‘’GİZLİ REÇETE’’

Mehmet Çağlar


ZEYTİN’LE BAŞAK KÜLTÜRÜ…
"Ne olmak", "kim olmak" istiyoruz sorularının, sosyal olarak inşa edildiği alandır kültür...
Kişisel ve toplumsal beklentilere cevap bulduğumuz hikayelerin ve birikimlerin anlatıldığı...

"Biz statükonun bir parçası değiliz, olmak da istemiyoruz " dedi %60.5'lik bir kesim seçimlerin ikinci turunda ve Akıncı’yı Cumhurbaşkanı seçtik…
Hep birlikte...
Son bir hafta kol kola yürüyerek...
Zeytinle Başağı büyüterek…

ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LÂZIM
Sayın Akıncı’yı ve ona destek vererek bu başarıyı gerçekleyen herkesi ve her kesimi canı gönülden tebrik ediyorum…

Ama bu yazının yazıldığı gün, günlerden 27 Nisan 2015 pazartesi. Siz bu yazıyı okurken gün 28 Nisan 2015 salı olacak.

Mevlâna’nın da dediği gibi:
"Dün artık dünle gitmiştir cancağızım.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım" ...

Dün Akıncı'ya yıllardır süren statükoyu yıkmak için darbe vurmak ve müzakere sürecinde federal çözüm için gayret göstermek amacı ile aktif destek veren CTP'nin bugün;
Kendi iç sorunlarının özüne inmesi ve sorunlarını rasyonel ve radikal biçimde bir değerlendirmeye tabi tutması gerekiyor...

DÖRT SÜTUNLU BOZUK DÜZEN
Zaman harekete geçme zamanıdır...
Karşımızda statükonun kurdurduğu, dört sütunlu bir düzen vardır:
YAĞMA, FUHUŞ, KUMAR, TEFECİLİK…

Bu sütünların tek tek yıkılması için yeni perspektifler oluşturmak gereklidir...

Örneğin;
Özelleştirme gibi yasaları ve borca dayalı bankacılık sistemi düzenlemelerini geçmiş UBP yönetimlerinin desteğiyle getiren "yağmacılar",
Toplumun savunma mekanizmalarını yok etmişler,
Ve toplumu rastgele kriterler koyanların gücüne teslim etmişlerdir...

Peki, bunları yaparken amaçları ne idi?
Amaç:
Sermayeye dayalı bir hiyerarşi yaratmak ve Kıbrıs Türk Toplumu'nun varlıklarını soyarak, tüketerek ve el değiştirterek,
Para kazanmaktı...
Evet..!
"Yağmacılar"ın Kıbrıs Türkü’ne ilham ettikleri iktisat düzeninin "Gizli Reçetesi" buydu ve halen de budur...!

YOLUMUZ
Yağmacıların bu amaçlarını, yıllardır uyguladıkları politikalarla halkın nasıl giderek mülksüzleştiğini ve fakirleştiğini, özellikle son dönemlerde, ülkenin ekonomik tıkanıklıklara daha düşürtülmesi sonucunda çeşitli argümanlarla  CTP’yi liberalist/kapitalist bir "ibadethaneye" çevirmeye çalışan bazı sözde "kavramcılar"ın ve bireysel/zümresel/toplumsal niteliği göz ardı eden "nicelciler"in de iyi okuması gerekir!

Bizim yolumuz;
Ne sermayeye dayalı bir hiyerarşi !
Ne de statükocu açık ‘’mapushane’’ !

Bizim Yolumuz;
Sosyal adalet ve Barış duyguları içerisinde, federal çözümle de birlikte dünya ile bütünleşme...

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları hepimize hayırlı olsun…