GÜL ÇÖZÜME VURGU YAPTI

Gül, başta Kıbrıs olmak üzere Doğu Akdeniz'deki meşru çıkarların korunması konusunda asla taviz vermemek gerektiğini vurguladı

 

 

 

TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, insani değerler ve kardeşlik hukuku temelinde zor günlerinde yanlarında olunan halklara destek verirken ahlaki zemin üstünlüğünün yitirilmemesi gerektiğini belirterek, ''Bölgemizde hiçbir halk ve toplumun Türkiye'nin iyi niyeti ve herkesi kucaklayan politikaları konusunda yanlış intibalar edinmesine de izin vermemeliyiz'' dedi.

Başta Kıbrıs olmak üzere Doğu Akdeniz'deki meşru çıkarların korunması konusunda asla taviz vermemek gerektiğini vurgulayan Gül, ''Bununla birlikte Kıbrıs sorununu adil ve kalıcı bir siyasi çözüme kavuşturarak Doğu Akdeniz'de Türkiye, Kıbrıs adası ve Yunanistan'ın oluşturacağı yeni bir istikrar ve refah sütunu meydana getirmek vizyonumuzu hep canlı tutmalıyız. Turizmde olduğu gibi Akdeniz'in faal ve potansiyel enerji kaynaklarının tüm kıyıdaş ülkelerin ve kıtaların ortak refahına hizmet edecek şekilde yararlanılacağı adil bir işbirliği iklimi oluşturmak için de gayret göstermeliyiz. Aslında gösterdiğimiz bu gayretler bölgede bulunan diğer komşular tarafından da iyi şekilde algılanır ve bu iyi niyet aynı şekilde karşılık bulursa eminim ki hepimiz bu işten kazançlı çıkacağız'' diye konuştu.

Akdeniz havzasındaki tarihi dönüşümün uzun vadede Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz'in barışın nimetlerinden yararlanması gibi bir sonuç doğuracağına işaret eden Gül, sözlerine şöyle devam etti:

''Böyle bir netice, çoğu komşularımızdan oluşan kritik bir bölgenin normalleşmesi, istikrara kavuşması ve bölgede hakim olan çatışma kültürünün yerine işbirliği ve entegrasyon anlayışının hakim olması demektir. Şüphesiz ki bu durumun ülkemizin iç huzuruna ve refahına da katkısı muazzam olacaktır. Bu nedenle Türkiye olarak tüm bu kargaşa içinde barışı planlamak ve barışa yatırım yapmak için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz.

 

“100 YIL SONRASI DÜŞÜNÜLMELİ”

Millet olarak her alandaki politikalarımızı konjonktürel şartların ve ani heyecanların etkisinde kalmadan, 20-30 hatta 100 yıl sonrasını düşünerek oluşturmalıyız. Türkiye'nin uzun vadeli hedeflerine ulaşmasına zemin hazırlayacak ilerleme istikametini saptırmayacak tutarlı ve entegre politikaları hayata geçirmeliyiz. Bu anlamda baktığımızda bunu bugün en iyi uygulayan ülkenin Çin olduğunu hepimiz biliyoruz. Kendi istikametinden hiç şaşmadan, 1978 yılından beri ana hedeflerini gerçekleştirmek için istikrarlı bir şekilde o hedefe yürüyor. Onun dışında olup bitenlere kendisini çok kaptırmadan hedefini gerçekleştirmek için uğraşıyor. Bizim de kendi büyük hedeflerimiz var. Bu büyük hedeflerimize ulaşmak, ekonomik olarak kalkınmış ülkeler seviyesine gelmek, demokrasisini, hukukunu çok daha derinleştirmek, evrensel, gelişmiş demokrasilerin standartlarını ülkemizde uygulanır hale getirmek. Bu şüphesiz ki bizim en büyük hedefimizdir. Bizim de bunu hiçbir zaman göz ardı etmeden politikalarımızı geliştirmemiz ve uygulamamızın hayati derecede önemli olduğuna inanıyorum.''

Önemli gördüğü konuları bu vesileyle büyükelçilerle paylaşmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, eşleri ve aileleriyle büyük fedakarlık içerisinde görevlerini sürdüren büyükelçilere teşekkür etti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri