Eroğlu’nun bağımsız adaylığı

Tümay Tuğyan

 

Son günlerde yapılan yorumların pek çoğunun aksine, ben Eroğlu’nun seçime bağımsız aday olarak katılma kararının, doğru bir tavır olduğunu düşünüyorum.
Esas, ‘ben UBP’nin adayıyım’ deseydi, işte o zaman eleştirilmesi gerekirdi bana sorarsanız.
Eleştirilirdi de...
Ama bu aşamada, halihazırda bir Cumhurbaşkanı olarak, bir partinin amblemi altında seçime katılmamaktır doğru olan.
Eroğlu’nun ‘bağımsızlık/partililik’ bağlamında eleştirilebileceği ve daha da önemlisi eleştirilmesi gereken nokta, Cumhurbaşkanlığı süresince ne oranda ‘bağımsız’ durduğudur.
Eroğlu maalesef, göreve seçildiği Nisan 2010’dan bu yana, bu ülkede yaşayan insanların bütününün Cumhurbaşkanı olmaktan çok, UBP kimlikli bir Cumhurbaşkanı gibi davranarak, işgal ettiği makamın doğasına aykırı bir seyir izledi hep.
Her fırsatta UBP’liliğini ön plana çıkardı.
Elini UBP’nin içinden hiç çekmedi, hatta sanki partinin başkanıymışçasına, UBP’yi yoğurmaya devam etti.
Parti içinde pek çok ayak oyununu bizzat yönetti.
Başkan seçtirdi, başkan devirdi.
Hâlâ bugün, UBP’nin en güçlü ismi.
Ve esas yanlış olan, Cumhurbaşkanlığı’nın ruhuna ve de en önemlisi yasal yetkilerine ters olan, tam da bu.
Eroğlu Cuma günü kalkıp da, ‘seçime UBP adayı olarak giriyorum’ demiş olsaydı, açık yüreklilikle bir yanıt bekliyorum buna; bugün ‘Eroğlu niye bağımsız aday oldu’ diyerek O’nu eleştirenler, ‘bir Cumhurbaşkanı nasıl olur da parti rozetiyle seçime girer? Bu O’nun görevini bağımsız bir şekilde yerine getirmediğinin ilanıdır’  diye veryansın etmeyecekler miydi?
Hem de hep bir ağızdan!
Dolayısıyla sırf muhalefet etmek adına yapıldığını düşündüğüm bu eleştiriyi, samimi bulmuyorum.
Talat da 2010 seçimine, bağımsız olarak katılmıştı.
O gün Talat’ın kararı da bana göre doğru olandı, bugün Eroğlu’nunki de doğru olandır.
Eroğlu’nun DP’den gelecek desteği sağlamlaştırmak adına seçime bağımsız aday olarak katıldığı yönündeki düşüncelere, katılmamak mümkün değil elbette.
Bu, çok açık.
Ama peki ya Sayın Akıncı’nın bağımsızlığı?
O da benzer bir niyetle, partisi dışından gelebilecek oyları da düşünerek yapmadı mı bunu?
Oysa Akıncı da pekâlâ TDP’nin adayı olarak katılabilirdi bu seçime ve bence öyle de yapmalıydı.
Çünkü sonuçta Akıncı şu anda, bağımsız ‘durmasını’ gerektiren bir mevki sahibi değil, topluma ‘bağımsız bir duruş’ borcu yok.
Ama Eroğlu’nun var.
Ha diyeceksiniz ki, ‘Eroğlu ne kadar bağımsız?’
Diyorum zaten, esas sorun da bu, Eroğlu fiiliyatta bağımsız falan değil.
Ama iki yanlış, bir doğru etmez.
Eroğlu’nun bağımsız adaylığı, doğru olandır.
Altındaki niyet, her ne olursa olsun!