“Geçmişte işlenen suçlar açığa çıkarılmaz, suçlular korunursa, toplum suça ortak olur…”

Sevgül Uludağ

***  DR. DERVİŞ ÖZER’DEN “TECAVÜZ DOSYASI”… 1

 

DR. DERVİŞ ÖZER

Yıllar bana tecavüzün şeklinin sınırsız olduğunu öğretti. Kadınlarla iç içe olmanın, onların dertlerini dinlememin ve savaşı görmemin, savaşı yaşamamın ve kadın hastalıkları doğum uzmanı olarak kadınlarla içli dışlı olmamın sonucunda, onlara yapılan tecavüzün çeşitlerini öğrendim. Onlar anlattı, ben dinledim ve bugün, belki de yarın hepsini size aktaracağım. Anlatmak niye, acıları tekrardan deşmek niye diyeceksiniz. Buna cevap olarak Alman hukukçu Bernhard Schlink sözleri ile cevap vereceğim: “Her ne kadar geçmişte yaşananlardan dolayı yeni kuşakları sorumlu tutamazsak da, eski suçların yeni kuşaklara devredildiği bir yer vardır. Bir toplumun üyeleri geçmişte işlenen suçları açığa çıkarıp kabul etmezlerse, kendi toplumunun suçlu üyelerini bağırlarına basıp korurlarsa, o zaman suça ortak olurlar. Suç, yeni kuşakları bekliyor demektir, ta ki bunu kabul edip kınayana kadar. Suçtan arınmak ancak o zaman mümkün olur.”
Savaş yıllarını, savaş yıllarında kadınlara yapılan tecavüzlerin bazılarını yazacağım. Yıllardan sonra konuştuğum kadınlardan duyduklarımı, tüylerimi diken diken eden olayları sizlerle paylaşacağım. Paylaşacağım ki kadının bu dünyada nelere katlandığını göresiniz…
İlk olarak:
Savaşta tecavüze uğrayan ve o zaman 23 yaşında olan bir Akdeniz kadınının anılarından:

Bir babanın oğluna tecavüzü öğretmesi

“Çok güzel bir köyümüz vardı. Sokaklarından sular akan, her tarafın portakal bahçesi olduğu bir köydü bu… Köyümüz Şubat’tan Mayıs’a kadar portakal çiçeği, Nisan’dan Aralığa kadar da  yasemin kokardı. Ben bu güzel köyde doğdum, büyüdüm ve evlendim. Yeni evliydim. O yaz savaş çıkınca daha bir ay olmadan kocam askere gitti ve günlerce onu görmedim. Ateşkeste, köye bir defa gelmişti. Sonra gitti ve bir daha gelmedi. Hiç gelmedi. Bugün bile yok. Gelmedi. Öldüğünü biliyorum. Bu kadar sene kimse kalmaz. Yerin dibinde olsa, gökte olsa gelirdi. Biliyorum öldü. Tekrardan evlenmedim. Kocamı beklediğimden değil. Bana insanoğlunun yaptıklarından dolayı evlenmedim.
Bana yapılanlar mı? Anlatmak zor. Yıllarca anlatmadım zaten ama bir gün geldi soranlara anlattım. Başlarda bunun benim ayıbım olduğunu düşünüyordum. Tecavüzün sebebi benmişim diye düşünüyordum ve anlatmıyordum. Bir de bana yapılanların ayıp, anlatılmayacak şeyler olduğunu düşünüyordum. Oysa öyle değilmiş. Bütün bu olanların benim suçum olmadığını, bana yapılanların Dünyanın her yerinde kadınlara yapıldığını, Bosna’da, Afrika’da, Latin Amerika’da ve Afganistan’da şimdi de Irak, Suriye’de kadınlara neler yapıldığı herkes biliyor. Ve artık senelerden sonra bana yapılanları hazmedemeyip kadınların bu savaşlarda neler çektiğini anlatmalıyım…

Bana ilk önce yaşlı adam tecavüz etti. 15 yaşındaki oğlu yanında idi ve elinde Thomson makineli tüfekle sandalyede otuyordu. Yaşlı adam beni yatağa sürükledi üzerime abandı ağılığından kıpırdayamaz halde idim. Ve yalvarmalarıma aldırmadan bana tecavüz etti. Nefesim kesilmişti, donmuş bir şekilde yatağın içinde yatıyordum. O üzerimden kalktı ve oğlunun elinden silahı alarak sandalyeye oturdu. Ve oğlunun soyunmasını seyretti. Oğlu soyundu. Ve yanıma geldi. Benim gözlerimden yaşlar dökülüyordu ve oğlunun teri benim gözyaşlarıma karışıyordu. Oğlu da bana tecavüz etti. O sadece seyretti, sandalyesinde oturarak seyretti. Arada gelip oğluna nasıl yapması gerektiğini söyledi ve gösterdi. Arkasından oğlu da işini bitirince kalktılar ve bana kahve yapmamı söylediler. Kahve yaptım ve getirdim. Oğluna bir sigara verdi ve sigarasını yaktı. Kahvelerini ve sigaralarını içtiler. Ve oğlunun sırtına vurarak, ona övgüler yağdırarak gittiler.”

(DR. DERVİŞ ÖZER – MAYIS 2015.)