Cumhurbaşkanı (CB) Erhürman Kıbrıslı Rum lider ve BM’nin Kıbrıs temsilcisi ile ilk resmi buluşmasını yaptı… Umut vadeden bir çözüm sürecinin başlangıç vuruşu yapılmış oldu. Şimdi sırada BM Genel Sekreterinin (BMGS) kişisel temsilcisi Holguin ile Aralık ayının ilk hafta sonunda yapılacak görüşmede…
Kıbrıslı liderler bu arada kendi özel temsilcilerinin bazı konularda görüşmeler yapacağını, kendilerinin de telefonda ve bir araya gelerek görüşebileceklerini de açıkladı… Yani, 19 Kasım günü gerçekleşen görüşmede ileri süreçlerin taslağını da yaptılar… Şimdi artık uygulamalara başlanacak.
Nereden başlanacak?! CB Erhürman’ın masaya getirdiği ve “çözüm atmosferi yaratılmasına katkı koyacak” dediği 10 maddelik öneri paketinin üzerinde çalışma ile başlanacak. Ayrıca, gene Erhürman’ın masaya koyduğu ve bütünlüklü çözümün görüşme sürecinin başlamasına ve sürdürülmesine dair “Dört maddelik metodolojk öneri” paketi var… Bu dört maddelik öneri paketi Kıbrıs Rum liderliğince kabul edilmedikçe, görüşme süreci başlamayacak ve bu dört madde de hem Annan Planı ve Crans-Montana deneyimlerinden çıkarılmış öğretilerden, hem de BMGS’nin değişik açıklamalarından alınmış ilhamlardan şekillenmiştir.
Rum tarafı ne diyor?! Masaya getirdikleri esas olgu Crans-Montana’da kalınan yerden görüşmelerin devam etmesidir. Bu ancak kalınan noktanın, yani görüşmelerin niye kesildiğinin açıklığa çıkması ve o nedenin de ortadan kaldırılması, giderilmesi ile olasıdır. Görüşmeler koptuğuna göre bir sorun vardı, o sorun tanımlanıp çözülmeden kalınan noktadan devam edilemez… Rum tarafının söylemi “Evet, bir sorun vardı, kalınan nokta da o sorun idi ve onu çözerek başlayalım” diyorsa, o sorunun ne olduğunu resmen kendileri biliyor ve bunu taraflarla resmen paylaşmadıkça, masaya koymadıkça da bir başlangıç fiilen olası değildir. Ve CB Erhurman’ın bunu da görüşmede paylaştığı anlaşılıyor…
CB Erhürman gerek Türkiye CB Erdoğan ile görüşmesinde, gerekse Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis ile görüşmesinde, seçim kampanyalarında söylediklerini söyledi; demek ki, kampanya söylemlerini boşa söylememiş… Kampanyalarında bir de Kıbrıs sorunu ve Rumlarla ilişkiler bağlamında iki masa kurulacağını söylemişti. Biri Kıbrıs sorunun çözmek için müzakere masası, diğeri de Kıbrıs Rum tarafı ile yaşanan iç sorunları görüşme masası… Demek ki kampanya söylemlerini boşa söylememiş… Ve Hristodulidis’le ilk görüşmesinde sunduğu 10 maddelik sorunlar listesi ve 4 maddelik metodolojik önerisi ile bu iki masayı da hayata geçirmiş oluyor… Demek ki kampanya söylemleri, seçildiği zaman neyi nasıl yapacağına dairdi, projelendirilmişti ve seçilince de uygulama eylemlerini başlattı; şimdi sıra gerçekleştirmelerde… Aslında, bir üçüncü masası daha vardı Erhürman’ın CB seçim kampanyası söylemlerinde; KKTC’nin iç sorunlarının çözümlemesine de katılımcı ve katkı koyucu olmak için hükümetle de bir toplantı masası olacaktı. Seçilince, o masayı da fiili hale getirdi, Başbakan ile iki haftada bir toplanacaklar…
Kıbrıs sorunu ve Rumlarla ilişkiler bağlamında nasıl ilerleyecekler?! Belli ki CB Erhurman bu bağlamda kurduğu iki masayı da paralel çalıştıracak. 10 maddelik önerisini yaptı; bunlar üzerinde ve daha başka da varsa, Rum tarafının da getireceği konular da varsa, temsilciler görüşecek, liderler de katkı koyarak sonuç üretmeye çalışacak… Kıbrıslı Rum lider iradesini ve otoritesini liderlik kapasitesi ile kullanırsa, bu 10 madde kısa sürede çözülür. Sorun aslında Hristodulidis’in liderlik kapasitesinin ölçüsündedir…
4 maddelik müzakere masası metodolojik öneriler ise BMGS’nin da söylemleri kapsamında olduğu nedeniyle, Hristodulidis kararını verirken risklerini de ‘akıl hocaları’ tartışacaktır herhalde… BMGS, “Crans-Montana’da imza aşamasına gelmiştik; dolayısıyla, yeni süreç uzun olmayacak, zaman tahditli olacak ve hatta bir-iki ayda tamamlanabilir” demişti… Tabii Hristodulidis’te irade varsa… BMGS “Yeni süreç bir sonuç odaklı olacak” diyor; Hristodulis ve Rum tarafına mesaj veriyor: Ya BM Ölçütleri, ya da gene oyunbozanlık ederseniz Kıbrıslı Türklere uluslararası geçerliliği olacak bir yasal statü verilecek… BM’nin bu konuda Kosova ve Taiwan modelleri var ve soruna özge çözüm üretmekte çok yaratıcı olabiliyorlar… Kıbrıs Türk tarafı olarak da bir avantajımız var… Bütünlüklü çözüm masasına oturacak olan kişilerden sadece ikisi geçmişte böylesine bir masaya oturdu: CB Erhürman ve BMGS Guterres… Bu ikili de, yaşadıkları süreçler nedeniyle olsa gerek, “Benzer düşünen” kişilerdir…
Süreç nereye evrilecek?! Holguin gelene kadar Kıbrıslı liderler sürecin ilerlemesi için bir altyapı hazırlayacak. Holguin marifetiyle de bu altyapı, sürecin sürdürülmesinin ana unsurları olan 5+1 ve 2+1 resmi toplantılarına zemin olacak… Ve en geç Şubat 2026’da resmi görüşmelere geçilebilecek. Ama eğer Hristodulidis CB Erhürman’ın hazırladığı 4 maddelik metodolojik öneriyi bir önkoşul olarak niteler ve reddederse Kıbrıs Rum tarafı ile görüşmeler başlamaz. Bu aşamada da Kıbrıs Türk tarafı, 4 maddelik metodolojik önerilerin esas fikir babası olan BM’yi muhatap görüp Kıbrıslı Türklerin şimdiki statükoyla devam etmeyeceği ‘Bir’ çözümü gerçekleştirmeye çalışmalıdır. Bunun anılması bile Kıbrıs Rum tarafını yola getirmeye yetecektir…
Dolayısıyla, gerçekleşen Erhürman-Hristodulidis görüşmesi, adanın barış içinde yaşanacak olan geleceğini, Kıbrıslı Türklerin özünde kendi coğrafyasını kendisinin yöneteceği, adanın tamamının yönetilmesinde de eşit ve etkin siyasi ortak olacağı bir yapıyı kurgulayacak ve kuracak bir süreci tetikleyecektir…