Lefkoşa Belediyesi’nde yaşananlar aslında memleketin hali dediğimiz durumun küçük bir özeti.
Ve her gün başka başka örneklerle çoğaltıyoruz bu özetleri.
Dün belediyede yaşanan sorunlara dikkat çekmek adına çeşitli eylemler yapıldı.
Belediye binası eylemciler tarafından sarılırken, iktidar partisinin kurultay davası vardı, mahkemede.
Mahkeme duruşmaya elektrik kesintisi nedeniyle ara vermek zorunda kaldı. Bugün devam edilecek duruşmanın sonucu ne olacak birlikte göreceğiz.
Aynı saatlerde toplanmasının temel sorumluluğunu hükümetin alması gereken Meclis oturumu da yapılamadı.
Nisap sağlanamadığı gerekçesiyle 48 saat sonraya ertelendi, çok çalışan meclisimiz.
Geçtiğimiz hafta, “çalışmayacak belediye meclis üyeleri istifa etsin” çağrısı yapan Bakanlar Kurulu açıklamasının ardından, muhalefete bağlı meclis üyelerinin istifalarını sunmasıyla birlikte hükümet kanadı yeni formül arayışlarına başladı.
Buna göre, kalan 12 UBP’li belediye meclis üyesiyle beklenen yapılandırma kararını almak isteyen hükümet kanadı ve Belediye Başkanı, 7 kişiyle nisap sağlayıp belediye meclisini çalıştırabileceklerini ifade ediyor.
Peki iktidar partisi, kendi partisinin meclis üyelerine güven veriyor, Onları taahhüt altına sokabiliyor mu?
Bugüne kadar bu başarılsa, zaten Belediye Meclisi çalışmasında bir sorun olmaz, UBP ile nisap sağlanır ve o istenilen toplantılar yapılırdı.
Ne var ki, bugüne kadar partinin siyasi baskısıyla her türlü kararın altına imza atan belediye meclis üyeleri, kendilerinin de sorumluluk altına girdiğini keşfetti. Dahası, bu sorumluluğun 5 yıla kadar hapislik içeren bir cezası olabileceğini öğrendi.
Ve belediye toplantılarına katılmamaya başladı.
Dört üye istifalarını sundu, hükümet kanadı, yerlerine yenilerinin atanacağını açıklasa da bu konuda da bir gelişme yaşanmadı.
Belediye Meclis üyelerinden Meriç Erülkü ise, bu süreçte en açık konuşan üye olarak, yeni bir krediye karşı olduğunu ve bunun nedenlerini ortaya koydu.
Bu durumda UBP’nin aradığı o 7 kişilik nisabı sağlaması bile kolay görünmüyor. Nitekim UBP’li üyelerle toplantı yapmaya çalışan Lefkoşa Belediyesi, bunu dün de yapamadı.
O yüzden hükümetin bundan sonra ne yapacağı, ne yapabileceği merak konusu. Görünen o ki, Bakanlar Kurulu’nun kendi partilisi dahil kimsenin gözünde bir itibarı kalmadı.
En temel görevleri arasında yer alan nisap sorununu bile hiçbir platformda sağlayamayan bir iktidar partisinin yapabileceği ne kalmıştır ki?
Bugün Lefkoşa Belediyesi ile ilgili yapılması gereken en temel şey, hukuk sürecinin bir an önce başlatılıp sonuçlandırılmasıdır. Bu yapılmadan görevden almak için çıkarılacak her yasa, her şeyden önce adalete ve demokrasiye saygısızlıktır.
Bugün belediyede erken seçim bile olsa, ortak uzlaşı sağlanmış bir yol haritası çıkarılmadan, sorun çözülebilecek gibi durmuyor.
Bugün belediyede aşırı istihdam olduğu ortada... Önerilerden biri de fazla çalışanı kamuda farklı yerlere aktarmak.
Neden? Bunca usulsüz istihdam ve popülist vurdumduymazlığın hiç mi bedeli olmayacak?
Muhalefet partilerinin de usulsüz istihdam edilen fazla çalışanların işten çıkarılmasına onay verecek cesarete sahip olması gerekiyor. Zira fazla çalışanın kamuda farklı yerlere aktarılması gibi popülist öneriler, kamunun yükünü artırmaktan öteye gidemeyecektir.
Eğer bu hükümet, kamuda başka yerlere aktarılacak çalışanları ödeyebilecek durumdaysa, zaten bu ödeneği belediyeye aktarsa, sorunun bir bölümünü çözebilirdi.
Ama bu usulsüzlüklerin bir bedeli olmaz, yapan da talep eden de bu bedeli karşılıklı ödemezse, değişen hiçbir şey olmayacak.
Mevcut borcun yeni kredi alınsa da kaynak aktarılsa da bir günde ortadan kalkamayacağı açık...
Muhtemelen önümüzdeki süreçte Lefkoşalılar’dan bu konuda daha büyük bir fedakarlık istenerek, daha yüksek fatura ödemesi de beklenebilir.
Eğer şeffaf, açık bir fon oluşturulur ve bunun için güven telkin eden bir yol haritası çizilirse, bu işlemeyecek bir yöntem değil.
Ama ne olursa olsun, popülizmin gölgesinde kalacak her adım, sorunu daha da büyütürken güvensizliği de katlayacaktır.
O yüzden özellikle muhalefet partileri, seçime giderken, buraya istihdam yapamayacağını ortaya koyabilecek açıklıkta olmalı ve atılması gereken adımları iyi anlatabilmelidir.
Ve toplum da artık partizan beklentilerinin sonucunu anlayabilmelidir.