DÜNYAYI KRAVATSIZLAR KURTARACAK

Neşe Yaşın

Şu saraylarda sefa sürüp makam arabalarına kurulan, parmağını sallayıp herkese ders vermeye çalışan, algılarımızın nasıl yönetileceği konusunda uzmanlar tarafından yönlendirilenlerden kurtulabilse rahat bir nefes alacak dünya. Bu neo-liberal tiyatro sahnesinin aktörleri büyük işler başardıkları konusunda bizi temin etmek üzere oynuyorlar rollerini… Konuşma metinleri bu ikna üzerine tasarlanmış. Bir örnek giyiniyorlar ve yalnız var olamıyorlar kalabalıkta. Onların gerçek insanlar olduklarını hissedemiyoruz. Kalplerinden geleni konuşmuyorlar. Kendileri değiller çünkü… Taktıkları maskelerin repliklerini kullanmak zorundalar. Onlar bize benzemiyorlar, bizim gibi yaşamıyorlar. Bizim nasıl yaşamamız gerektiğine karar verip bunu bize dayatabiliyorlar ama… Tepede duruyorlar ve oradan bakıyorlar. Bir sürünün küçücük elemanları gibiyiz onlar için… Bizi gütmeye çalışıyorlar. Bunu incelikle yapmanın metotlarını da geliştirmişler. İsyan etmemeliyiz çünkü… Her şeyi yararımıza yaptıklarına ikna olmalıyız. İtaatsizliğimizin nasıl cezalandırılacağını da hissettiriyorlar bir biçimde. Bizi üzerinde oynanacak rakamlar olarak görüyorlar. İstatistik dilimleri içinden bakıp duruyoruz onlara…
Her gece evimize gelip bir ekrandan konuşuyorlar. Onları takım elbiseleri ve kravatlarıyla oradan oraya gidip gelirken izliyoruz. Bizim için bazı problemleri çözmekte olduklarını düşünmemiz isteniyor.
Baktığımız yerden, ellerindeki ipleri, birer kukla oynatıcısı olduklarını fark edemiyoruz. Çalıyorlar ama hırsız onlar olmuyorlar. Öldürüyorlar ama katil onlar olmuyorlar. Her türlü suçu örtbas etme kapasitesine sahipler. Kuklaların replikleri de belirlenmiş durumda… Bir sorun çıkarsa onu nasıl çözecekleri konusunda seferber oluyorlar. Her konuda uzmanlar var yanlarında… Halkların kader defterini yazan Tanrılar gibiler.
Onlara daha ne kadar katlanacağız? Bizi öylesine korkutmuşlar ki kolumuzu kıpırdatamıyoruz. Politikaları dışında bir şey yapılsa her şey tepetaklak olacakmış izlenimini salıyorlar ortalığa. Fena halde kandırılıyoruz.
Her şey kontrollerinde ya alternatif fikirler dillendiren biri çıkınca kara propagandaya başlıyorlar hemen. Felaket senaryolarını önümüze seriyorlar. Karşı duranla ilgili yalan yanlış haberler yayıyorlar ortalığa.
Bu oyunu bozmak için gelmiş genç politikacılar yükselişte şu sıralar. Selam verirken kollarını açıyorlar bize. Sıradan evlerde, bizler gibi yaşıyorlar. Kravat takmıyorlar, tepeden bakmıyorlar. İçimizi ısıtan gülümseyişleri var. Çok net konuşuyorlar. Yalan söylemiyorlar. Kötü de olsa gerçeği gizlemiyorlar. Bizi etkilemeleri kendi doğallıklarından… Şaşırtıp ezber bozuyorlar.
Dünya artık başka bir dünya… Yunanistan’daki değişim bir heyecan dalgası yarattı geçen hafta… Dünyada bazı şeylerin dönüşebileceği duygusu bile umut verici. Bu zaferin ardından SYRIZA başarılı olabilecek mi henüz belli değil. Tut ki  bugünkü dünyanın komplolarıyla başa çıkamayıp yenildiler. Yine de önemli bir örnek, bir umut olmaya devam edecekler.
Atina’ya her gidişimde ilk durağım olmuştur önce SYANSPİSMOS sonraları da SYRIZA. Partinin yıllarca Dış İlişkiler sekreterliğini yapmış Panos Trigazis ya havaalanından ya da metrodan alıp parti merkezine götürmüştür beni… Fotoğraf ise yılını tam hatırlamıyorum ama Aleksis’in bir Kıbrıs ziyareti sırasıda yine Panos’un ayarladığı bir buluşmada çekilmişti. Bu dünya akrabalığı duygusu hep heyecan vermiştir bana…
Hayat sürprizler ve sevinçlerle dolu düş kırıklıklarıyla olduğu kadar. Olumlu düşünmek hep işe yaramıştır. Daha adil bir dünya için çalışanların, savaşa, ayrımcılıklara, hiyerarşiye, sömürüye karşı çıkanların mücadeleye kattıkları damlalar çoğalacak ve güzel günler görülecektir çocuklar. Bu zafer hepimize kutlu olsun!