FİYATIMIZ…

UBP kurultayı bitti ama beklenildiği gibi kavgası bitmedi. Taraflar hala keskin uçlardaki açıklamalarıyla birbirine karşı cepheleşmeye devam ediyor. Ne var ki bunlar hiç mi hiç toplumu ilgilendiren bir kavga değil. İktidar partisi olsa da herhangi bir p

 

UBP kurultayı bitti ama beklenildiği gibi kavgası bitmedi.

Taraflar hala keskin uçlardaki açıklamalarıyla birbirine karşı cepheleşmeye devam ediyor.

Ne var ki bunlar hiç mi hiç toplumu ilgilendiren bir kavga değil. İktidar partisi olsa da herhangi bir partiden isteyen bakan ya da milletvekili istediği şekilde parti içinde tartışmasını, kavgasını sürdürebilir.

Ama UBP’de yaşananlar parti içi kavga sınırını çoktan geçti. Hoyratça parti ile devleti bütünleştiren anlayış, devlet kaynaklarını da aynı hoyratlıkla harcadı.

Sadece istihdamlar, şaşalı toplantı ve kalabalık yemekler değil, son iddia da sosyal yardım fonunun UBP delegeleri için kullanıldığı yönünde.

Bizzat UBP Milletvekili Ahmet Kaşif açıkladı bunu, canlı yayınlarda. Birçok farklı kaynak konuya dair bildiklerini paylaşıyor.

Devlet kasasında 750 bin TL olan Hane Halkı Yardım Kalemi’nden geriye kalanın sadece 250 bin TL olduğu, bu rakamın kurultaydan bir iki gece önce, bin iki bin TL olarak delegelere dağıtıldığı iddia ediliyor.

Bunlar ciddi iddialar. Göz ardı edilebilecek, gündem içinde unutturulabilecek iddialar değil.

Ama bu iddiaların da kaderi ne yazık ki neredeyse doğruluğu kanıtlanmış daha niceleri gibi unutturulmaya mahkum görülüyor.

Oysa bu devletin sözde denetleyici kurumları var.

Bu denetleyici kurumlar sözde bağımsız çalışan, tarafsız kurumlar.

Ne yazık ki bugüne kadar ortaya konulan sicil, kamu vicdanını tatmin etmekten çok uzak.

Hal böyle olunca da toplumun sadece siyasete, ya da siyasetçiye olan güveni yok olmuyor, adaleti teslim ettiği bütün mekanizmalara sırtını dönüyor.

Ve bir ülkede adalet mekanizması işlemedikçe de rüşvet, yolsuzluk, her türlü yasa dışı alanın önü de o kadar açık kalıyor.

Şimdi onca iddia ve yolsuzluk karşısında bal tutanın yaladığı bal yanına kar kalıyorsa, bir toplumu oyunu satmamaya, iradesini satılığa çıkarmamaya nasıl ikna edersiniz?

Eğer kamuda iş zaten torpille yürüyorsa, seçimde sandığa attığı oyun hesabını soramıyor, hizmeti alamıyorsa ve daha da önemlisi her yapanın yanına kalıyorsa, o zaman işte o iradeye değer biçiliyor.

Kimisi için 100 TL kimisi için 20.

Bazı durumlarda 1000 TL, bazılarında 2000.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri