KKTC’de, 2025 yılı Eylül ayı enflasyonu, İstatistik Kurumu tarafından yüzde 5.39 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, ( Geçen Eylül’ den bu Eylül’e) yüzde 39.20’ ye ulaştı. Böylece, yılın ilk 9 aylık toplam enflasyonu da yüzde 32.35 olarak gerçekleşti.
Enflasyon, Ağustos ayında yüzde 3.35, Temmuz ayında da yüzde 3.17 olarak açıklanmıştı. Bu ay, geçen aylara göre daha yüksek bir oranla karşılaştık. Bu yılın en yüksek aylık enflasyonu Eylül ayında gerçekleşti.
Ana harcama grupları itibariyle bir önceki aya göre en yüksek artış gösteren 3 grup sırasıyla şöyledir.%25.09 ile Eğitim ana grubunda en yüksek artış gerçekleşmiştir. Daha sonra, Gıda ve Alkolsüz İçecekler ana grubunda %5.87, Sağlık ana grubunda %5.75 artış gerçekleşmiştir.
Yıllık gıda enflasyonu da, yüzde 34,6 oranına ulaştı. Pahalılıktan dolayı, dar gelirliler mutfak masraflarını bile karşılayamıyor.
Eylül ayında en yüksek fiyat artışları, özel üniversite ücretinde( Kıbrıslı öğrenci)yaklaşık olarak yüzde 68.9, özel hastane ameliyat ücretinde yüzde 15, özel orta okul ücretinde yüzde 7, uzun ömürlü sütte yüzde 8.1, yoğurtta yüzde 9.2, dana kıymada yüzde 12.3, olarak gerçekleşti. Yıllık enflasyonda ise sağlık ana grubunda yaklaşık yüzde 64, eğitim ana grubunda ise yaklaşık yüzde 56 artış görüldü.
Türkiye’de ise, Eylül ayı enflasyon oranı yüzde 3.23, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 33.29 olarak gerçekleşti. Ayni para birimi kullanmamıza rağmen, Türkiye’ den daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki yaklaşık yüzde 6 farktan da görebiliyoruz.
Güney Kıbrıs’ta ise, Eylül ayında enflasyon oranı yıllık yüzde 0,7 olarak kaydedildi. Avrupa ülkelerinin çoğunda, bizim aylık anflasyonumuz, onların yıllık enflasyonu civarında veya daha da düşük seyrediyor.
KTAMS’ın 31 Ağustos 2025 itibarıyla açıkladığı verilere göre, KKTC’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 33 bin 356 TL'dir. Bu rakam, sadece temel gıda harcamalarını kapsamaktadır.
2025 yılının ikinci asgari ücreti temmuz ayında brüt 51 bin 202, net 44 bin 546 olarak belirlenmişti. Ülkedeki mal ve hizmetlerin fiyatı durmadan artarken, asgari ücretlilerin gelirleri artmasına rağmen, satın alma güçleri devamlı düşmektedir.
Mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede asgari ücreti ve diğer maaşları eritmektedir. Hükümet ‘in piyasa denetimlerinde yetersiz kalması da, pahalılığı artıran en büyük etkenlerden biridir.
Öte yandan, Sabit giderler, petrol fiyatları ve kurlar dengede iken, sadece asgari ücret ve personel maaş artışlarından dolayı, mal ve hizmetlere yüksek oranlarda zam yapılması anlaşılır değildir.
Enflasyon artışları, devletin hayat pahalılığı ödeneğini de yükseltmektedir. Bu da, devletin ve belediyelerin bütçe açıklarını artırmaktadır. Maliye’ de bütçe açıklarını kapatmak için, Hükümet, kontrolündeki vergi, resim ve harçlara zam yapmaktadır.
KKTC’nin çok pahalı bir ülke haline geldiğini hepimiz görüyoruz. Bunu söylerken de, hem resmi enflasyon rakamlarını, hem de gözlemlediğimiz KKTC, Türkiye, Güney Kıbrıs ve çeşitli Avrupa ülkelerindeki halkın temel tüketim ürünleri fiyatlarını dikkate alıyoruz.
Bu bağlamda, fakirleşen dar ve orta gelirliler, daha ucuz ürünler buldukları için, Güney’ den alış veriş yapmaktadır. Bundan dolayı da, esnafımız ve işletmelerimizin gelirleri düşmekte ve Maliye’nin toplayacağı vergiler de azalmaktadır.
Öte yandan, KKTC’ deki ekonomik sorunlar, pahalılık, gelirlerinin ve satın alma gücünün düşmesi, vatandaşların ve işletmelerin aldıkları kredilerin ve kredi kartlarının ödenmesini de zorlaştırıyor.
Haziran 2025 verilerine göre, tüketici kredilerinin bir yıllık sürede yüzde 56 oranında, kredi kartı borçlarının ise, yaklaşık yüzde 69 oranında yükseldiği görülüyor.
Bütün bu veriler, halkın ve işletmelerin borcunun günden güne arttığını, yani ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve geçim sorununun büyüdüğünü ortaya koyuyor.
Hükümet’ in gelirleri artırma ve giderleri azaltmadaki başarısızlığı, devletin borçlarını da, her ay düzenli olarak artırmaktadır. Ülkenin en büyük sorunu enflasyon ve pahalılık iken, Hükümet, bu sorunun çözümüne yıllardır odaklanmamaktadır.
Döviz kurlarındaki yükselişler ve enflasyonda yaşanan artış, satın alma gücünü düşürmekte, ekonomideki dengeleri bozmakta ve talebi de yavaşlatmaktadır. Bu durumdan olumsuz etkilenen işletmeler ve halkın büyük bir bölümünün aldığı krediler, zamanında ödenememekte, çek yasaklılar ve mazbatalar çoğalmaktadır.