‘Evet’ derken

Cenk Mutluyakalı

 

Kıbrıs’ta “barış” değil de “alım-satım” üzerine ticari bir anlaşma arıyoruz gibi...
Evlatların canı karşısında, bir avuç mülkün ne önemi var!..
“Evleriniz batsın” diyorum bazen...
Barış, çözüm, federal gelecek başka bir değer, çok farklı bir kültür.
Öyle ‘dönüm dönüm’ tartışacaksak, bir değil bin imza atılsa ne olacak ki?
Bir gün evladınız savaşa gittiğinde ‘gururlanırsınız’ artık, “evinizi kaptırmadınız” diye...

***

Liderler yine görüştü.
Henüz “imajı” kadar bir sonuç üretmiyor süreç....
Özellikle “mülkiyet” işi fena yönetildi.
Oysa Annan Planı sürecinde, hem ‘toplumsal bütünleşme’ başarılmıştı, hem de özne ‘mülkiyet’ olmamıştı.

***

Elbette on senede çok değişimler oldu!..
Bir kere ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ pasaportları tüm ceplere girdi.
Avrupa Birliği’nin ‘cazibesi’ gitti!..
Mülkler daha bir değer kazandı, üç-beş kat arttı yapılaşma, Kıbrıs’ın kuzeyinde adaeta bir ülke daha kuruldu....
Öyle de, tüm bu gerçeklik bilinirken, ‘süreç’ biraz ‘acemilik’ kurbanı oldu.!

***

Şimdi özellikle ‘mülkiyet’le ilgili kopartılan fırtınalar var ya!..
Annan Planı’nda bu içeriğe Kıbrıslı Türk toplumunun çoğunluğu ‘evet’ demişti.
“Tasarrufunu kaybeden her hangi bir mal sahibinin kendi mülkiyet hakkına karşılık tazminat istemeye ya da malının kendine iadesini talep etmeye hakkı vardır...”
Annan Planı’ndan bu cümle!..
Bağımsız ve tarafsız bir “Mülkiyet Kurulu” vardı yine ve ‘her mülk sahibi’nin de başvuru hakkı.
Üstelik ‘takas’ için de ‘şu an kullandığın’ malın değeri,  ‘kaybettiğin mülk’ten % 50 daha fazla olmamalıydı...
Kulübeye karşı villa takası yoktu!
Kullandığı mülk için değerinin
% 10’undan fazla yatırım ya da inkişaf yapmışsa birisi, ‘tazminat talep etme’ hakkına kavuşuyordu, malın sahibi olmuyordu.
Peki ‘iki kesimlilik’ nasıl korunacaktı?
Şöyle... “Herhangi bir kurucu devletteki toplam toprak alanının ve konut sayısının en çok yüzde 10'una ve herhangi bir belediye veya köydeki toplam alanın ve konut sayısının en çok yüzde 20'sine ilişkin tasarruf hakları, diğer kurucu devletten gelen kişilere iade edilecek.”

***

Kıbrıs’da yaşayan yurttaşların çoğunluğu ‘hayır’ demişti bu plana...
Şimdi ‘evet’i düşlüyorsak, önce ‘barış’a inanmalıyız...
Gerçekten barışa...