Döküm saçım haller…

Tayfun Çağra

Memleketin neresinden tutsanız elinizde kalıyor…

Rüşvetler mi istersiniz, usulsüzlükler mi, yasadışılıklar mı, sahte diplomalar mı yoksa sahte faturalar mı!?

Ne isterseniz var bu memlekette…

Adına KKTC dedikleri…

Üstelik bir de ‘eşit iki devlet’ten biri olmayı istedikleri…

Utanmadan, sıkılmadan.

***

Bir inşaat çılgınlığıdır gidiyor…

Her yerde bina, her yerde beton.

Küçücük bir parça kalsa arada bir yerde, ertesi gün o da doluyor.

Kim gelirse alabiliyor… Türkü, İngilizi, Rusu, Yahudisi, Arabı…

Kısıtlama mı var? Sahte faturanın, sahte diplomanın olduğu yerde kısıtlamanın lâfı mı olur.

Elbette ki onun da çaresi bulunur.

“Yakinimdir” kartları çözer bu işleri başka çareler yoksa da…

***

Çocuklarımın ilk adımlarını attığı, biraz yeşil görmeleri için, denizin mavisini tanımaları, tuzun kokusunu içine çekmeleri için gezdiğimiz yerler artık beton yığınlarına dönerken rantın dayanılmaz çekiciliği güzelin her türlüsünü öldürüyor.

Makam alabilmek, aldığı maaşın biraz daha artmasını sağlamak için sahte diplomalar ortada dolaşırken, bir üniversitenin içi boşaltılırken, usulsüz paralar kazanılırken umarım adı geçen üniversitede ortaya çıkan bu olaylar her köşede açılan başka başka üniversitelerde de olmamıştır.

***

Belediyeleri birleştirmişlerdi kısa süre önce… Daha iyi olacak bu şekilde demişlerdi.

Birleşen belediyeler ellerinden geleni yapıyorlar çoğalan nüfusa hizmet verebilmek için… Eksiğiyle gediğiyle…

Bu hizmeti verirken de elbette bir dayanakları, bir güvenceleri olacaktı. Devlet mi, bütçe mi? Ne kadar eksiği gediği kapatıyor bilemiyorum ama onlar olmasa da vatandaş var ya!

Her ay faturalara bir zam, işleri bir süreliğine daha idare edecektir. Suya, temizliğe gelen zamlar belediyeye kısa bir zaman daha tanırken, belediyelerin bütçe açığını biraz daha ertelerken, vatandaşın bütçe açığını kim kapatacak orası belli değil.

***

Daha önceki dönemlerde ne şekilde israf yapıldığı Mağusa Belediyesi’nin artık kalan borçları kapatıp yatırıma geçmesiyle belli oluyor. Bir belediyenin kendi alanı dışında devletin yapması gereken işleri de nasıl yaptığına güzel örnekler veriyor Girne Belediyesi…

Büyüdükçe büyüyen Lapta-Alsancak-Çamlıbel Belediyesi de aslında oldukça yayılmış alana hizmet vermeye çalışıyor ama yıllardır yapımı süren Alsancak-Lapta Yolu sıkıntının büyüğü olmaya devam ediyor…

Yıllardır yapılıyor yol… Son zamanlarda, uzun bir süredir de yol kenarlarına kaldırım çalışmaları düzensiz bir şekilde devam ediyor. Trafik keşmekeş. Daha önce de yazdım; Aniden önünüze çıkan yol dubaları, Merit yolu trafik ışıklarıyla birleşince uzun kuyruklar günün her saatinde yolunuza yol katıyor.

“Alsancak girişinde çemberi yapacağım, trafik ışıklarını iptal edeceğim” dese de Belediye Başkanı Fırat Ataser, Merit için yolların aldığı biçim kalıcı hale geliyor artık. Öyle ki çift şerit yapılan yollar trafik ışıkları bölgesinde bir buçuk şerit haline geldi. Merit’e kolaylık, halka eziyet. Yol çalışmasının aslında Merit oteller için yapıldığı anlaşılıyor artık... Gelinen aşamada başka türlü düşünmek mümkün değil.

***

Yani memleketin gidişatı tamam değil. “Ana” diye aldığı örnekte artık açlık konuşulmaya, sabahın köründe et kuyrukları oluşmaya, pazarlarda akşamları yere dökülen meyve-sebze toplanmaya başlamışsa “yavru”nun hali nicedir!