Dün Dündür Bugün Bugündür

Erdinç Gündüz

Ne demişti bir büyüğümüz ? “Dün dündür, bugün bugündür” dememiş miydi ? Neden şaşırıyorsunuz çevrenizde olup bitenlere ?

***

Dün ülkenin önemli solcularından biriydi…Bugün ???

Dün, hiç kimsenin tanımadığı, bilmediği bir sade vatandaştı…Bugün ?

Dün, memur maaşı ile geçinmeye çalışan bir vatandaştı… Bugün ???

Dün dündür…Bugün bugündür… Unutma…

Dün,  FETÖcüydü… Bugün ???

Dün, İhtilacıydı… Bugün ???

Dün, Atatürkçüydü ?... Bugün ???

Dün dündür…Bugün bugündür… Unutma…

Dün, ulaşım aracı bisikletiydi… Bugün ???

Dün de ağzı diline uymazdı… Bugün ???

Dün, başka söylerdi… Bugün ???

Dün dündür.. Bugün bugündür…Şaşırma ve unutma…

Bir Varmış Bir Yokmuş 2

‘Müzikli Dünyam’

‘Bir Varmış Bir Yokmuş’ adını verdiğim ilk ‘Anı’ kitabım satışa çıktığında, sıkça karşılaştığım sorulardan biriydi: “Bu kitapta müzik anıların yok… Onları da kaleme alacak mısın ?”…

İtiraf etmeliyim ki, uyarılana kadar, bu, aklımda yoktu. Uyarılınca, “Doğru…” dedim…”Müzik de uzunca yaşamımda çok önemli bir olaydı…” dedim ve yazmaya başladım.

Aslında, Pandemi’den önce tamamlanmıştı. Ama var olan koşullarda kararsızdım. Süreç uzayınca daha da beklemenin bir yararı olmayacağına karar verdim.

7 Ekim Perşembe gecesi mütevazı bir ‘Tanıtma ve İmza’ gecesi yapıyoruz. Ertesi gün de kitapçılarda satış başlamış olacak.

***

Bu kitap da, birincisi gibi bir ‘Anı Kitabı’…. Ama bu sefer Bayrak Kuartet ve Sıla 4’ün hikayesi olacak. Neler yaşadık ? Ne nasıl oldu ? Neler yaptık ? Neler yapamadık ? Ve sonrası….

Birinci kitaptaki bir notumu da, özellikle buraya yeniden düşmek isterim. Bu çalışmalarımda ben, edebi bir eser yaratma iddiasında olmadım ve değilim. Sadece,  hareketli geçen yıllar içinde, neler yaşadığımı ve yaşadığımızı, meraklıları için derlemeye, toparlamaya çalıştım. Ama,  bu ‘kapalılık’ sürecinde,  yazarken, geçmişi yeniden yaşadım. En büyük zorluğum da bazı tarihlerdeki kafa bulanıklıkları oldu. Hatalar ve eksikler olmuşsa affedin lütfen…


Sokak Ağzı

“Kapalı kapılar ardında Kuran kurslarımız eksikti. O da tamamlanıyor yavaş yavaş. Çocuklarımızı başörtülü gezmeye ne zaman zorlayacaklar acaba ?

***

“Merakla beklemeye bailadım. TL’ler üzerindeki Atatürk resimleri ne zaman kaldırılacak diye.”

***

“Müjde. Çok yakında aşılar piyasadan kalkacak. Yerine haplar gelecek. Amerikan malı mı olur, Alman malı mı bilmem ama.”

***

“Bildiğim kadarıyla daha önce sayısı üç-dörtdü. Yeni seçimlerde milletvekili olan Türk asıllıların sayısı ondokuz olmuş. Bir sonraki seçimlerde elli olur herhalde. Üç seçim sonra da üçyüz.”

***

“Tatarımız, “Birleşmiş Milletlerin bizi tanıması gerçekçi değil” demiş. Uuuu … Amerikaya gidince annadın bunu Sayın  Başkan ?”

***

“Bizim Başkan “BM’nin bizi tanıması gerçekçi değil” demiş. Bunu farkettiysan nedir hala geveleyip durduğun durmadan ?”

***

“Eminim. Başkan ne istediğimizi anlattı ama geri zekalılar (!!!) anlamadılar.”

***

“New York’da, birbirinden inatçı keçiler boynuz tokuşturdular gene. Ne beklerdiniz ?”

***

“Başkan toplantıya çağırdı, kendi partisi bile gitmedi.  Anlayın ne durumdayız artık.”

***

“Başkanın davetine Başbakanı bile katılmadı. Çok daha önemli işleri varmış. Gülsek mi ağlasak mı ?”


Anlayana

“Politikacının hayatının yarısı seçmeni, öbür yarısı birbirini aldatmakla geçer.”  (Mark Twain)