FATCA

Ferdi Sabit Soyer

Anayasa Değişikliği ve Kıbrıs sorunundaki gelişmelere dönük toplumda ciddi bir duyarsızlık var. En dinamik kesimler dahi gelişmeleri sanki uzaktan izler gibi. Bazıları bu süreçlere, dışımızdaki bir şeyi gözlemlermiş gibi, dürbünle, teleskopla bakar vaziyette..

Üstelik ayni hal, ekonomik, demokratik, siyasi ve sosyal sorunlarımıza dair duruşta da var. Sanki bunları ele alıp, gelişme veya çözmek için başkası bizim adımıza bunları yapacakmış gibi davranılmaktadır.

Üstelik dünyada, bölgemizde bize yakın ve uzak yerlerde sonuç olarak bizi de etkileyecek bir hayli gelişme var. Ama  bunlara dair de pek bir duyarlılık yok.. Her yanı ile Dikilitaş’ın önüne sıkıştık

Bu makalemde; basınımız da hemen hemen hiç yer almayan ama siyasi ve ekonomik yaşamımızda bizi son derece olumsuz olarak etkileme potansiyeline sahip olan, ama üzerinde hiç durulmayan bir konuya değinmek isterim.

Bilindiği gibi Kuzey Kıbrıs’ta ABD doları olarak yapılan dış işlemler, yani uluslararası havaleler, akrededif vs gibi işlemler yerel bankalarımız ve şube bankaları vasıtası ile yapılmaktadır. Yerel Bankalarımız bu işlemleri, Türkiye’de bulunan muhabir bankalar üzerinden yapmaktadır. Günümüzde yeni ve bu durumu sıkıntıya sokacak bir durumla karşı karşıyayız. Ancak buna değinmeden, dünde kalan bir olayı hatırlamakta fayda var.

Geçmişte KKTC’nin kara para aklayan ülkeler arasına sokulması ile bağlantılı olarak, acı ve zor günler geçirmiştik. Bu tüm ekonomik ilişkilerimizi inanılmaz derecede zora sokacaktı. Ancak, gerek yasal, gerekse idari ve ekonomik olarak alınan tedbirlerle bu konuyu aşabilmiştik..

O süreçte Meclis, hükümet, ilgili devlet birimleri sivil toplum, ilgili ekonomik kuruluşlar, uzmanlar, Türkiye’deki yetkililer ve yabancı teknik insanlar, birlikte harıl harıl çalışmışlar ve zorluk aşılabilmişti.

Hatta, bu konunun aşılması için çıkması gereken yasalardan biri de şans oyunları, yani Casinolarla ilgili  idi. Üstelik de zaman ile yarışıyorduk. Bu yüzden, olay toplumsal bir sıkıntının aşılması ile ilgili olduğu için, her adımı da muhalefetle ve toplumla paylaşıyorduk.

Ancak ne acıdır ki dönemin UBP liderliği olayı, dar iç siyasi çıkarlar için ele aldı. Gereken katkıyı yapmadı. Casino sahiplerini kışkırttı. Bir tek Sayın Mustafa Akıncı eleştirilerini de yaparak söz konusu yasanın geçmesine destek verdi. Böylece 26 sayısı ile ilgili yasayı Meclis’ten geçirtip, Kuzey Kıbrıs’ı kara para aklayan yer olmaktan çıkartan o verimli süreci yaşadık. Üstelik, 2009 seçimlerini de Casinoculardan aldığı önemli bir destekle güya geçti, ama geçer geçmezde herkes gibi onlara da verdiği sözleri unuttu. Güya yasayı değiştireceklerdi. Ne oldu? Olduğu gibi devam ediyor…

Şimdi, çok başka bir durumla karşı karşıyayız. FATCA denilen ( Foreging Account Tax Compliance Act yani Yabancı Hesaplar Vergi Mevzuatına Uyum Yasası) 1 Temmuz 2014 tarihinden itibaren ABD’de yürürlüğe girecektir.

Bu konu, 2010 yılında ABD Maliye Bakanlığı tarafından yürürlüğe kondu. Amaç, ABD dışındaki ülkelerdeki finansal kuruluşların, kendi müşterileri arasında bulunan ABD vergi mükellefi olan insanların varlıklarını ABD’ye bildirmeyi içermektedir. Bu yapılmadığı takdirde, ABD doları cinsinden yapılan tüm bankacılık işlemlerinin durdurulması öngörülmektedir.

Yani eğer siz FACT uyumu içine girmezseniz, ABD doları üzerinden uluslararası ticarette, ekonomik ilişkilerde işlem yapamaz hale dönersiniz. Çünkü bunu yapabilmeniz için, bir ABD Bankasının muhabirliğine ya da onlarla böyle ilişkisi olan bankalara ihtiyaç vardır.

Bizde ise evrensel sıkıntılardan ötürü, Kuzey Kıbrıs’taki bankalar bunu, Türkiye’ de faaliyet gösteren  muhabir bankalar üzerinden yapmaktadırlar.

Şimdi bu yeni durum nedeni ile Yerel Bankaların, bu muhabir bankalar indindeki hesapları kapatılmış bulunmaktadır. Yani yerel bankalar, şimdi bir o kadar daha zorluk ve çıkmaz içinde olacaklardır. Ama Kuzey Kıbrıs’ta bulunan ,Türkiye şube Bankaları bu zorluğun içinde olacaklar mı? Çünkü Türkiye herhalde bu FACT uyum anlaşmasını ABD ile yapacaktır. Bu nedenle onların bu anlamda sıkıntısı her halde olmayacaktır. Ama Kıbrıs sorunu nedeni ile bu sürece, Kuzey Kıbrıs’taki yerel bankaların bir şekli ile katılması sağlanmazsa ve buna dönük uygun bir gelişme yaşanmazsa, yerel bankalarımız açısından sorun yaşanacaktır.

Bu yüzden bir an evvel gerek ABD, gerekse Türkiye indinde gereken çalışmalar yapılmalıdır. Bunun için konu öncelikle toplumun bilgisine gelmelidir. Böylece arayış artsın.

Ama ne acıdır ki yumurta kapıya dayanmış olsa bile, bu konu tüm yanları ile hala toplumun gündemine taşınamadı. Ne yani,  yerel bankaların yanında şube Bankalarının Kuzey’deki varlığı nedeni ile bu işlemler, onlar üzerinden de olabilir diyerek rahat mı olmalıyız? Böyle bir şey, bizim, toplum olarak daha da erozyona uğramamızı getirir. Bu hal, yerel bankaların, alanlarının daha da daralmasını getirir. Kendi kendimizi yönetmek yada Kıbrıs sorununun çözümünde siyasi eşitlik iddiası ile uğraş veren bu toplum için böylesi bir gelişme tam bir hüsran olur.. Böylesi çok önemli bir konuda hala duyarsızlık olması çok acıdır..
Evet, en temel meselelerdeki bu duyarsızlık halinden çıkmak gerekmektedir.