Geç ama iyi niyetli

Tayfun Çağra

Girne’de en sonunda bir müdahaleye gidildi. Beyaz Bölge Emirnamesi’nde değişiklik yapıldı. 2010 yılında yapılan düzenlemeyle 10 kata kadar bina yapılmasına olanak veren Emirname’de yapılan düzenlemeyle bundan böyle ana caddelerde 7 kat, ara caddelerde 5 kata kadar bina yapılabilecek. Bu düzenleme de Girne İmar Planı hazır olana kadar yürürlükte kalacak. Planın Şubat 17’de de bitirilmesi planlanıyor.

Peki yeterli mi?
Değil.

Kaldı ki düzenleme yürürlüğe girerken şimdiye kadar alınan izinler ve başlatılan izin süreçleri düzenlemenin dışında kalıyor. Yani yarın yanınızdaki binada 10. kat çıkarken “nedir bu?” diye sorsanız mutlaka “önceden izin alındı” cevabını alacaksınız… Bu ‘önceden izin alanların ne kadar olduğunu’ da sorarsanız kesin bir yanıt alamazsınız. Ancak bu sayının az olmadığını söylemek mümkün.

Şöyle bir yaklaşımla şimdiye kadar gördüğünüz yüksek binaların 3-4 katı kadar bundan sonra da ‘şimdiye kadar izin alınmış veya izin süreci devam eden bina’ mutlaka vardır.

Yani olanla kalınmış bir durum yok ortada… Zaten 7 kat veya 5 kat da çok düşük kat yüksekliği değil Girne için… Kat yüksekliğinin yanında bina yoğunluğu da çok önemli bir sorun… Pencerenizi açtığınızda diğer binanın odasına girebileceğiniz kadar yan yana yapılmış binalara rastlamak mümkünken bu yoğunluğun azaltılması mutlaka gerekli… Umarım ortaya çıkacak Girne İmar Planı’nda kat yükseklikleri ve yoğunluklar bir daha gözden geçirilir.

2010’daki 10 kat yükseklik kararını hatırlarsak; O günlerde Girne’nin göbeğinde bir gökdelen yapılması düşünülüyordu. Girneliler, sivil toplum örgütleri karşı çıktı, gökdelen fikrinden vazgeçildi ancak o zamanın iktidarı UBP, popülist bir karar alarak “tamam madem gökdelene karşı çıkılıyor, o zaman gökdelen yapılmasın, isteyen herkes 10 kat bina yapabilsin” dedi ve arkası geldi. Kimse üstüne almasın ama şu duruma benzetiyorum ben bunu; Sanki kümesin kapıları açılmış, teller yıkılmış gibi tavuklar her yere dağıldı, basılmadık yer bırakmadı, tavukların bastıkları yerde ot bile çıkmadı.

Anlattığım popülizm ve öngörüsüzlük Girne’yi şimdi içinden çıkılmaz bir hale getirdi. 2010’daki karar alınırken şimdiki sonucun görülmesi pekalâ mümkündü ancak görülse bile ‘popülizm’ her türlü gerekliliğin önüne geçtiği için! şimdiden sonra ne kadar önlem alsanız da Girne’nin içine ‘edilmiştir!’ artık… Tamam, yetersiz de olsa şimdi bir önlem alındı, umarım İmar Planı ile birlikte bu önlemler daha ileriye gider, adına yakışır bir Plan ortaya çıkar.

Şunu da unutmamak gerek; Emirname değişiklik maddeleri arasında yer alan “Girne İmar Planı tamamlanıncaya kadar geçecek sürede kamu kullanımları için ihtiyaç duyulacak kamu mallarının kontrol altına alınması için en kısa sürede gerekli kararlar üretilecektir” cümlesinden hareketle kamu mallarının güvence altında olmadığını anlıyoruz.

Motorlu testere sesini her duyduğumda, içimi saran korkuyla sesin geldiği yönü anlayıp da yerini tespit etme gayretimin altında işte bu endişe gelir. Her gün, her an bir yeşil alanın, bir ağacın yerle bir edilip yerine çok katlı bir binanın kalkması endişesi… Benim için çok büyük bir korku oldu bu…