Eğitimin Haftalık Raporu

Salih Sarpten

Okulların açılmasının üzerinden bir hafta geçti. Bu süreçte; bir yandan Covid-19 nedeniyle hemen her gün gelen ölüm haberleri gerçeğini yaşanırken diğer yandan da yine hemen hemen her günde yeni, farklı ve trajik eğitim sorunlarıyla tanıştık.

Ne var ki bu eğitim sorunları sadece pandemi koşullarının okul ortamında uygulanma zorluğundan değil, pandemi olmasaydı da ciddi birer sorun halini alarak eğitim bilimi ilkelerini yerle bir eden, öğrencilerin pedagojik gelişimlerine ciddi darbe vuran eğitimi yönetimi anlayışı ve hatalı uygulamalarından da kaynaklandığı açıkça görüldü.

İşte iki yıldır kapalı olan okulların açıldığı günden bugüne eğitimdeki durum:

  • Ortaöğretim kademesinde 20’nin üzerinde okulda, 170’in üzerinde sınıfta güvenli, sağlıklı ve nitelikli eğitim-öğretim yapılacak ortamın olmadığı,
  • 47’ye ulaşan sınıf mevcutları,
  • Sağlıklı ders yapabilmek için bahçede, açık alanda ve/veya farklı mekanlarda ders yapmayı çare haline getirecek plansız ve kontrolsüz okullaşmanın varlığı,
  • İlköğretim kademesinde ciddi ders kayıplarının yaratacağı aşikar olan seyreltilmiş eğitim uygulamasının nasıl, ne şekilde, hangi koşullarda yapılacağının okul yöneticisi, öğretmen ve velinin de bir türlü anlayamadığı uygulamalarda ısrar edilmesi,
  • Öğrencileri daha yoğun ve daha uzun süreler kapalı alanda tutan verimsiz ders programları,
  • Münhal ilan edilen öğretmen kadrolarının henüz atanmamış olmasından dolayı ciddi öğrenmen eksikliği,
  • Yazılı sınavları okulların açılmasından sonra gerçekleştirildiği için ciddi sayıda okul müdürü ve müdür muavini eksikliği,
  • Tadilatı ve inşaatları halen devam eden çok sayıda okulun varlığı,
  • Ve etkin kullanım standartlarından çok uzakta oyun alanı, spor alanı, kantin, tuvalet ve diğer mekanları bulunan çok sayıda okulun varlığı gün gibi ortaya çıktı.

Öte yandan görüldü ki iş insanlarının yönlendirmelerinin arkasında sürüklenen yeni okul yapımları okul ihtiyaçlarını gidermedi. Çünkü ülke geneli bir okullaşma planımız yok. Yani hangi kademedeki okula ihtiyacımız var? Hangi okulu, nereye, nasıl yapmalıyız? Meslek lisesi mi yapmalıyız, okul öncesi okulu mu? İşte bütün bu sorulara anlamlı yanıt bulacağımız bir okullaşma planımız yok.

Yukarıda okuduklarınız plansız eğitim yönetiminin ortaya çıkardığı sonuçlardır. Eğitim dediğimiz şey bunların dışında bambaşka bir şeydir. Çocuklarımız sahip olmaları gereken becerilerden çok geride. Bu nedenle de yüz yüze eğitimde ısrar etmemiz gerekiyor. Ne var ki bu şekilde uygulanacak yüz yüze eğitimin de çare olamayacağı aşikar. Bu anlayışlarla; “çocuklarımıza 21. Yüzyıl becerilerini kazandırabilecek düşünebilmeyi, özgün fikirler ortaya koyup üretebilen birey olmayı öğretebilecek miyiz?” emin değilim, çok kaygılıyım…


Anlayana Gülmece

Okul Bitince

           
            Delikanlı okulu bitirdikten sonra müracaat ettiği mağazada çalışmak üzere ise kabul edilmiş. Büyük bir sevinçle ertesi gün işe başlamak üzere mağazaya gelmiş. Mağaza yöneticisi sevecen ve sıcakkanlı bir şekilde delikanlıyı karşılayarak;

  • “Hoş geldin” diyerek ve delikanlının eline bir süpürge tutuşturarak…
  • “İlk önce şu süpürgeyle arka taraftaki rafların altını temizleyiver” diye konuşmasına tamamlar…

 Delikanlı kızgınlığı yüzünden belli olacak şekilde;

- "Ben üniversite mezunuyum".

Yönetici bunun üzerine bir adım geriye çekilerek,

  • "Özür dilerim, bilmiyordum. Süpürgeyi bana verirsen nasıl temizlik yapman gerektiğini gösteririm"

Buraya Dikkat

Beş Maymun Deneyi

İçerisinde bir maymunun bulunduğu kapalı odaya merdiven, merdivenin üzerine de bir muz koyarlar. Maymun, muzu almak için merdivenden her çıkmayı çalıştığında üzerine yukarıdan su dökülerek maymunun merdivene çıkamaması sağlanır.

Bir süre sonra odaya başka bir maymun daha alınır. İkinci maymun merdivene çıkmaya çalıştığında, ilk maymun yukarıdan su döküleceğini bildiği için yeni geleni tartaklayarak durdurur.

Bir süre sonra odaya üçüncü maymun alınır. Üçüncü maymun merdivene çıkmaya çalıştığında ilk iki maymun onu döverler.

Odaya dördüncü maymun alınıp o da merdivene çıkmaya çalıştığından ilk üç maymun onu feci şekilde döverler. İşin ilginç yanı en çok da üçüncü maymun döver.

Sonra ilk iki maymunu odadan çıkarırlar. Artık o dayağın niye atıldığını bilen yoktur.

Odaya beşinci maymun alınır, üçüncü ve dördüncü maymun yeni geleni öldüresiye döverler ancak niçin dövdüklerini bilmezler.