Hatalar, öğretmenler, deliler

Derya Beyatlı

Kopan bir ipe düğüm attığın zaman, ipin en sağlam yeri o düğümdür. Ancak ipe her dokunduğunda canını acıtan yer de o düğümdür diyerek tüm düşüşlerimizin hayatımıza olan etkisini ne güzel anlatır Hegel.

Düşüş anı zordur elbet. Ne kadar yüksekten düştüğüne bağlı olarak süresi değişse de ayağa kalkışlarımızın, karanlık hiç bitmeyecek gibi gelir tünelin içerisindeyken.

Debelenir debelenir durursun dibte, her defasında daha çok battığını hissedersin. Unutursun gökyüzünün rengini, deniz ne tarafa düşüyor bilemezsin, bir martı çığlığına hasret.     

Her kaybediş bir zaferdir oysa, yüreğine ayna tutmayı öğrenenlere. Her hata bir öğretmen. Öğrencinin öğrenme zamanı geldiğinde, öğretmen ortaya çıkar. Verir dersini gider sonra, bazen bir tokat şiddetinde.

Hayatına her girenin bir amacı, her yanlışın bir nedeni olduğunu anladığın noktada affetmek çocuk oyuncağıdır artık, kendini ve ‘O’nu. Yaşanması gerekiyormuş bunun da dersin, ne öğrenmen gerektiğini aramaya koyulursun.

Arayan buluyor. Her zaman, her şekilde buluyor.

Karanlıktan sıyrılıp güneşin çiçeklerini toplamaya başladığın zaman görürsün nedenini. İşte o an, bağrına basmak istersin sana bu acıları vereni. Acı büyütür, büyümek isteyeni.

En fazla canını yakan, en büyük yoldaşındır esasta, aynadaki izdüşümün çoğunlukla. Sevmediğin noktalarını bir bir su yüzüne çıkarır. Yüzleşirsin, kendinle, hayatla, kırdığın tüm kalplerle.

Gidersin bazen, yüzleşemezssen eğer, yumarsın gözlerini sıkı sıkı. Heyhat, öğretmen çok, biri gidip biri gelir. Yüklem aynı özne değişken, nesne ille ki sen.

Öğrenene kadar kurulur durur hayatın her düzleminde sınıflar, zil çalar her sabah aynı şiddette, sirenleri hatırlarsın, felaketin yakın. 

Okuldan mezun olduğunda dönüp bakasın gelirse ardına, anlarsın. İpin en sağlam olduğu noktalarda gezdirirsin ellerini, bir bakarsın artık acımıyor. Geçti. 

Okul bitmiş, sen büyümüşsün. Büyütene minnet duymaya başlarsın. Bir yandan meraklanırsın, öğrenci öğretmene hiçbir şey mi vermemiş?

O hâla aynı derslere girip duruyor. Hâla şikâyetçi, hâla her dersten kalıyor. Anlamıyor, göremiyor, çözemiyor...

Hegel ile başladığın yolculuğun noktasını Einstein ile koyarsın. Herkes kendi karnesinden sorumludur, yapacak bir şey yoktur.

‘Delilik, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.’

Deli olmak da güzeldir belki, bilemezsin. Doğrusu o ya, pek de ilgilenmezsin.