Dr. Ahmet Cavit an, işbirlikçiler ve TRNC foreverciler!

Serhat İncirli

Dr. Ahmet Cavit An…
Daha önce de yazmıştım…
Çocukluk – gençlik dönemimizde, yaz aylarında ailesiyle Yeşilırmak’a tatile gelen biriydi…
Sürekli elinde kitap vardı… 
Belki de “şimdilerde çok yapamıyor olsam da”, “okuma” sevgisini kazandıran kişilerden biri olmuştur…

-*-*-

Çok kibar, çok bilgili bir büyüğümüzdü…
Hala öyledir…
Ve doktordu…
Şimdi 71 yaşında… 
Yazdığı kitapların, araştırmaların sanırım tümünü okudum…
Özellikle “Kıbrıs’ın yetiştirdiği değerler” adlı iki kitap çalışması, bu ülkede benzersizdir…

-*-*-

Elbette Kıbrıs ile ilgili düşünceleri, yönetenlerimizden, ağalarımızdan, biat – itaat edenlerden ve haliyle biat – itaat edilenlerden falan çok farklı…
KKTC’de, “Özgür bir yurt istemeyeceksin, istersen de, cezalandırılacaksın” diyenler bir hayli fazla ne yazık ki…
Doktorumuz, bunlara “TRNC foreverciler ve işbirlikçiler” diyor!

-*-*-

Faiz Sucuoğlu yeni kabineyi açıkladı ya geçen gün…
Sim Tv’deki programımda, reklam arasına giderken, “Sucuoğlu kabinesini ele geçirdim; reklamlardan sonra ilk ben açıklıyorum” dedim…
Şaka yapmaya çalıştım aslında…
Ama o reklam arasında, en az 10 kişi aradı…
Amma meraklıyız ha kimin bakan olacağına!
Oysa, mevcut yapı içerisinde kimin bakan olduğunun bir önemi yok ki!
Hepimiz Kıbrıslı deyişiyle, “tıpkısının aynıyız”…
Bazı bölgelerde, “aynısın gibin” diyenler de var sanırım…
Kimimiz biatçı – itaatçı ve de dibine kadar işbirlikçi ama çoğunluk ne yazık ki doktorumuzun dediği gibi, “TRNC foreverci”…

-*-*-

Neyse, şaka maksatlı kurduğum kabinede Dr. Ahmet Cavit An’ı da “Sağlık Bakanı” yaptım…
Bu ülkede belki de bu görevi yapabilecek en yeterli insanlardan biridir… 
İlk mesaj annemden geldi; “… Keşke bu saydıkların olsa”…
Çünkü öyle bir kabine yazdım ki; ceplerini, ailelerini, hısımlarını, kredilerini, arsalarını, ganimetlerini değil; ülkelerini çok seven insanlardı onlar…

-*-*-

Ve tümü, aynı zamanda Türkiye’ye girmesi yasak olabilecek kişiler…
En azından Dr. An ve Ali Bizden hocam ki her ikisi de kabinedeydi; tescilli “girememiş olanlar”dandı…

-*-*-

Dr. An ile daha sonra yazıştık… 
Kısa ama her şeyi anlatan bir mesajı var, izniyle sizlerle de paylaşmak istiyorum:
“… Merhabalar, beni sahte devletin sahte bakanı yapman hoş bir şakaydı. Teşekkür ederim. TC'ye giriş yasağı konusunda bir gelişme yok. Ne TBMM'deki Erkan Baş (TİP) ve Utku Çakırözer’in (CHP) soru önergeleri 15 günlük süre içinde yanıtlandı, ne de benim TC Lefkoşa Büyükelçiliği'ne avukatım aracılığı ile yapmam önerilen "nedenini öğrenme" dilekçeme yanıt geldi. En azından yasağın kaç yıl süreceğini söyleseler... 71 yaşındayım. Ağır bir hastalık durumum olsa, TC'ye gidemem, KC'de de sigortalı değilim, tedavi olamam. Kaldı ki büyük ablamın Ayvalık'taki evine de gidip bakamadık. Küçük ablam da İstanbul'da, buluşamadık. Erdoğan ve AKP zulmü mü desek? Buradaki işbirlikçiler ise kıllarını kıpırdatmadılar. Çözüm ise taa uzaklarda. 80 bin KC'de kayıtlı KT seçmenin, sadece 5 bin 604'ü yurttaşlık bilinci ile AP seçimlerine katılıyorsa, kuzeydeki yüzde 48'lik federalist oy'un ancak yüzde 8'i belki KC'den yanadır. Gerisi TRNC forever'ci olmalı! Selamlarımla...”

-*-*-

Fazla söze gerek yok…
Doktorumuzun da dediği gibi; “… biatçılar, itaatçılar, işbirlikçiler ve  TRNC foreverciler yüzündendir ki; tükeniş hızımız artıyor… Ve ne yazık ki uyuyoruz…”


Hala UBP’ye oy vermeyi 
düşünenler var mı?

Son bir sene boşa geçti…
Bir senenin son haftaları tam darmadağın hale geldik ve bir video yüzünden de tüm Dünya’ya rezil olduk…
Bir sene, Hasan Taçoy ile Faiz Sucuoğlu’nun neden adaylıktan çekildiklerinin yanıtını dahi kimse bilemedi…
Herkes, ama bizzat iki ismi geçen dahi doğruları anlatmadı…
HP’den istifa eden üç vekile, kimlerin “istifa et” dediği konusunda da sağlıklı hiçbir açıklama yoktu.

-*-*-

“Eşit egemen devlet” diye bir deli saçmalığı ortaya attılar…
Neden mi rahat bir şekilde “deli saçmalığı” diyorum?
Çünkü “eşit egemen bir devletsen”, “Cumhurbaşkanın”, kaymakam hatta muhtar seviyesinde temas yapamaz da ondan mesela…
Veya çok daha taze bir gelişmeden bahsedeyim; “… Başbakanın”, bir büyükelçiliğe toplantıya gidemez… Gitmesini de “ne var bunda canım, gitmişken bir merhaba dedim büyükelçiye” diye açıklayamaz…

-*-*-

Son bir sene boşa geçti…
Üstel geldi; Pilli gitti…
Pilli geldi; Üstel gitti…
Ve son bir senede Dr. Koral Çağman, aynı bakanlığa tam üç kez atandı… 

-*-*-

Şimdi şakacı ve sanal muhalefet, Pilli’nin gelişini sosyal medyadan heyecanla selamlıyor…
Oysa, aynı Pilli gitmeden önce demişti ki; “… 2020 yılı Aralık ayına kadar Girne Hastanesi ile Güzelyurt Hastanesi bitecek”…
Çok özür dilerim ama “nah bitti!”…
2021’in sonuna geldik, yarım arpa boyu yol kat edilmedi!
Ne ilginçtir, 5 bin koyun gelecekti, onlar bile gelmedi!

-*-*-

Seçim ve halk oylaması yasası olduğu gibi duruyor…
Bütçenin geçmesi için CTP ve HP’nin desteği gerekiyor ve zaman yetmiyor…
Meclis hiç çalışmadı; bir yılın ikinci yarısında tamamen devre dışı kaldı…
Üzgünüm ama hala UBP’ye oy verecekseniz ve aynılarını yeniden yaşamamızı isteyecekseniz; sorry ama size de aşk olsun!
Tüm Yenidüzen okurlarından içtenlikle özür dileyerek bir şeyi tekrar etmek zorunda kalıyorum ama bir yılda sadece 31 çekilmiştir, başka da bir şey olmamıştır…


Zerrin hanım oğlu 
Ercan Turgut’a kavuştu

Zerrin Öder yaşamını yitirdi…
Hayatımda ya bir ya da iki defa gördüm…
Yanlış hatırlamıyorsam, yıllar önce Karşıyaka köyünde, en küçük çocuğu Gürcan tanıştırmıştı…
Beş evladından biri de Aycan ablamdır… 
Aycan Saraçoğlu ve eşi Derman Saraçoğlu hem ülkeden hem Londra’dan güzel ve kesinlikle hep ilerici anılar biriktirdiğim iki insandır…
Ve Zerrin Öder, bizim çocukluğumuzun çok değerli bir öğretmeni, sendikacısı Turgut Avşaroğlu’nun, Alpay Avşaroğlu yoldaşımızın ve üniversiteden arkadaşım, en küçük kardeş Tamer Avşaroğlu’nun da ablasıdır…
Ama Zerrin Öder; bu ülkenin en kıymetli evlatlarından, devrim şehitlerimizden Ercan Turgut’un annesidir…
Allah rahmet eylesin… 
Tüm ailenin, sevenlerinin, ülkemizin başı sağ olsun…