ECEVİT’İN 44 YILLIK KIBRIS DEMECİ

Sami Özuslu

 

 

“ABD sizden Kıbrıs’a müdahale için 36 saat süre istedi. Ama siz beklemediniz, Kıbrıs’a ikinci kez müdahale ettiniz. Savaş ve barış meselesiydi. Üstelik askeri kontrol elinizdeydi. 36 saat nedir ki?”

BBC muhabiri Richard Kershaw böyle soruyor, dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’e…

1974 ayı… 15 Temmuz’da darbe olmuş, 20 Temmuz’da Türkiye adaya çıkmıştı. Birinci Harekat tamamlanmıştı.

Cenevre’de toplanan birinci ve ikinci Kıbrıs Konferansında bütün ilgili taraflar müzakere ediyorlardı.

İkinci Cenevre Konferansı’nda ABD Türkiye’ye çok sert bir nota veriyor ve askeri harekatın devam etmemesini, en azından 36 saat geciktirilmesini istiyor.

BBC adına sorulan sorunun nedeni buydu…

Bülent Ecevit ‘neden beklemediklerini’ iki gerekçeye dayandırıyordu:

Birincisi, ‘Yunanistan’da cunta sonrası sivil rejim geri gelmişti ve Atina prestij kazanıyordu.’

İkincisi, ‘çıkarmayı yapmış Türk ordusu bazı bölgelerde sıkışmıştı ve güvencede değildi.’

*  *  *

BBC Türkçe servisi 20 Temmuz’un yıldönümünde bir haber programı 44 yıl sonra ilk kez yayımladı. BBC Türkçe sayfasındaki programda ağırlıklı olarak Ecevit’le yapılan mülakata yer verilmiş. Ama aynı zamanda Kıbrıs’ta savaşın hemen sonrasında, muhtemelen Eylül 1974 çekilmiş görüntülere de yer verilmiş. Ayrıca Glafkos Klerides’in açıklamaları da haber programda yer alıyor.

Programı hazırlayıp sunan Richard Kershaw, Ecevit’in yukarıdaki soruya verdiği cevaptan tatmin olmuyor, 36 saat beklememe nedeninin ‘Türkiye’nin Kıbrıs’ı askeri marifetle almaya niyeti zaten vardı ve bunu yaptı, o yüzden Callahan’ı bile dinlemedi’ yorumları yapıldığını söyleyerek ısrarcı olunca Ecevit konuyu ‘risk alma meselesi’ne bağlıyor.

Yaklaşık yarım asır sonra ortaya çıkan programda Ecevit’in kendinden emin hali dikkat çekiyor. Zaten program sunucusu ‘yeni Atatürk’ olarak konumlandırılan Ecevit’in CHP’nin yakın zamanda seçim kazanarak iktidara geldiğini ve Kıbrıs harekatıyla da bütün Türkiye halkını arkasında toparladığına işaret ediyor.

Mülakatta Ecevit’e Kıbrıs’ın bugününe ışık tutabilecek sorular da soruyor BBC muhabiri… Mesela ‘Girne ve Mağusa (Maraş dahil tabii) gibi iki turizm merkezi elinizde, bu koşullarda Rumların ekonomik gelişim sağlaması hiç de kolay olmayacak’ diyor.

Ecevit ‘savunma’ya geçiyor: “Evet öyle görünüyor” dedikten sonra Girne ve Mağusa’nın ‘ekonomik’ değil ‘coğrafi’ gerekçelerle alındığını söylüyor.

Türk nüfusa göre çok geniş bir arazi, onca ganimet, sanayi bölgeleri ve narenciye Kıbrıs Türk tarafının eline geçiyor. Rumlara kalan bölgede ekonomik faaliyetler ve turizm çok zayıf.

**

33 dakikalık bu paha biçilmez değere sahip programda Ecevit’in söylediklerinden birçok ilginç not aldım.

Mesela Kıbrıs’ın Kıbrıslı Türkler için ‘anavatan’ olduğunu söylüyor bir yerde…

Türkiye’nin ‘taksim’ değil ‘federasyon’ istediğinden söz ediyor.

Bir de şu enteresan: ‘(Kuzeyde kalan) büyük baş hayvanları özenle koruyacağız’ diyor.

Bunu yaparken de not düşüyor gülerek… ‘İngilizlerin büyük baş hayvanlar konusundaki hassasiyetlerini BBC’nin programlarından biliyorum’ diyor.

Hem ‘orkide’leri, ‘limon’ ve ‘portakal bahçeleri’ni de koruyacaklarını söylüyor Ecevit…

Bir o gün söylenenlere, bir de 44 yıl sonra geldiğimiz noktaya bakar mısınız lütfen!..