Felsefenin kraliçesi geliyor

Tümay Tuğyan

 


Nedir eğitim?
Ve nedir eğitimcinin görevi?
Ve tabii eğitim kurumlarının?
Yani esasen okulların?
Türkçe, resim, matematik, spor, fen, müzik, tarih, felsefe, coğrafya...
Bütün bunlardır öncelikle; ama aslında çok daha fazlasıdır.
Kurumsal bir eğitim vermenin yanı sıra, alışılageldik toplumsal değerler üzerinden bir kişilik yapılandırmaktan farklı olarak, kişinin kendi öz değerlerini geliştirmesine olanak yaratacak fırsatlar sunmak olmalıdır eğitim.
Yeni alternatifler yaratmak...
Yeni dünyalarla tanıştırmak...
Beklenenden ve hatta zaman zaman talep edilenden fazlasını vermek...

***

Lefkoşa Türk Lisesi, çok değerli bir etkinliğe imza atıyor.
Günümüz dünyasının önde gelen saygıdeğer filozoflarından biri, yarın akşam üzeri Lefkoşa Türk Lisesi’nin davetlisi olarak ülkemizde bir konferans verecek.
Prof. Dr. İoanna Kuçuradi...
Özellikle insan hakları ve etik üzerine çalışan ve şu anda Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları ve Araştırma Merkezi Müdürü olan Kuçuradi, Uluslararası Felsefe Kurumları Federasyonları Başkanlığı yapmış bir isim.
Bu göreve seçilen ilk kadın olma özelliği de Kuçuradi’ye ait.
Hacettepe Üniversitesi Felsefe bölümünü, 1969 yılında Kuçuradi kurmuş ve emekli olduğu 2003 yılına değin bu bölümün başkanlığını yürütmüş.
1979 yılından bu yana Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı olan Kuçuradi, UNESCO Felsefe ödülü dahil olmak üzere sayısız ödülün de sahibi.

***

Yurt dışında olmam nedeniyle, sıklıkla ‘Felsefenin Kraliçesi’ diye anılmakta olan Kuçuradi’yi dinlemeye gidemeyeceğim için çok üzgünüm.
Maalesef bu önemli fırsatı kaçırıyorum.
Ama eminim ki pek çok insan yarın Kuçuradi gibi değerli bir filozofu dinleyerek, çok önemli bir deneyim kazanmış olacak.
İnsan haklarının hemen her dönem sıklıkla tartışıldığı bir coğrafyada yaşıyoruz.
Ülkemizin karnesi de bu anlamda pek parlak değil.
Dolayısıyla Kuçuradi’den, felsefik boyutuyla insan hakları ve etik konulu bir sunum dinlemek, bundan dersler çıkarmak niyetinde olanlar adına eminim çok fayda getirecek.
Kuçuradi’nin İstanbullu bir Rum olması da bence ayrıca değerli.
Çünkü bu sunum, Anayasa değişikliği çalışmaları kapsamında bir kez daha gündeme gelen azınlık hakları konusunda aydınlatıcı bir deneyim olmaya aday.

***

Biz Kıbrıslı Türkler, öncelikle siyasal konjonktürümüzün ama devamla maalesef toplumsal ilgisizliğimiz ve de boşvermişliğimizin bir sonucu olarak, böylesi etkinliklere yeterince önem vermediğimiz gibi, muhtemelen bugüne değin hapsolduğumuz eğitim modeli ve ‘stratejisi’ içerisinde, böylesi ihtiyaçlarımızın var olduğunu da fark edebilmekten uzağız.
Lefkoşa Türk Lisesi bir orta eğitim kurumu olarak ‘sıradan’ görevinin dışına çıkarak, bize bu ihtiyacımızı hatırlatıyor, Kıbrıslıları dünya çapında bir felsefe profesörüyle buluşturuyor.
Diğer eğitim ve öğretim kurumlarının da hem öğrencilerine hem de topluma yeni alternatifler yaratmak, yeni dünyalar göstermek adına daha istekli olması, son derece önemli ve gerekli.
Bütün okullarımızdan, devamını bekliyoruz.