"Türk-İslâm Sentezi" söylemiyle, KKTC'de sürdürülen milliyetçi-muhafazakâr politikanın "yeniden yapılanma " ekseni nedir?
Açıkcası, son dönemlerde daha da belirginleşen bu yeniden yapılanma ekseni, Ekonomik ve Kültürel İslamî kimliğin "zamanın şartları" persfektifinde reforme edilmesidir.
Peki, İslâmi Kimliği nasıl reforme, "modernize" edebilirsiniz?
Dinî İdeolojiyi Kapitalizimle takviye ederek..!
Böylelikle, Kapitalizim de İslâmî kültürden yararlanarak ve onun etki alanlarını kullanarak yayılmasını sürdürecek...
Her renge boyanabilme yeteneği
AKP'nin "Türk İslâm Sentezi"ni karakterize eden en temel özellik nedir?
Bu temel özellik öyle bir yeteneğe dönüşmüştür ki, kapitalist anlayışlarla uyumlaşmanı ve işbirliğinin de ötesindedir artık.
Tanımlanmış İslâmî değerlerin, içeriğine bağlı kalmak zorunda olmadan, her renge boyanabilme yeteneği sergilemesi...
Budur işte!
Her türlü sermaye ve her kesimle işbirlikçi olabiliyor, işine gelmezse muhafazakâr retçi oluyor.
DAÜ ve stratejik bağlar
AKP'nin ve KKTC'de işbirliğinde olduklarıyla sözde uzantılarının, DAÜ olayındaki "vakıf" kavramına yaklaşımını ele alalım!..
İslâm hukuku vakıf ilişkileri hakkında ne buyurmuştur?
Peki bu konuda AKP ne yapmıştır?
AKP, kendine yakın sermaye ile ilişkilerini, DAÜ'nün "yeniden yapılanma" süresince kullandı.
Kapitalist olanakları kullanarak, DAÜ'yü "modernize" ederken; üniversite ortamını kullanarak da, Kültürel İslamî Kimliğin "zamanın şartları" persfektifinde reforme edilmesinde, DAÜ'ye özel bir rol biçmiştir.
Yani DAÜ, KKTC'de yeni geleneksel ahlâk anlayışıyla serbest pazar arasında kurulacak "stratejik bağ" için seçilmiştir.
Bilgiler ve fikirler üzerinden tartışmalıyız
Değerli Yurtseverler,
Her özne kendi bilgisi ile özdeşleşme durumu yaşar.
Yani bilgisi kadar düşünebilir.
O yüzden bilgiler üzerinden tartışma yapmamız esastır.
KKTC'deki toplumsal bilinç kasten "yaya bırakılmış" tır.
Ve ancak kendi bilinç durumunu sorgulama yetisine ulaştığında iç dinamiğinde belirli bir yol alabilir.
Bilmeden kendini sorgulamak nasıl olur?
Siyasi partilerimiz de kendi bilinç durumlarını sorgulamada sorunludur.
O zaman hakikate ve doğruya nasıl yaklaşacağız?
Ama yine de her kesim kendi aklından memnundur.
Nasıl olmasın ki!..
İnsanın aklını beğenmemesi için aklından ötesini görmesi gerekir...