Doğan Türk Birliği ile ilgili bir hayal yazısı!

Serhat İncirli

Şey diyecektim, Çarşamba günü Larnaka – Zürih – Brüksel yolculuğum oldu da...
Şey ya hu!
Perşembe akşamı da Kıbrıs Cumhuriyeti futbol takımlarından Omonia’nın, Konferans Ligi’nde, bir Arnavutluk ekibi ile maçı var falan... 

-*-*-

Omonia takımı da Larnaka Havaalanı’ndaydı...
Futbolcular, yöneticiler, teknik ekip ve taraftarlar....

-*-*-

En az 150 kişilik bir grup anlayacağınız...

-*-*-

Ve Salı akşamı da Kıbrıs Cumhuriyeti Futbol Ligi Şampiyonu Baf, Kazakistan’daydı!
Türki Devlet kardeşimizin bir takımı ile oynadılar falan!

-*-*-

Şey aklıma geldi; mesela bu sene Doğan Türk Birliği şampiyon oldu diyelim... 
Aman nazar değmesin!

-*-*-

Hani hava iyi gibi duruyor; Devlet Bahçeli dışında “mızırlık” eden de yok; Dünya da tıpkı bizim gibi Tufan Erhürman’ı çok sevmişken; yani şey diyecektim, acaba Kıbrıs Cumhuriyeti ile oturup konuşsak; federasyonlar anlaşsa, Doğan Türk Birliği de Konferans Ligi’nde ön eleme oynasa... 

-*-*-

Sonra aklıma evet Doğan Türk Birliği’nin çok güzel tesisleri var, altyapısından kadın takımına kadar şahane antrenman olanakları bulunuyor ama maçı nerede yapacağız?

-*-*-

Limasol olur mu?
Alfa Mega Stadı!
Yeni!
Baf da orada oynuyor mesela!
Üstelik Baf, Limasol takımı değil ama Doğan Türk Birliği bir Limasol takımı!

-*-*-

Teknik açıdan kapasite kıyası yapacak değilim de mesela Doğan Türk Birliği, bir kaç tur geçerse, takımı Avrupa’ya uçuracak “para” bulur mu?

-*-*-

Sonra, TC kökenli oyuncuların pasaport sorunu!
Bilemedim!
KKTC Pasaportu ile mesela Aston Villa ile maç yapmak için İngiltere’ye uçabilir miyiz?

-*-*-

Amaaaaan, oturalım oturduğumuz yerde!
Kendi kendimize!

-*-*-

Bakın ne güzel eğleniyoruz; Devlet Bahçeli ile!

-*-*-

Değerli hocam, Sayın Bahçeli, vallahi da billahi da, aha yemin ederim, “bağla bizi” kendine!
Kement at bize doğru!
Karpaz Brunu’ndan tut ve çek!

-*-*-

Efendim, Larnaka’dan Brüksel’e doğrudan uçuş yok!
Ercan’a doğrudan uçuş sadece Türkiye’den var!

-*-*-

Aşılması gereken çok sorun, çok engel, çok sıkıntı var anlayacağınız!

-*-*-

Evet Tufan Erhürman bir umut!
Evet, leşarga bir dönem umarım UBP de gittiği anda tamamen kapanır ama çok da umutlanmamayı tavsiye ederim!

-*-*-

Futboldan başlamıştık ya!
Omonya’ya imrendim, kıskandım!
Baf’ı yakından takibe başladım!
Galatasaray maçını kaçırdım!
Biz mi?
Biz bu maçı kaybettik diye düşünmekteyim, çok üzgünüm!

Bir gün bizim futbolcularımızı da mesela Ercan Havaalanı’nda, Avrupa’daki bir maça giderken, havalı havalı dolaşırken görebilecek miyiz?


Son beş senenin sıfır faydasının enkazını kaldırmak kolay olmayacak!

Avrupa’nın başkenti Brüksel’deyiz...
Bu satırları Perşembe sabahı yazıyorum...
Brüksel’e Çarşamba akşamı gelebildik...

-*-*-

Larnaka – Brüksel direkt uçuş yok...
Ancak, yıl başından itibaren, AB’nin dönem başkanlığını Kıbrıs üstlenecek!
Brüksel – Lefkoşa direkt uçuşları başlatılacak ama beklenti; dönem başkanlığı bitince bu uçuşların da biteceği!

-*-*-

Brüksel’e gelebilmek için Larnaka’dan Atina’ya veya Zürih’e uçmanız gerekiyor...
Zürih Havaalanı’nın hastası oldum... 
Darısı Ercan’ın başına... 
Neden olmasın?

-*-*-

Ve Brüksel’e gelir gelmez, tabii ki “Kıbrıs meselesi” ana ilgi alanımız, belki en azından Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile küçük de olsa görüşme – söyleşi yapma şansımız olur beklentisindeyim...

-*-*-

Ve karşımızda Euronews’in bir haberi...
Hristodulidis demiş ki; “... Tufan Erhürman’ın seçilmesini olumlu bir gelişme olarak görüyorum... Eğer Tufan Erhürman masaya gelir ve açık bir şekilde iki bölgeli iki toplumlu iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı federasyonu konuşmak isterse, sanırım BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda bir çözümün yolu açıktır... Ben önümüzdeki hafta görüşmelere başlamaya hazırım...”

-*-*-

Euronews hatırlatıyor ve diyor ki; “... Bu arada Hristoulidis, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki devletli çözüm önerisini reddetti...”

-*-*-

Euronews’in kullandığı dilden yola çıkarsak; müzakeresiz geçen son beş yılda Kıbrıs Türk tarafı veya genelde Türk tarafı adına zerre ilerleme kaydedilemedi...
Örneğin Euronews, hala “... Türk işgali altındaki Kuzey Kıbrıs” ifadesini kullanıyor... 

-*-*-

Kıbrıs meselesini az çok bilen herkes Erhürman’ın seçilmesinin “yeni bir ivme” kazandırabileceğini söylüyor ama “... son beş senenin Türk diplomasisinin bilerek konuyu askıya alması nedeniyle sıkıntılı olacağını” anlatıyor... 

-*-*-

AB Zirvesi’nde gündemde “genişleme” de var!
Şu açık bir gerçektir ki İngiltere, AB’den ayrılmakla hata yaptı; şu anda ilişkileri daha iyi noktaya getirmeye çalışan bir hükümet var... İngiltere’siz AB’de, tam üyelik iddiasından vaz geçmemiş Türkiye de önemli bir müttefiğini kaybetti... 

-*-*-

Dediğimiz gibi enişleme hala konuşuluyor... 
Türkiye ile koparılmış bir ilişki yok... 

-*-*-

Ukrayna – Rusya savaşı biterse, Gazze’de başarılı bir barış süreci devam ettirilebilirse ki ikisi de şüpheli, sıra Kıbrıs’a da gelecek... 

-*-*-

Şu anda çözümün modelinden çok; kaybedilen beş yılın, sekiz yıldır donan müzakerelerin küften temizlenmesi ya da buzdolabından çıkarılıp yeniden pişirilmesi gerekecek... Elbette iki toplum liderliği kadar, öteki aktörlerin ne istediği, ne isteyeceği, ne paylaşacağı da önemli... 

-*-*-

Ancak şu gerçek; son beş yıl Hristodulidis’in elini çok güçlendirdi... 
Çok rahat... 
“Gelin Crans Montana’da kaldığımız yerden devam edelim” diyor ve geri adım da atmayacak gibi duruyor...

-*-*-

Ve bana sinsi gelen bir de “gizli” mesajı var gibi...
Erhürman ile Erdoğan’ın “çözüme bakışında fark olduğu” mesajını vermeye çalıştığı inancındayım...

-*-*-

Ne olacağı netleşmiş değil...
Türkiye’nin AB üyelik talebi, Kıbrıs doğal gazı çok önemli “tartışma” konuları... 
Net olan tek bir şey var; son beş yıl genelde Türk tarafı adına pek fazla bir şey kaybettirmedi ama “Kıbrıs Türk tarafı” adına telafisi çok zor beş boş yıla mal oldu!