Elçilik rapor hazırlayınca biz de öğreniyoruz…

Tayfun Çağra

 

İyi ki TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin yıllık ekonomi raporları var da biz de memleketimiz hakkında bilgi ediniyoruz…

Evet, yanlış okumadınız; KKTC hakkında bilgileri, ekonomik durum raporlarını TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin bu yılki adıyla ‘Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi’nin hazırladığı 2015 KKTC Ekonomi Durum Raporu’ndan alıyoruz. Her yıl bu raporlar hazırlanıyor ve ne iyi ki basına bu raporlar gönderiliyor. Başka nerelere gidiyor bilmiyorum… Belki de kendi hallerini görmeleri için bakanlıklara, belediyelere ve ilgili kurumlara da gönderiliyordur… “Alın siz de görün” diye…

Tabii ki bütün kitapçığı analiz edecek ne yerimiz ne de yeterli uzmanlığımız var… Aslında uzmanlığa da gerek yok, çünkü herkesin anlayabileceği şekilde yazılmış. Burada bazı dikkat çekici noktaları belirteceğim… Bir de 2014-2015 yılında belediyelere, köylere yolları asfaltlamak, tamir etmek için ne kadar yardım yapıldığını yazacağım… Bunu da tabii ki canımızı yakan ve üç insanımızı yitirdiğimiz dağ yolu kazasıyla bağlantılı gündeme getirmek istedim.

Önce 2010 yılından 2015 yılına kadar bazı makroekonomik gelişmelerle ilgili rakamlar var raporda;

2010 yılında 14703 dolar olan kişi başı milli gelir, 2015 yılında 13457 dolara gerilemiş. Enflasyon oranımız ise 2010’da 3.3 iken 2015 yılında 7.8’e fırlamış.

Nüfus hakkında rakamlar var. 2010 yılında nüfus 277 bin olarak verilirken, 2011 yılında 6 bin, 2012 ve 2013 yılında 10 bin, 2014 yılında ise 12 bin daha artarak 313 bine ulaşmış. 2015 yılı için bir rakam belirtilmedi.

Dış Ticaret Dengesi yani başka bir deyişle ithalat-ihracat arasındaki fark her yıl artarak yani açık her yıl büyüyerek 2010 yılında (milyon olarak) -1.507.8 dolar iken, 2015 yılında -1.719.5 dolara ulaşmış.

Banka mevduatlarında ise ‘para yok’ sözünün aksini ispatlar gibi 2010 yılında 6.843 milyon TL’den 2015 yılında 13.951 milyon TL’ye, yani iki katına çıkmış.

İlginç bir istatistik bilgi de akaryakıt tüketiminde… 2015 rakamları olmayan bu başlıklarda 2010 yılında bin kişiye düşen otomobil sayısı 363 iken, 2014 yılında az da olsa artmış ve 375 olmasına karşın kişi başına akaryakıt tüketimi 2010’da 954 litre iken 2014 yılında az bir miktar sayılmayacak düşüşle 787 litreye gerilemiş.

Tabii bunu “insanımız tasarrufa gitti, toplu taşıma araçlarını kullanıyor” gibi algılamaya çalışsak da doğru olmaz çünkü toplu taşımacılığımız yok. Dolayısıyla “insanımızın alım gücü düştü” şeklinde yorumlamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Başka bir ilginçlik de her gün yollara o kadar araba çıkarken, trafik sıkışıklığı sürekli artarken tüketimin düşmesi bir garip sanki!..

Dağ yolundaki kazaya bağlayacağımız da şu; Elçiliğin belediyelerin altyapı projelerine, park bahçe, yol, hatta tuvalet yapımlarına kadar 2014-2015 yılı içinde aktardığı miktarlar belirtilmiş. Tabii ki çeşitli yerlerde yapılan ve yapımı süren yolları da biliyoruz. Belediye ve köyler için yolların asfaltlanması ve tamiri için iki yılda yaklaşık 26 milyon TL aktarılmış. Özellikle kuzey sahil yolu ve Karpaz bölgesindeki yol yapım çalışmalarını da biliyoruz. Para sadece dağ yolu için mi yoktu! Bu yolun yetkilileri, karayolları, kktc devleti, madem ki paraları yoktu! her tarafa para aktaran Elçilikle bu yolun tamiri için görüşemez miydi! Elçilik bu parayı vermez miydi! Yoksa dağ yolunu, ‘Beşparmak dağını nasıl olsa taşocaklarıyla yeyip bitireceğiz’ diyerek yol tamirine de gerek mi duymadılar!

Elçilikten giden paraların her kalemini okudukça dağ yolunda giden canlar aklıma geldi. Buradan da sormak istedim.   

-------------------------------------------

41 yaşındayız…

Bugün 41 yaşında olduk. 1975’in doğum yılından bugüne geçen mücadele dolu 41 yıl… 70’ler, 80’ler, 90’larda farklı alanlarda mücadele verirken, o alanlara ek olarak başka mücadele alanları da eklenir yıllar içinde… Belki bazı alanlarda daha bir rahatlama olurken, yeni ortaya çıkan mücadele alanları başka zorluklar getirir yıllara… Bu zorluklar dayanışmayla, paylaşımla aşılır… Bazen az, bazen yeterli bazen fazlaca dayanışma ruhu bizim de Yenidüzen olarak yıllara meydan okumamıza neden oluyor… Genç, dinamik, yenilenen kadromuzla medyanın yenilenen yüzüne de ayak uydurarak, yeniyi uygulayarak ve yaratarak bizim sürekli destekçimiz olan okurlarımızla yeni yaşlara devam ediyoruz… WEB sitemizin yepyeni yüzüyle bugünden itibaren karşınızda olacağız ve başka günler, başka yıllar daha başka yenilerle karşınızda olmayı umuyoruz. Tabii ki sizin desteğinizle…

------------------------------------

ANALİZ

Tam gün boş zamansa!..

Eğitim tam gün olsun deniyor ama okullardaki eğitim düzelmiş olacak mı? Öğrencilerin öğleden sonra dershaneye, özel derse gitmelerinin nedeni okulda gerekli eğitimi ne yazık ki alamadıkları için… Peki okullar tam gün olursa öğrenciler ne zaman eğitimlerinin gereği olan bilgiyi tamamlayacaklar! Yani okuldaki eğitim olması gerektiği gibi olmadıkça, okulların tam gün olmasının sadece zamanı boşa geçirmeye yönelik olacağını bilmek gerek. En azından 15-16 yaşından sonra okuldaki zamanın boşa geçtiğini söylersek yanlış olmaz.

-------------------------------

SORU

13. maaş

Kamu çalışanı değilim ama 13. maaşı merak ettim. Ödenecek mi, ödenmeyecek mi, ödenecekse ne zaman ödenecek? Her sene daha Aralık ayı gelmeden sorular başlardı 13. maaşla ilgili ama bu yıl duymadım. Yoksa ben mi kaçırdım! Hükümetle sendikalar arasında 13. maaş krizi yaşanırdı her sene ama bu sene kriz, yerini saatlerin geri alınmasına bıraktı. Farklı mesai saatlerinin yaşandığı dünyadaki tek ülke olarak 13. maaş merakı da bu yıl unutuldu gibi!.. Mesai saatleri derken aklıma bir soru geldi; “Mesai saatleri nedir” diye sorsam doğru cevap verebilen biri çıkar mı acaba?

-------------------------------

Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. 

Albert Einstein