Gündemler ve Gündem!…

Kutlay Erk

Kuzey Kıbrıs’ın sosyo-ekonomik ve sosyo-politik gündemleri olabildiğince çok ve yoğun. Covid-19 pandemisinin toplumsal sağlık, genel ekonomi ve ilk ve orta eğitim üzerindeki tehdit ve tehlikeleri gündemi iyice dolduruyor… TL’nin değerindeki keskin düşüşlerin yarattığı ekonomik sorunlar… Yolu hapiseneye kadar girmiş olan uyuşturucu trafiği ve yollardan toplanan yabancı mülteciler… Gündemde bunlar da var…

Say say bitmez iken, KKTC’nin Cumhurbaşkanı (CB) için seçim yapıldı… Birinci turda seçmen ilk iki adayı seçti, ikinci turda AKP KKTC’nin yeni CB’sini atadı… Bunun tartışmaları sürerken, hükümet sorunu yaşanmaya başlandı; mevcut hükümet yasal yönden tartışmalı… Yeni bir hükümet oluşturmak gerekiyor da bunu halletmek için UBP’ye yeni bir başkan seçilmesi konusu öncelik kazandı… Bu amaçla UBP, olağanüstü kurultay toplantısını yaptı, beş aday yarıştı; üyeler ilk iki adayı seçti. Sıra ikinci tura gelince, işler sarpa sardı çünkü AKP UBP’ye de başkan atamak üzere müdahil taraf oldu… Ama öyle-böyle müdahil taraf değil, baskın-müdahil taraf…
Onlar ki CB seçimlerinde kendi parti başkanlarının AKP tarafından CB olarak atanmasını halka demokratik bir seçim sonucu olarak kabul ettirmeye çalışıyorlardı, sıra kendi parti başkanlarını seçmeye gelince AKP’nin aynı rolü oynamasından gocundu… Ses de çıkaramıyorlar… Kendilerince ve biraz da “vatan edebiyatı” yaparak durumu izah etmeye çalışıyorlar ama inanan pek yok, kendileri de dahil… Artık UBP üyelerinin kurultay yapıp partisine başkan seçmesi, AKP’nin atadığı başkanı onaylamaktan öte bir işlem değil; üyelerin iradesi diye bir demokratik hak yok artık…

Peki ya adaylar?! Kurultayın birinci aşamasında birinci sırada seçilen aday, seçim sonucunda elenen adaylarla uzlaşmış, desteklerini almış… Elinde kuracağı Bakanlar Kurulu ve atayacağı bürokratlar listeleri… Muhtemel koalisyon ortağı olarak öncelikle HP’yi, olmazsa CTP’yi deneyecekmiş; yeni ortaklık hükümetinde Maliye ve İç İşleri Bakanlıklarının UBP’de olacağını da kamuoyuna beyan etmiş… Ve Başbakan olmaya ciddi ciddi hazırlanmış… İken… Ve ikinci gelen aday da ikinci tura hazır olduğunu ve kazanacağını iddia eder iken… AKP’nin sihirli değneği dokundu üzerilerine ve “Adaylıktan çekilmek durumunda” kaldılar… Belli ki bu sihirli değnek ucu çivili değnekti ve dokunmadı, başlarına vurdu ki bu kadar süratle birkaç saat önce söyledikleriye tam çelişen bir karar alarak adaylıktan farıdılar…

Bir siyasi partinin kurultayı kendi parti-içi konusudur, dışardan başka partilerin değil müdahil olması, yorum yapması bile doğru olmaz… Ancak, AKP’nin UBP kurultayının ikinci turunu iptal ettiren baskısı tüm Kuzey Kıbrıs’ı ilgilendiren ve üzerinde görüş beyan etmesi ve hatta tavır belirlemesi gereken bir konudur. Demokrasi konusudur… Memleketin efendisi olmak konusudur… Bu sonuç CB seçimlerinde AKP’nin müdahalesinin yolunu döşeyen UBP’lilerin bu yolun kendi partilerine de uzanacağını düşünememe konusudur… “Etme-bulma dünyası – Oh olsun!” diyerek geçiştirilecek bir konu da değildir. Kuzey Kıbrıs’ın toplam sağ siyaseti belli ki AKP hükümranlığına girmiştir ve sol siyaset bundan itibaren artık AKP’ye karşı siyaset yapacaktır.

İşte bu aşamada sol siyasetin stratejik kararlar alması ve yol haritasını ona göre çizmesi gerekir. UBP’nin ve diğer sağ siyasi partilerin birçok üyesinin AKP’nin CB seçimlerine müdahalesinden bile rahatsız olduğu biliniyor, şimdi ise bu rahatsızlıklar onlara çare arama güdüsü vermektedir. Çare de, Kuzey Kıbrıs siyasetine yönelik her türlü dış karışmacılığa karşı siyasi duruş ve tavır almak ve geliştirmektir. Bu konuda sol siyasetin sağ siyasetin yurtsever ve demokrat insanları ile dayanışma içinde olması ve AKP’nin Kuzey Kıbrıs siyasetine daha fazla karşımasına geçit vermeyecek karşı siyaset üretmesi gerekmektedir. Yani, sol siyasetin, özellikle CTP’nin geçmişte uyguladığı Birleşik Güçler stratejisinin yeni bir şekli, bugünün ihtiyacı olan misyon ile ve Kuzey Kıbrıs demokrasinin geleceğine dair vizyon ile pratiğe geçirilmelidir. Bunun öncüsü doğal olarak sol siyasi partiler ve ilerici tüm örgütler olacak…

CB seçimlerinde ve sonrasında da UBP kurultayı konusunda yaşanan gelişmeler, Kuzey Kıbrıs iç siyaseti ve Kıbrıs sorunu çözümü bağlamında AKP kaynaklı sıkıntıları artık inkar edilemez duruma getirmiştir. Bu müdahalelerin “Beni sokmayan yılan bin yaşasın” diyerek savuşturulması olası değil; “Bugün ona, yarın bana” diyerek demokratik yöntemlerle siyasi karşı önlemlerin alınması kaçınılmazdır.
Sokak, Kuzey Kıbrıs’ın sahiplerini çağırıyor… Gündemlerden çıkan gündem bu çağrıdır….