Güvensizlik blöfü

Sami Özuslu

UBP’li muhalifler ‘güvensizlik’ için muhalefet partileriyle görüşüyormuş.

Gündemleri ‘İrsen Küçük hükümetini düşürmek’miş.
Bunu başarabilmek için CTP, TDP ve DP’nin mecliste hükümet aleyhinde ‘güvensizlik önergesi’ vermesini istiyorlarmış.
Neden?
Daha 6 ay önce muhalefetin sunduğu güvensizlik önergesine neden destek verip düşürmemişlerdi hükümeti bu arkadaşlar?
Ne değişti ki?
**
Hayatın her alanında samimiyet önemlidir.
Samimi olmazsanız eğer, ‘yalancı çoban’ misali inandırıcılığınız kalmaz.
Açıkçası şimdi de Ahmet Kaşif ve arkadaşlarının ‘cesur’ adım atabilecek durumda olduklarına inanabilmiş değilim.
Gelinen konakta ‘parti içi kavga’da güçleri kalmadı, hepsi bu!..
Hem tavanda, hem tabanda gerekli desteği bulamadı Kaşif ve arkadaşları…
Perde gerisindeki Cumhurbaşkanı Eroğlu da öyle!..
İrsen Küçük ‘zor lokma’ çıktı ve bir şekilde rakiplerini ekarte etti.
İzlediği strateji ve taktiklerle kurultay sürecini, mahkeme aşamasını, genel sekreter seçimini kendi lehine çevirmeyi başardı.
Siyasette her yolu mubah gören İrsen Bey’in, kendi çizgisinde ‘başarılı’ olduğunu söylemekten başka çare yok.
**
İrsen Küçük hükümetinin toplum nezdinde güvenini çoktan yitirdiği kesindir.
Ancak aynı sonuç Kaşif ve ekibi için de geçerlidir.
Bugün UBP hükümeti oradaysa ve icraat adına yapılanlar halkın canını acıtıyorsa, Kaşif grubu bunun sorumluluğunu sırtından çıkarıp atamaz.
Eğer duyan olduysa bana da anlatsın, ama bugüne kadar Kaşif ekibinden “İrsen Küçük hükümetinin hangi icraatlarından memnun olmadıkları” yönünde bir beyanat duymadım.
Hele o icraatları engellemek için tek bir adımlarını, engelleme çabalarını göremedim.
Ne ‘paket’le gelen ekonomik politikalara itiraz ettiler, ne topluma giydirilmek istenen yeni gömleğe, dini eğilimlere karşı çıktılar.
Mesela son örnek, Değirmenlik Belediyesi’ne bağlı 19 köyün rızkını kesmeye kalkışan hükümete ‘dur, nedir yaptığın’ demediler.
‘Laf’ anlamında değil, ‘icraat’ anlamında bir tavırları olmadı.
Ağzı olan konuşuyor zaman zaman da, 10 kişilik vekil ekibinin birçok konuyu engelleyebilecek kadar parti içinde ciddi bir güç olduğu aşikardır. O güç halkın yararına kullanılmadı hiç…
**
Gelinen aşamada UBP’deki ‘isyancı’ vekillerin gidecek pek bir yeri kalmadı.
Ya hükümeti düşürmek için ‘güvensizlik önergesi’ vermek ya da muhalefetin vereceği önergeyi desteklemek vasıtasıyla UBP’den ihraç edilmeyi göze alacaklar ya DP’ye katılacaklar ya da siyasetten emekli olacaklar.
Öyle ‘ayrı parti’ kurma gibi bir maceraya girişebileceklerine inananlardan değilim. Yakın tarih böyle parti kurma deneyimleri ve başarısızlıklarla doludur.
Bu yüzden inancın o ki, Kaşif ve arkadaşları muhalefetin gücünü yanına çekmek suretiyle İrsen Küçük’e ‘blöf’ yapıyor.
Kabinede bazı değişiklikler karşılığında her an blöf ortadan kalkabilir.
‘Güvensizlik önergesi’ blöften ibaret görünüyor.
Hepsi bu…