Evet, Avrupalı olmak istiyorum!

Serhat İncirli

Avrupalı olmak istiyorum…

Kaldı ki hem Avrupa Birliği (AB) hem de İngiliz vatandaşıyım…

Peki nedir ısrarım?

Israrım, doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığım ülkemin de Avrupalı olmasıdır!

-*-*-

Bunları yazıyorum…

Ve her yazdığımda çoğunluğu “trol”, bir kısmı da faşist gruplardan saldırı yiyorum!

-*-*-

Bana saldıranlar ayrıca iki gruba da ayrılır zaman zaman…

Birinci grupta, cebinde AB vatandaşlığı hatta kendi dillerine göre “Rum Pasaportu” taşıyanlar!

İkincisi ise “gel seni AB vatandaşı yapalım ama önce vaftiz olup Ortodoks dinini seçeceksin” gibi bir şart koşsalar, hava uçarak kabul edecek olanlar!

-*-*-

Peki saldırı sebepleri nedir?

Birinci gurup, kurulu düzenden nemalanır!

İkinci grup kıskançlıktan ölecektir!

-*-*-

Efendim her iki grubun, “Anavatan Türkiyesiz hiçbir yere gidemeyiz; gidersek bizi keserler” gibi bir argümanı var!

Başka da hiçbir şey yok!

-*-*-

E tamam madem ki bizi kesecekler veya mutlaka bir gün kesecekler; bu seviyede bir düşmanın pasaportunu almanız ne iştir?

İade etsenize!

-*-*-

“Efendim, Anavatan Türkiye’siz olmaz” diyorsunuz!

Anavatan Türkiye ile hiç olmadığı apaçıktır!

Yenilmediğiniz hiçbir alan yok!

-*-*-

“Efendim ambargolar ve izolasyonlar altında eziliyoruz!”

Ezilme o zaman!

Madem ki anavatan Türkiye ile birlikte çok güçlüsünüz, gücünüzü göstersenize!

Niye kompleks yapıyorsunuz ki?

-*-*-

Haaaa Türkiye’nin çıkarları mı?

Vallahi beni hiç ilgilendirmez!

Önce benim çıkarlarım gelir!

-*-*-

Türkiye’nin kendi çıkarları var da benim yok mu?

Türkiye kendi çıkarlarını savunuyor diye asla da suçlamam!

Ama aynı Türkiye beni, kendi çıkarları için harcıyorsa, tükenişime çanak tutuyor, umursamıyorsa, konuşurum da yazarım da!

İrada bende olmalı canım benim!

-*-*-

Anavatan olmasaydı, hepiniz ölecektiniz!

Bu filmin modası çoktan geçti!

Bedeli çoktan ödendi, diyeti çoktan kapandı!

-*-*-

Size iki şeyden söz etmek istiyorum…

Öyle kültür baskısıymış, baş örtüsü meselesiymiş geçiniz…

-*-*-

Polisin alkol kontrolü meselesinin arkasında yatan masum sebep, trafik kazalarını önlemek değildir!

Alkol kontrollerinin artırılması; alkol fiyatlarının Türkiye’deki gibi ısrarla pahalılaştırılması bile “kültürel baskı” içeren uygulamalardır!

-*-*-

Fotoğraf çektirirken meyhane masasındaki şişeleri ortadan kaldıran yalakalar da bu iddiamın en açık ispatıdır!

-*-*-

Türkiye Cumhurbaşkanı ve O’nun tüm yakınlarından korkan bir KKTC Cumhurbaşkanı vardır…

Tayyip Erdoğan önünde tir tir titreyen bir KKTC Yönetimi söz konusudur…

-*-*-

Siz böyle mi yaşamak istiyorsunuz?

Sürekli biat, itaat ve yalakalıkla mı?

-*-*-

Siz bilirsiniz!

Ama ben öyle yaşamak istemiyorum!

-*-*-

Tabii ki saygısızlık etmeden; tabii ki düşmanlık beslemeden!

Ama sizin dediğiniz gibi eşit – egemen ve de bağımsızsak, önce bunu Türkiye’ye karşı ispat ediniz!

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Evet, Avrupalı gibi yaşamak istiyorum…

Kıbrıs’ta federal çözüm olmasının da bunun en kolay yolu olacağından eminim…

-*-*-

Bazen, “Ama Avrupa’da açlık var; yoksulluk var; aile yapısı dökülüyor” diyenler de az değil hani!

En çok da buna gülüyorum!

Kendi gazetelerini de okumuyorlar ya, ona yanıyorum!

Kim dökülüyorsa!!!


Gelin biraz dil bilgisi çalışalım!

Şuur nedir?

“Bilinç” diye açıklar Oxford Sözlüğü!

-*-*-

Şuurlu nedir?

Düz mantıkla hareket edersek, “bilinçli” demek olur her halde!

-*-*-

Yine de bakalım: Oxford Sözlüğü: Şuurlu: Bilinçli!

Doğru tahmin etmişim!

-*-*-

Peki şuursuz nedir?

Yine Oxford Sözlüğü’ne göz gezdirelim:

Bilinçsiz!

-*-*-

Peki “şarlatan” nedir?

Bilir geçinen, kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimseye şarlatan denir!

Yine Oxford Sözlüğü öyle demiş!

-*-*-

Ok!

Bir de şaklabanı merak ettim!

Oxford Sözlük diyor ki, “şaklabanın iki anlamı var”…

Birincisi, “şakalar yaparak herkesi güldüren, şen, şakacı (kimse).”

İkincisi ise “dalkavuk!”

-*-*-

Son olarak “dalkavuk”u merak ettim:

Sevgili Oxford nedir dalkavuk?

-*-*-

Dalkavuk, “… çıkar ve yarar beklediği ya da kendisinden çıkar sağladığı kimselere, makamca, durumca büyüklere karşı saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse…

-*-*-

Teşekkürler Oxford Sözlük!

Bugünkü dil bilgisi çalışmamız bu kadar!

Not: Lütfen kimse üzerine almasın!


Malta gezimiz tamamlandı… Kameralarımızda binlerce fotoğraf ve anı kaldı… bunlardan ikisi… Bir restorandaki “salata” isminin Nicosia Salad olması çok dikkatimi çekti… Bir diğeri de Casino Notabile… Rabat ve Mdina’lı Maltalılar rahat bir şekilde kağıt oyunu oynasınlar diye (kumar canım kumar) ünlü İngiliz Mimar Paulson tarafından inşa edilen bina… İnşa tarihi 1867… Çok iyi korunuyor ve inanılmaz bakımlı…