Eroğlu’nun havlusu

Sami Özuslu

2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük ‘UBP’nin Cumhurbaşkanı adayı’ olabilme kavgası yeniden alevlenirken, gelinen aşamada Cumhurbaşkanı Eroğlu havlu attı.

2010’da Eroğlu’nun desteğiyle önce geçici, sonra ‘2 yıl daha’ diyerek parti başkanlığına ve Başbakanlığa terfie eden İrsen Küçük, kurultay sürecinin ardından partiyi ‘Eroğlu ekibinden arındırma’ operasyonunda önemli bir aşamaya ulaştı.
Dün basın toplantısında Eroğlu “Beni UBP’den silmek istiyor” diyerek bu operasyonu ilk kez bu kadar açık biçimde ifade etti. İfade etmekle kalmadı, Eroğlu İrsen Küçük’ün hamleleri karşısında eli-kolu bağlı pozisyonda olduğu izlenimi de verdi.
Ahmet Kaşif ve arkadaşlarının UBP’den ihraç edilmelerine kesin gözle bakılırken, Eroğlu bu ekibe çok da sahip çıkmadı.
Sadece “Gensoru oylansın, o zaman değerlendirme yaparız” diyerek, hükümetin düşmesi halinde bazı tedbirler alacağını ima etti.
Hepsi bu…
**
Dünkü ‘basın toplantısı trafiği’nin ilkinde Derviş Eroğlu İrsen Küçük’e eleştiriler yöneltirken, bir noktada daha ‘dikkatli’ydi.
Cumhurbaşkanı, ‘Türkiye ve AKP ile ilişkiler’ konularında bol bol fren bastı, provoke edici yorumlu sorular karşısında bile Ankara’yla sürtüşmekten kaçındı.
Daha önce ‘rencide’ olduğunu dile getirmekten çekinmediği TC’li bakanların kendisini ziyaret etmeme tavrını bile eleştirmekten uzak durdu. TC Eğitim Bakanı’nın kendisini ziyaret ettiğini falan söyledi.
Hatta Tahsin Ertuğruloğlu’nu ima ederek “Bir zamanlar Erdoğan’a ve AKP’ye demediğini bırakmayanların AKP iktidara geldikten sonra ‘bir numaralı AKP’ci’ kesildiği”nden söz etti.
Belli ki “Eroğlu Ankara ile arası açık” denilmesinden rahatsız ve bu imajı düzeltmek niyetinde…
**
Başbakan İrsen Küçük de dün Eroğlu’na anında cevap verdi. Bizim haber merkezi dahil bütün gazeteciler artık alıştı: Eroğlu basın toplantısı yaparsa, aynı gün İrsen Bey de cevabi basın toplantısı düzenler. Bu kural kurultay sürecinden beri böyle…
İrsen Küçük verdiği cevaplarla Eroğlu’nun ‘zayıf karnı’na vurdu dün…
Enver Emin, Tahsin Ertuğruloğlu gibi Eroğlu’na karşı kurultayda yarışanların nasıl sürklase edildiklerini anımsattı ve şimdiki tasfiye operasyonunu meşru göstermeye çalıştı. Ertuğrul Hasipoğlu’nu saydı mı, emin değilim ama o da aynı yoldan geçmişti!
**
Kavganın bu aşamasında Eroğlu havlu attı atmasına ama bu kavganın bittiği anlamına gelmiyor.
Eroğlu şimdi tansiyonu biraz aşağıya çekecek ve pusuya yatacak.
İlk fırsatta saldırmak üzere gücünü toparlamaya çalışacak.
Ancak bunun çok kolay olmayacağı kesin…
Zira UBP içindeki Eroğlu kanadının seçime beş kala partiden atılması, milletvekili listelerinin merkezi yoklamayla oluşturulma kararı ve kaşif ile arkadaşlarının ‘B planı’ konusunda ellerinin zayıf oluşu Eroğlu’nu kara kara düşündürüyor.
Kulislerde ‘eski partilerden birini cablandırma’ opsiyonu konuşuluyor, ancak 2 ay içinde kim hangi örgütü kuracak da seçimde başarı elde edecek?
Diğer olasılık ise DP ile bir ittifaka gidilmesi… Hatta bunun adını DP-UG (Demokrat Parti-Ulusal Güçler) diye isimlendirenler bile var. CTP’deki ‘birleşik güçler’ konsepti gibi…
Bu ihtimal akla daha yatkın. Ancak DP içinde buna karşı çıkanlar da var. Listeler, adaylık hesapları falan…
**
Lafı uzatmaya gerek yok!
Eroğlu ile Küçük 2015 kavgası yapıyorlar, ama aslında bu kavga nafile…
Ortada nedenleri bakımından tam benzemese de, sonuçları açısından 1991’dekine benzeyen bir ‘bölünme’ yaşıyor UBP…
Büyük bir bölünme…
O zaman ‘elmanın iki yarısı’ denilmişti ve bir yanında Denktaş ismi vardı, diğer yanında Eroğlu…
Kaderin cilvesine bakın ki, şimdi o kavgalı iki isim bir araya gelecek.
Ne ki, UBP’de birleşme adına değil, yepyeni bir bölünme adına!..