Erdinç Gündüz de bizi bıraktı: Bulgura su!

Serhat İncirli

Evet evet…

Bizi bırakıp gittiler…

Kimler mi?

-*-*-

Efendim, Asil Nadir…

-*-*-

Efsaneydi değil mi?

Benim için evet o bir efanseydi…

-*-*-

Çok kavga ettik, ettiniz!

Etmişsinizdir!

-*-*-

Asil Nadir, önce Kıbrıs Gazetesi’ni kurdu…

Bozkurt’u satın aldı…

Yeni Gün de vardı…

-*-*-

Vaaay da hedefi şuydu, buydu!

Yedi ülkemizi!

Yaaaa, yedi yuttu!

Neler söylemedik bu yaşamdayken Asil Nadir için!

-*-*-

Olur mu?

Alagadi’yi de Jasmine Court’u da almıştı Asil Nadir?

Hiç oluuuuur!

Greve gidelim, O’nu batıralım!

Ne Alagadi kaldı, ne Jamsine!

Özellikle Jamsine, mafyaya kaldı!

Türkiye’den!

-*-*-

Vaaaay da Geçitkale Havaalanı’nı niye verdiniz Asil Nadir’e?

Batıracak, bitirecek, çalıştırmayacak!

Dediniz, dedik, dediler!

Yazdınız, yazdık, yazdılar!

Geçitkale, şimdi Erdoğan’ın damadına ve O’nun uçacıklarına kaldı!

-*-*-

Asil Nadir Kıbrıslıydı!

Ve “sat” dediler bir gün kendisine!

“Sat Kıbrıs’ı seni oraya başkan yapalım”ı teklif ettiler!

“Benim işim değil” dedi; reddetti!

“Çıkarı o yöndeydi” de diyebilirsiniz!

Ama anasının ve babasının ve kendinin doğduğu vatanı asla satmadı…

-*-*-

Mehmet Ali Akpınar…

Kıbrıs gazetesini Asil Nadir’in verdiği güçle kuran patron oydu…

Genel Yayın Yönetmeni…

Meslek efsanesi…

Büyük ustam, büyük ustamız!

Gururla adını söylediğim adam…

-*-*-

17’sinde TMT’ci mücahit, bir gerçek kahraman…

Ve dibine kadar Gırnılı…

Dibine kadar Kıbrıslı…

Kıbrıs için canını kaç kez feda etmiş biri…

-*-*-

Ve Süleyman Ergüçlü…

17’sinde mücahit…

Yeğeni Akpınar gibi…

Dedesi Köroğlu gibi…

Kıbrıslı…

Kıbrıs için canını feda etmeye hep hazır…

-*-*-

Ve Ataç Tanay…

Dürüst, çalışkan…

Çoğunuz adını unutmuştur belki de…

Kıbrıs Gazetesi’ni, sonra radyosunu ve televizyonunu, hatta matbaasını yıllarca “kuran ve idare eden” adam…

Adam gibi adam…

Kıbrıslı…

Kıbrıs’ı yurt bilen…

-*-*-

Yıllar yıllar önceydi…

Süleyman Ergüçlü aradı…

Londra’daydım; “Ataç beyle Erdinç abin gelecekler Londra’ya, Mehmet Ali beyin talimatıdır, ilgilen, elleri – ayakları ol” dedi..

-*-*-

Kıbrıs FM kurulacaktı…

Geldiler…

-*-*-

Erdinç Gündüz’ü ismen tanırdım; Ataç bey tanıştırdı…

İkisi de son derece mütevazı, son derece kibar, görgülü, kültürlü, bilgili…

Ama yine belirteceğim, Kıbrıslı…

-*-*-

Asil Nadir’in iki kız kardeşinden biri olan Meral Kaşif’in oğlu Tolga Kaşif, büyük bir müzik insanıydı…

Londra’da yaşıyordu…

Radyo programlarının ilk cingıllarını O’na yaptırdık…

Tolga Kaşif, İngiliz Kraliyet Senfoni’yi yönetmiş dev bir şefti…

Erdinç abi için bana, “what a great man” demişti…

Ne büyük bir adam!

-*-*-

Tolga Kaşif, müzik yeteneğine Dünya’nın hayran olduğu bir değerimizdi ve O, Erinç Gündüz’ün müzik yeteneğine hayran kalmıştı!

-*-*-

Artık ne Asil bey var ne Mehmet Ali bey…

Ne Süleyman abi, ne Ataç abi, ne de Erdinç abi…

-*-*-

Gittiler!

Bizi bıraktılar!

-*-*-

Asil Nadir, Geçitkale Havaalanı elinden alındığı günlerde “bugüne kadar yazdıklarının bir kısmına katılıyordum; artık tamamına katılıyorum” demişti…

-*-*-

Bir zamanlar 120 milyon Sterlin değer biçtiği Kıbrıs Gazetesi’ni de artık birkaç  milyona elden çıkarmak zorunda kaldıktan sonra ise söyleyecek hiçbir şeyi yoktu…

-*-*-

Hepsi, hatalarıyla, günahlarıyla, sevaplarıyla, kaliteleriyle, emekleriyle, müzikleriyle, belki alkol tutkularıyla, çapkınlıklarıyla, aşklarıyla, eşleriyle, çocuklarıyla bizimdi…

Bizim büyüklerimizdi…

-*-*-

Bu beş büyük isimin sonuncusuydu Erdinç Gündüz…

O da gitti!

Kıbrıs Gazetesi, radyosu veya televizyonu mu?

Ülkenin kanını emen – bu ülkeyi vatanı değil, para kazanmak için ideal bir yer olarak gören mesela AKSA’ya ve AKSA’nın beslediği tosuncuklara kaldı… 

-*-*-

O tosuncuklar çok iyi bilsinler ki; Nazım Hikmet’in de dediği gibi; “hiçbir şeye benzemez halkını satanın korkusu…”

-*-*-

Unutma Ersin Tatar!

Ve siz de unutmayın sözde hükümet üyeleri!

Soyuna ihanet eden kekliğin sonu; en iyi ihtimalle “bulgura su”dur…


Erdinç Gündüz… Unutulmayacaksın!