Güzellik ve ‘kadersizlik’

Tayfun Çağra

Kıbrıs… Dünyanın en güzel yerlerinden biri… Kimilerine göre fazla sıcak… Yazı çekilmez ama kimileri de yazın gelmesini dört gözle bekliyor.

İçine giremesek bile, özellikle Girne’de maaşın önemli bir kısmını ailece denize girmek için ayırmak gerekse bile yine de en güzel deniz bizde sanki…

Eteklerine kadar betonlar yığılsa da en güzel, en geniş manzarayı izleyebileceğiniz dağlar bizde…

Tarih de bizde, en güzel yemekler de… Taş-çamur fırında pişen kebaplar da, dağlardan, ovalardan topladığımız otların yemekleri de, en güzel çörek-börekler de, hellim de…

Artık “şehirler de güzel” diyemesek bile o şehirlerde oturanlar için de köylerin safı, yalını yine bizde…

Bütün bunlar bizde de dünyanın en ‘kadersiz’ insanları da burada galiba… Onlar da biz. Bu kadar güzel bir ülkeyi öncesinde de, şimdi de, sonrasında da terk etmiş ve terk etmeye hazır insanlar da burada…

Buradaki sayımızın kat kat fazlası dünyanın başka yerlerinde… “Adalarda göç kaderdir” denir. Öyle de biz bu kaderi zorluyoruz… Öylesine bir göç var ki, bir süre sonra göç edecek insan da kalmayabilir…

Çözüm ne? Tabii ki Kıbrıs’ta çözüm…

Her şey düzelir mi? Sorunun çoğunun düzelmesi şansı artar.

Olur mu peki? Bir lider “çoğunluk-azınlık eşit olamaz” derken, diğeri Pakistan’da İslam ülkelerinden destek ararken biz de bekliyoruz!


‘Tek adam’ korkusu

Yukarıdaki ‘çözüm’ beklentisini Kıbrıslı Rum dostlara sordum; Şimdi bir referandum olsa sonuç ne olur güneyde?

Biraz umutlu bir yanıt bekliyordum ama olmadı. Yine ‘hayır’ çıkar dediler…

Neden?

“3-4 ay önce olsa sonuç ‘evet’ olabilirdi ama şimdi %60 ‘hayır’ çıkar” dediler.

TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan çekiniyorlar… 3-4 ay önce ne ise şimdi de Erdoğan aynı kişi… Ne değişti bu süre içinde… Erdoğan’ın başkanlık sistemi için referanduma gitmesi, ‘tek adamlık’ arayışında olması Kıbrıs’ın güneyini de endişelendiriyor… Bu ‘tek adamlığın’ mutlaka Kıbrıs’a olumsuz yansımalarının olacağı beklentisindeler…

Gerçi şimdi de önce de Erdoğan hep ‘tek adam’dı, sadece resmileştirecek gibi yaklaşımlarla durumu izah etmeye çalışsanız bile endişeleri gidermek çok zor. Biz de endişelenmiyor muyuz?

Yani Kıbrıs’ta sorunun çözüme varması bir kişinin ‘tek adamlık’ savaşına kurban gidiyor bu kez de… Öyle bir durum çıkıyor ortaya…


200 bin TL

Bir kişinin çıkarı ve etik olmayan bir durum için meclis çoğunluğu arıyor azınlık hükümetinin büyük ortağı ama toplanamıyor… Sayıştay üyeliği için üç ay sonra emekliye ayrılacak olan kişiyi öneren UBP, ortağı DP’nin de karşı çıkması üzerine çoğunluğu sağlayamayınca meclis kaç gündür açılamıyor. Emekliliğine 200 bin TL daha eklenmesi için Sayıştay üyeliğine isim öneren UBP’nin hükümetçiliğinin misyonu bir kez daha ortaya konmuş oluyor. Kişilere avanta!

Bugün toplanabilir mi? DP, UBP’den oy karşılığı bir şeyler daha kaparsa toplanabilir… Bugün göreceğiz.