Gerçek fark!

Ayşemden Akın

AKP’nin büyük uğraşları sonucu hükümete gelen UBP’li İrsen Küçük, dört yıl önce 64 sayfalık hükümet programını okurken kürsüde yaşlanmıştı resmen.

Dediklerinin 2 sayfasını bile hayata geçiremedi.

Daha doğrusu bu yönde bir çabası da olmadı.

Konuşmasına şöyle başlamıştı o gün Sayın Küçük:

“Kıbrıs Türk Halkı bugünkü Devlet olgusuna çok büyük özveriler sonucu ulaşmıştır. Anavatan Türkiye’yi bu çatı altında bir kez daha şükranla anar, kendilerine teşekkürlerimi sunarım...”

Ha bire tekrarlanan bu sözler gelmiş geçmiş tüm Türkiye hükümetleriyle kurulan çıkar ortaklığının itirafıydı bana kalırsa.

Nasıl bir devlet olduğumuz ortada.

Memleket baba çiftliği…

Baf’ın mandırası sanılan…

Neyse...

Başka ne demişti şimdinin devrik başbakanı o gün?

“Anavatanına karşı görev ve sorumluluklarını bilen, bu özellikleri davranışa dönüştürebilen ve ulusal kalkınmaya katkı koyabilen yurttaşlar yetiştirmek başlıca amacımız olacaktır.”

Buradaki ‘anavatan’ eski ‘vatan’ değil malumunuz…

Ergenekoncular gitti tarikatçılar geldi.

İkinci cumhuriyetçiler birinci cumhuriyetçilerin yerine kondu…

Yani sorumluluğumuz artık ulusalcı bir devlete değil, İslamcı bir devlete doğru yol alan bir anlayışa…

Haliyle inanç ve ibadet çok önemli.

İlahiyat Fakülteleri, Kuran kursları, külliyeler, camiler hepsi bunun için…

‘7,5-8 İrsen’ şükranlarını bizim yerimize bol bol sunarak aldı son ziyarette Erdoğan’dan teşekkürü.

Neyin teşekkürü olduğunu yazmak olmaz şimdi.

Hatırlıyorum uçuk maddeleri de vardı UBP’nin programının…

AKP’li bakanın geçtiğimiz günlerde, ‘bizim uzay gemisi yapmamızı engelliyorlar’ demesi gibi...

‘Şakasına’ yani.

Deprem kuşağında olan Kuzey Kıbrıs’ın deprem istasyon şebekesinin geliştirilmesi ve tamamının uydu bağlantılı şekle dönüştürülmesi için çalışmalar yapılacaktı.

Tam yapılacaktı ki ‘UBP Tsunamisi’ vurdu!

Kurultay ve sonrası…

Şiddeti ölçen yine zavallı halkın tersi dönmüş ‘Rihter’i oldu.

Halkın yüzde 70’i son dört yılda fakirleştiğini söylüyor.

Sözlerini de şöyle tamamlamıştı Sayın İrsen Küçük:

“Tüm iyi niyetli eleştirilerden yararlanacağımızı yüce Meclis kürsüsünden ifade ediyorum. Yasal tüm denetimlere açık olacağımızı vurgulamakta da yarar görüyorum.”

Bahsi geçen ‘yarar’ fasulyeninki değil elbet.

“Gemiye zarar vermeyin” diye de devam ediyor hitabet…

“Bu gemi geleceğe doğru emin adımlarla ilerlesin ve bizden sonraki nesiller de bu güzel ülkede egemen, özgür, onurlu bir yaşam sürsünler” diyerek noktalıyor nihayet.

Dediklerini hep tersi oldu.

Onurumuz ayaklar altında, gelecekten asla emin değiliz, sonraki nesiller kayıp, egemenliğimiz ve özgürlüğümüz çoktan satıldı!

Yani yukarıdakiler sadece bir özet…

Başbakan Sibel Siber dün kürsüde 14 sayfalık hükümet programını okudu.

Elbette 1,5 ayda bunları yapacağını söyleyerek değil.

Bir sonraki hükümete yol haritası çizdi…

Hepsinin eline sağlık da keşke sadece aşağıdaki madde yer alsaydı okunan programda, gerçekçilik bakımından:

“Önceki dönemde yapılan tüm faaliyetler inceleme altına alınarak, yasalar ve tüzüklere uygunluğu değerlendirilecek. Uygun olan icraatlar sürdürülecek fakat sıkıntılı olan icraatlar tüm toplumla paylaşılarak gerekli tedbirler alınacak. Kamuyu zarara uğratan usulsüz uygulamalar mevzuatın imkan verdiği ölçüde hiç tereddütsüz yargıya taşınacak!”

Gerçekçi olup ‘imkansızı’ istemek…

Hem de 45 gün için!