ELVEDA DEĞİL, BİR “VEDA” YA DA MOLA YAZISI…

Mehmet Çağlar

EĞER YOLUN “ORTASINDA” YÜRÜYORSAN,  “AKLINA GELEN BAŞINA DA GELİR!”

Yolun ortasında duruyorsanız,  "ortacı" tutumlar takınmak işinize yaramaz!

Sağdan, ya da soldan gelecek olan otomobillerin altında kalırsınız…

Halk rejim mücadelesi veriyorsa,

ya vesayeti yıkarsınız, ya da taşıyıcısı durumuna gelirsiniz.

Hem statükoyu koruma eğiliminde,

hem de değiştirme eğiliminde olamazsınız!

**************************************************** 

Bizler “ortacı”lığı mı vizyon edindik?

Bu temelde mücadele edenler dönüp arkalarına bir baksınlar…

Kendi önderliğimizdeki "yenilik" temelinde, Marksist ideoloji ve gelenekten gelenler olarak,

değişim denince biz ne anlamalıyız?

Kadroların yer değiştirmesini mi?!

Atama ve becayiş mi?!

****************************************************

Siyaset ne plandır, ne yasadır, ne de iyi ya da doğrudur.

Siyaset yorumdur...

Siyaset dünyası, heyecanlarımızla, tutkularımızla, düşüncelerimizle yakından alakalıdır…

Kendi zihniyetimiz üzerinden, toplumun kendi oyları ile seçerek verdiği gücün, ve bu gücün insan yaşamında oynaması gereken rolün, tam manası ile üstlenildiğini değişimdir siyaset...

Ve  bu değişimin kamuoyu gücüyle korunması gerekir... 

Neden bir ülke, kendi toplumunu  "yok sayma" politikasına sığınsın ki?!

Hiç, kendi insanı bir ülkenin iç sorunu olarak görülebilir mi?!

***************************************************************** 

Toplumsal "ilerlemeyi" ortacı tutumlar takınarak teşvik etmek mümkün mü hiç?!

Eğer yolun "ortasında" duruyorsan, "aklına gelen başına da gelir!"

Yalnızca emekçiyi değil, toprağı, doğayı da soyup soğana çevirerek süregeliyor bu rejim...

**************************************************************** 

"Özgür" insan,  insani haklara, ekonomik özgürlüğe sahiptir!

Düşünce özgürlüğüne de...

“Özgür” toplum da, toplumsal haklara, üretim özgürlüğüne, insan yetiştirme iradesine ve siyasi erke sahiptir!

Basın özgürlüğüne de…

 

********************************************************************************************************************

ELVEDA DEĞİL, BİR “VEDA” YA DA MOLA YAZISI…

“Yenidüzen” özgür insanların yaşayabileceği özgür bir toplum temelinde, ve basın özgürlüğü için de mücadele ederek, yeni bir düzen hayaliyle on yıllardır mücadele ediyor bu sürerdurum koşullarında.

Hiç de ortasında durmadı bu meşakkatli yolun “Yenidüzen”, solundan gitti hep ülkemizdeki trafik akışı gibi…

Bedeller ödedi toplumsal özgürlük ve barış mücadelesi veren insanımızla beraber…

Ama hiç yılmadı…

***********************

Nacizane, ben de karınca kararınca, ta Annan Planı dönemlerinden beri, on beş yılı aşkın bir süredir -bir iki kez kısa aralar vererek-,  “Yenidüzen”de bana ayrılan bu köşemde, zaman zaman haftada üç, bazen haftada iki ve son beş yıldır da haftada bir kez sizlerle buluştum, eğitimden kültüre, felsefeden siyasete birçok konuda görüşlerimi paylaşmaya çalıştım, ve bundan büyük bir keyif aldım, mutlu oldum, bir taş atmaya çalıştım barış, değişim ve mücadele okyanusuna belki bir ufacık dalga yaratır diye…

**************************

Hep destek gördüm siz değerli okurlardan, motive oldum…

Başta “Yenidüzen” Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni sevgili dostum Cenk Mutluyakalı olmak üzere, “Yenidüzen”in tüm çalışanlarına ve siz okurlarına da sonsuz teşekkürlerimi sunarım…

Bugün bir ara verme noktasındayım bu köşeye, bu nedenle biraz buruk içim…

Ancak hep birlikte verdiğimiz barış, değişim ve mücadelenin okyanusuna taş atmaya devam

edeceğimden hiç kuşkunuz olmasın…

*******************************

Bu bir elveda değil, sadece bu köşeden sizlere süresi belirsiz olan bir “veda” yazısı…

Olanca sevgim ve saygımla…

YOLUN SOLUNDAN YÜRÜMEYE DEVAM…

*******************************