı bizi ilk yağmurda...
‘Araç Kayıt Dairesi’nde kuyruk vardı, ilk ehliyetimi aldığım gün de, bugün de...
Daktilodan bilgisayara geçtik...
Uyduya gönderdik sesimizi...
Sosyal medyadan dostlarımızı bulduk dünyanın öteki ucunda...
‘Görüntüler’ değişmedi kolay kolay...
‘Kıbrıs sorunu’nda halen ‘tıkanıklık’ var ve birileri ha bire, ‘önce evimizin önünü temizlememiz gerektiğini’ söylüyor bize.
İyice ‘zibil’e dönüyor oysa...
Üstelik yarısını da ‘halının altına’ süpürüyoruz daha...
Ve tanklar yürüyor yollarda...
‘Sağ’a da dönse başımız, ‘sol’a da..