Eğitimde Ne Değişmeli?

Salih Sarpten

 

Geçtiğimiz hafta sonunda Yenidüzen Gazetesi’nden Milli Eğitim Bakanı Sayın Kemal Dürüst’ün açıklamalarını okuduk. Sayın Dürüst’ün açıklamalarında önümüzdeki dönemde eğitimde yaşanacaklar hakkında önemli ipuçları vardı…

Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki; Sayın Dürüst, hükümet programında eğitim başlığı altında belirlenen hedeflerin yakalanmasının ne denli önemli olduğunun farkında… Açıklamada; kolejlerin yapısından giriş sınavına, öğretmen ihtiyacının belirlenmesinden atanmasına, okula dayalı yönetim anlayışından okul tabanlı bütçeye, üniversitelerin özerkleşmesinden YÖDAK’ın kurumsallaşmasına kadar çok ciddi adımların atılacağının ipuçları yer aldı. Hiç kuşku yok ki bu adımlar Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’ni daha ileriye götürecek ve ivedilikle gerçekleştirilmesi gereken uygulamalardır.

Ancak gözden kaçan önemli bir nokta daha var… O da “eğitim” denilen şeyin aslında bunlardan ibaret olmadığıdır. Yukarıda bahsedilenler olsa olsa eğitim yönetiminin sadece bir kısmıdır…

Peki, ama eğitimde esas ne değişmelidir?  Bu değişmesi gereken şey hükümet programında var mı? Evet var… Aslında programı, eğitim bilimi ilkeleri penceresinden bakarak okursak esas değişmesi gereken unsuru da rahatlıkla fark edebiliriz…

Hükümet programının eğitim başlığı şu ifadeyle başlar: “EĞİTİM alanında Hükümetimizin hedefi, Kıbrıs Türk halkının kültürel mirasına sahip çıkan, sosyal sorumluluk sahibi, özgür, yaratıcı, yapıcı düşünebilen, mutlu ve başarılı bireyler yetiştirmek, bunun için politikalar geliştirmek…” ve bundan sonra yazılanların bu amaca yönelik olduğunu vurgular… Yani eğitimde yapılacak her şey bu amaca hizmet etmelidir…

Prof. Dr. Acar Baltaş, “Değişen Dünya’da Eğitim Anlayışı ve Değişmeyen Değerler” makalesindeki şu ifade oldukça anlamlıdır: Okullarda öğrencilere kapıdan içeri ilk adımlarını attıkları günden başlayarak şu mesaj bilinçaltına yerleştirilir: “Sana sorulan sorunun bir tek doğru cevabı var. Bunu bul ancak sakın yanına bakma, kitaba bakmayı da düşünme çünkü bunları ezberlemiş olman gerekirdi… Eğer yanındakine veya kitaba bakarsan bunun adı kopyadır ve bu çok kötü bir şeydir.” Böyle bir anlayış ve bu anlayışın üzerine kurulan bir eğitim sistemi geleceğin dünyasının temel gerçeklerine sırtını dönmüş ve geçmişe hapsolmuş demektir… Ve ne yazık ki bizim eğitim sistemimiz de bu duruma en güzel örnektir…

Bilginin doğasına ilişkin yeni anlayışları, öğrenme ve öğretme sürecindeki değişimin farkına varmalı ve onu eğitim sistemimize entegre edebilmeyi başarmalıyız. Özgür, yaratıcı ve sosyal sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmeyi başarmalıyız. Kültürel mirasına sahip çıkan, bu mirası yeni kuşaklara aktarabilen dinamik bir toplum oluşturmayı başarmalıyız. İşte o zaman eğitimde reform yapmış oluruz. Yoksa eksik öğretmen, eksik ders kitabı sorununu çözmek çok fazla bir anlam taşımayacaktır…

------------------------------------------------------------------

Aklınızda Bulunsun
 

Mimarlık ve Mühendisli Fakültelerine Baraj Geliyor

Türkiye Basınına açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, 2016 yılından itibaren tıp ve hukuk fakültelerinde olduğu gibi mühendislik ve mimarlık fakülteleri için de başarı sırası barajı getirileceğini ifade etti… Ayrıca öğretmenlik formasyon eğitiminin de yeniden değerlendirileceğini belirtti.

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın Türkiye basınında yer alan açıklamaları şöyle: “… Son yıllarda iyice çığırından çıkan öğretmenlik formasyonu konusunu da ele alacağız. Önümüzdeki yıl kesin olan, mühendislik ve mimarlık programlarında da tıp ve hukuktaki gibi bir baraj koyacağımızdır. Tarım ve gıda artık dünyada stratejik bir konu. Dolayısı ile ziraat fakültelerini masaya yatıracağız. Su ürünleri programlarında da sorun görünüyor.”

-----------------------------------------------------------------------------------


Biliyor muydunuz?

Eğitimde Başarısızlığa Son Vermek İçin On Adım
,

Bir eğitim sisteminin başarılı ya da başarısız olduğunu söylemek, eğitime hangi pencereden baktığınıza bağlıdır. Ancak birçok eğitim bilimci, öğrencilerin kapasitelerine ulaşamamalarının temel nedenin eğitimde fırsat eşitsizliği olduğunu vurguluyorlar…
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından; “Eğitimde Başarısızlığa Son Vermek” başlığı içeren detaylı bir rapor hazırlandı.  Bu rapora göre başarılı bir eğitim sistemi için eğitim yöneticileri tarafından yapılması gereken temel uygulamaları 10 başlık altında şöyle toplanmıştır;
1. Erken yönlendirmeyi sınırlandırın ve akademik seçimi daha ileri yaşlara erteleyin.
2. Okul tercihlerini, fırsat eşitliğine yönelik riskleri dikkate alarak düzenleyin.
3. Ortaöğretimdeki mesleki beceri veya pratikte üst öğrenime devam yeterliliği içermeyen seçenekleri iptal edin ve okul terklerini önleyin.
4. Akademik ve mesleki kazanımlar sağlayabilecek ikinci kazanımlar sunun.
5. Eğitimde geri kalan öğrenciler için mutlaka sistemli bir ders programı geliştirin.
6. Okul ile ev arasındaki bağlantıyı güçlendirin.
7. Eğitimde farklılıkları dikkate alın ve farklı beklentileri karşılayın.
8. Okul öncesi ve temel eğitime öncelik vererek herkese iyi bir eğitim olanağı sunun.
9. Kaynakları, en fazla ihtiyacı olan öğrencilere ve bölgelere yönlendirin.
10. Eğitim-öğretim düzeyini yukarı çeken ve erken okul terklerini engelleyen somut hedefler belirleyin

-----------------------------------------------------------------------

Anlayana Gülmece


Yastık ve Dere

Ailelerinden kaçan bir adam ve bir kadın yolda buluşurlar ve en yakın boş bir eve sığınırlar. Kullanılmayan, viran bir ev olduğu için bir tek yatak bulurlar. Yatmaya hazırlanırken kadın sorar:
- “Tek bir yatak var. Nasıl yatacağız” deyip, kıkırdar. Adam yanıt verir:
- “Araya yastık koyarız”
Kadın, bu yanıtı tebessümle karşılar ve kabul eder. Ertesi gün kaçmaya devam ederler ve önlerine bir dere çıkar. Kadın sorar:
- “Dereyi nasıl geçeceğiz?”
Adam yanıt verir:
- “Atlayıp geçeceğiz.”
Kadın hemen lafı yapıştırır:
- “Çok merak ederim. Küçücük bir yastığı atlayamayan, bu koskoca dereyi nasıl atlayacak!”