Fuat Burkay: Terzi Fikri’yi tanımak…

Gençler Yazıyor

Fuat Burkay

fuatburkay@gmail.com


Öncelikle herkese iyi günler dilerim.  Bu hafta yazımız da biraz gündemin dışına çıkıp iki yıl önce, hikâyesini sosyal medya'da okuduğum ve hayli ilgimi çeken bir şahsı sizlerle paylaşmak istedim. Böylelikle Türkiye’nin küçücük bir ilçesinde efsaneleşmiş bir kişiyi dostlara tanıtmaya çalışacağım.   Karadeniz bölgesinde yer alan Fatsa ilçesinin ismini sekiz ayda Fatsa tarihine kazıyan Fikri Sönmez nam-ı diğer Terzi Fikri'yi sizlerinde tanıması için uğraş vereceğim. Umarım okurken sizlerde benim aldığım haz ı alırsınız.

Kimdir Fikri Sönmez?
Nam-ı diğer Terzi Fikri, 1938 yılın da Ordu-Fatsa'nın Kabak dağı köyünde doğar. Ailesinin mali durumunun iyi olmaması nedeni üzerine eğitimini noktalayarak ilkokuldan sonra tanıdık bir terzinin yanında çırak olarak çalışmaya başlar. Fikri Sönmez 60'lı yılların ortalarında Türkiye İşçi Partisi (TİP) üye olur.  Saflarına katıldığı partide aktif görevler üstlenerek hayatını sürdürür. Bilahare Dev-Genç saflarında 6. Filo'ya karşı düzenlenen gösterilere katılır. Dönem 70'leri gösterdiğinde sol görüş içinde ortaya çıkan yeni saflaşmalarda Mahir Çayan'ın görüşlerine benimseyerek THKP-C     ( Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi) saflarında yer alır. 1971-1972 yıllarında Mahir Çayan ve arkadaşlarının Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçışlarından sonra, Karadeniz Bölgesi'ne geçmelerine ve bu bölgedeki ilişkileri ile eylemlerinde onlara yardımcı olduğu gerekçesiyle THKP-C Davası'nın diğer sanıkları ile beraber 2 yıl kadar tutuklu olarak yargılanır ve 1974 affı ile tahliye edilir.

Belediye Başkanlığı
1978 yılı Fatsa’da sol grupların hâkim olduğu yıldır. 1979’da dönemin belediye başkanı Nazmiye Komitoğlu vefat etmesi üzerine Fatsa’da bir ara seçim yapılır. Terzi Fikri bu ara seçimde bağımsız adaydır. Ama açıkça seçmenlere Dev-Yolcu olduğunu söylemekten de geri durmaz. Seçim, dönemin muktedirleri tarafından birkaç kez ertelenir. Hatta Fikri Sönmez, faşistler tarafından öldürülmeye de çalışılır. Ama tüm bunlar onun seçimi kazanmasını engelleyemez.

Terzi Fikri'den önce Fatsa'nın yolları bozuk kanalizasyonu yoktu, her yer sivrisinek kaynıyordu, halk hastalıktan kırılıyordu. Belediye çalışanları maaşlarını alamıyordu. Tüm bunların yanı sıra Fatsa ilçesinde içki, kumar ve rüşvet başını almış gidiyordu. Yağ, sigara, şeker gibi ürünlerde karaborsa olarak tezgâh altlarından satılmaktaydı.

Seçildikten sonra dönemin iktidarının gözüne batmaya başlayan ve fazlasıyla canını sıkan işlere girişir Fikri Sönmez. Fatsa’yı özelliklerine göre 11 bölgeye ayırır ve halk komiteleri oluşturur. İki ayda bir halk toplantısı düzenlemeye başlar. Amacı halkı da yönetime ortak etmektir. Gayet işlevsel olan bu komite, belediye çalışmalarını denetleme ve gerekli gördüğü takdirde komite üyelerini görevden alma hakkına sahipti. Komitelerin üzerinde durduğu tek konu belediye faaliyetleri değildi elbette. İçki, kumar sorunları yanında kadına yönelik şiddet gibi konular da bu komitelerde ele alınan konulardı. Kısa bir süre sonra maaş alamayan belediye çalışanları maaşlarını alıyor rüşvet ve karaborsa tarihe karışıyordu. Fatsa’nın çamurlu yolları Terzi Fikrinin oluşturduğu komiteleriyle birlikte yürüttüğü "Çamura Son” kampanyası ile kısa bir sürede çamurdan kurtarılarak yenilenmiştir. İlçe buna benzer faaliyetlerden dolayı solun simgesi haline gelmiştir.

Faşist İktidarın saldırıları ve sonucu
Fatsa da Bu güzellikler yaşanırken tabidir ki sağcı, gerici zihniyet de boş durmadı. Gerek politikacısıyla, gerekse de basın yayın organlarıyla saldırıya geçti.  O dönemde çorumdaki bir alevi mahallesine faşist ve milliyetçi bir grup tarafından saldırı düzenlenir ve 57 kişi hayatını kaybeder.   Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel bu katliam için "Çorumu bırakın Fatsa ya bakın" çünkü Süleyman Demirel için Fatsa da yönetime halkın da dâhil edilmesiyle yapılan güzel işler daha önemliydi. Alimallah, halk sosyalizmin iyi bir şey olduğunu sanabilirdi. Bu şekilde hedef göstermelerinin bir sonucu olarak 11 Temmuz 1980 ilçeye askeri bir darbe düzenlenir. Bu darbe 12 Eylül darbesinin mini bir provası olarak görülür ve operasyon birebir Kenan Evren tarafından yönetilir. Terzi Fikri 11 Temmuz’da gözaltına alınır. Yorgun kalbi onu daha fazla taşıyamaz ve 5 yıl sonra 4 Mayıs 1985’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu cezaevinde yaşama veda eder.


Başkanlığı süresince öyle işlere imza atmış ki Terzi Fikri, halk sosyalizme sempati besler hale gelecek diye faşist iktidarın ödü kopmuş. Sonuçta da, kendinden önce halkını düşünen, yokluğa, yoksulluğa, kaçakçılığa, sömürüye ve şiddete savaş açan herkes gibi göze batmış ve bileti kesilmiş bir insan.