GÜMİLCİNE’DE “KOMŞU İLE TANIŞMAK”

Tamer Öncül

Geçen haftaki köşemde söz etmiştim, Gümilcine’deki etkinlikten.

Kıbrıs Üniversitesi Türkiye ve Orta Doğu Çalışmaları Bölümü adına  Börte Sagaster ve Demokritus Trakya Üniversitesi Karadeniz Ülkeleri’nin Dili, Edebiyatı ve Kültürü Bölümü adına Yorgos Salakidis’in düzenlediği “Edebiyat aracılığıyla komşu ile tanışmak: Yunanistan ve Kıbrıs’ta Türk edebiyatı” başlıklı etkinliğe, Kıbrıs’tan uçakla Selanik; oradan da otobüsle Gümilcine  güzergahıyla gittik.

Türkiye ve Yunanistan’dan çok sayıda yazar, çevirmen ve akademisyenin katıldığı sempozyumun amacı, “Türk edebiyatının Yunanistan ve Kıbrıs’taki durumunu ele alarak gerçeklere – edebiyatın yaptığı gibi– farklı bir açıdan bakıp daha anlayışlı bir komşuluk isteyenleri bir araya getirmek” olarak saptanmıştı.

İki gün yoğun bir programla süren sempozyumlarda, bu amaca fazlasıyla ulaşılabildiğini söyleyebilirim.

Türkiye ve Yunanistan’ın çeşitli üniversitelerinden gelen (doktora öğrencileri ve akademisyenler) bir çok değerli insanla tanışma; edebiyat, tarih ve siyaset üzerine konuşma fırsatı bulduğumuz bu etkinliklerde; üniversitenin “Türkçe öğrenen”  öğrencileriyle de güzel sohbetler yapma fırsatı bulduk…

Çoğu, Türkçe bilen Yunanlı akademisyenler sunumlarını Yunanca yapsa da (Simültane çevirinin olmaması büyük eksiklikti) konuşmaların özetlerinden oluşan kitapçık ve paneller sonrası yaptığımız sohbetler çok bilgilendiriciydi..

Atina Üniversitesi’nden (İstanbul doğumlu olduğu için, çok akıcı Türkçe konuşan) Thanos  Zarangalis’in “Türkçe’den yapılan çevirilerde karşılaşılan zorluklar ve dikkat edilmesi gerekenler” üzerine yaptığı konuşma; Anthi Karra’nın, “Türkçe’den Yunancaya / Yunancadan Türkçeye tercüme ya da sözcüklerin deneyimsel kasveti üzerine düşünceler” başlıklı konuşması; Makedonya Üniversitesi’nden Nikolas Liazos’un Ahmet Ümit’in romanlarından yola çıkarak yaptığı kapsamlı konuşma; ve çoğumuzun yakından tanıdığı Herkül Milas’ın “Türk edebiyatı, daha iyi bir gelecek ve bazı başarısız girişimler” başlıklı konuşmaları oldukça çarpıcıydı…

İlerleyen yaşına (1940 Ankara doğumlu) karşın; eşiyle birlikte tüm oturumları dikkatle izleyen Herkül Milas ve eşiyle yaptığımız sohbetlerde, Türkiye adına yaşadıkları hayal kırıklığını ve hüznü biz de yaşadık.

Atletizmde Türkiye birincilikleri de olan 78 yaşındaki bu “ihtiyar delikanlının” insanlık adına hala umutlu olması ( TİP’in üyeliğini yapmış Milas, hala barış savaşçısı bir sosyalisttir); üretmekten ve barış kavgasından geri durmaması; 1971 yılında Yunanistan'a yerleşmiş olmasına karşın, Türkiye ile bağını hiçbir zaman koparmaması; bugüne dek aldığı ödüllerin (2 kez Abdi İpekçi Barış Ödülü, 2005 Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü) ne kadar yerinde olduğunu göstermektedir. Onlarca (karşılıklı) çeviri kitabına imza atan Milas; Türk Yunan ilişkilerinde (her konuda) eşi bulunmayan bir uzman.

Sempozyum’a ev sahipliği yapan; mütevazi ve sevecen kişiliğiyle herkese “kırk yıllık dost” gibi yaklaşan Yorgos Salakidis, Yaşar Kemal’in “Bir Ada Hikayesi”nden hareketle bizleri “çok kültürlülüğün güzelliklerine” taşırken; üniversite ile evi arasında her hafta binlerce kilometre direksiyon sallayan Kleopatra Papoutsi ise Behçet Necatigil’in Radyo oyunlarından hareketle hazırlamıştı konuşmasını.

İstanbul’da bir Lisenin müdürlüğünü yaparken, diğer yandan da doktora çalışmasını sürdüren genç öğretmen Hikmet Konar’ın “Mavi Anadoluculuk” ve Trakya üniversitesi’nden öğretim görevlisiİbrahim Kelağa Ahmet’in “Türk Edebiyatı’nda Nev-Yunanilik” konuşmaları da; Kıbrıs’tan benimle sempozyuma katılan, Neşe Yaşın, Ahmet Yıkık, Niyazi Kızılyürek, Maria Sakalli, Borte Sagaster  ve Christiane Bulut’un konuşmaları gibi ilgiyle izlenen panellerdendi.

“Çağdaş Kıbrıs Türk Şiiri’ne Kısa Bir Bakış” başlıklı yazımı severek çevirdiğini söyleyen, Demokritus Üniversitesi öğretim görevlilerinden Sibel Osman’ın “Türkçe – Yunanca Deyimbilim” başlıklı ilginç bir konuşma yaparken; Pontus kökenli genç doktora öğrencisi (ve Türkçe kursları eğitmenliği yapan) Angeliki Melliou, Sevim Burak’ın Çalışmalarında Anne figürünü irdeliyordu.

İstanbul doğumlu, 2006 yılından beri Selanik’te yaşayan genç dostumuz Lale Alatlı’nın konuşma başlığı, onun gibi “iki arada bir derede” kalmışların öyküsünden çok; “iki ara” arasında kurduğu köprüleri anlatıyordu adeta…  

Çok iyi derecede Yunanca, İtalyanca, İngilizce ve Fransızca bilen; Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Kıbrıs ve Kızılhaç’la ortak çalışmalar yürüten; pek çok  kitap çevirisine imza atan bir barış elçisi ve aktivist olan Alatlı, GREENPEACE, WWF, HAYTAP, DEFNE Türk Yunan Derneği vb. kuruşlarda gönüllü olarak çalışmaktadır.

Kıbrıs’ta da birçok etkinliğe katılmış; Kıbrıslı Rumlara’ın şiirlerini, öykülerini çeviren Alatlı, aynı zamanda Selanik’teki Eneken Kültür Merkezi ve dergisinin de emekçilerinden bir şair…

Gümilcine’de bir de sürpriz bekliyordu bizi… 80’li yıllardan bu yana görüşme fırsatımız olmayan; İstanbul öğrencilik yıllarımızın “Batı Trakyalı” dostlarımızdan (milletvekili) Mustafa Mustafa… Etkinlikleri duyup gelmiş; bizimle eski günlerin anılarını paylaşmakla kalmadı; yol yorgunluğuna karşın sempozyuma da katıldı…

Gümilcine’de bize “ev sahipliği” yapan, Demokritus Üniversitesi öğretim görevlilerinden Ayşe Hasan ve (yarım kalan) eğitimine, çocuklarıyla aynı yıllarda yeniden başlayan (şu anda Üniversitede öğrenci); heyecanla bir ay sonra yayınlanacak romanını bekleyen, Nilgün Dursenoğlu’nudan söz etmeden yazıyı bitirmek olmazdı doğrusu…


İlk Tanıtımını Gümilcine’de Yaptığımız I HORA (Yunanca)’nın Yayıncısı(Niyazi), Çevirmeni (Anthi) ve şairi; 29 Haziran’da Kıbrıs’ta yapılacak tanıtımın ayrıntılarını konuşurken.