Dinazor devlet

Cenk Mutluyakalı


Şimdi ‘özelleştirme’ye dünya görüşümüz gereği karşıyız, ya…
Öyle de…
Eğer ‘sistem’ yürümüyorsa…
Yani anlayış, “nasılsa işimi yapsam da alırım maaşımı, yapmasam da” oluyorsa…
Ve sürekli aksıyorsa yaşamın pratiği!..
O durumda derler ki, “Yeter be ama…”

***

Çok seneler önce Şeyh Nazım ile bir röportaj yapmıştım.
Bana demişti ki, “Bu ülkeyi matbuat ve bürokrasi batırdı”…
Israrla da söylemişti, “Eğer bu mülakata bir başlık koyacaksan, bunu koy.”
Anlamamıştım o dönemde ısrarını..
Ama adam ‘ermiş’…
Haklı!..

***

Şu bizim malum Kalkınma Bankası davası işlemleri sırasında, daha iyi anladım meseleyi.
Dört aydır “tebliğ” için uğraşıyoruz!..
Tebliğ dediğimiz şu…
Bir sokum yarım adada, insanları bulacak, elinizdeki belgeyi “Al bu senin” diyerek vereceksiniz!..
Bunu “kebapçılar” başardı!..
Nerede olursanız olunuz, paketiniz anında geliyor!..
Devlet başaramadı!..

***

Çünkü ‘tüzük’ler ve ‘usul’ler o kadar çok “ayak bağı” ki!..
Bir de ‘niyet’ olmayınca oynamayacak geline, ya yeni dar ya yeri.
İlgili kişiyi telefonda arayarak, “Neredesin kardeşim” demeye engel!..
Nuh Nebi zamanında yazılmış bir adres varsa, orada arıyorlar!..
Lefkoşa’daki insan için (bile bile) Güzelyurt’a gidiliyor mesela…
Niye?
Çünkü davacının bildirdiği adreste öyle yazıyor (!)

***

Çok iyi, özverili, vicdanlı, anlayışlı çalışanlar, uzmanlar, amirler de var…
Ama devletin “hantal” yapısı bağlamış onların da elini, kolunu…
Dedim ya…
Sonrasında deniyor ki “vay binlerce dosya, dava yığıldı, yargı tıkandı…”
İyi bile!..
Bu sistemle iyi bile yani…

***

Çok ciddiyim, “kebapçılar” daha organizedir bizim “devlet”ten!..
Tek tuşla dünyanın öteki ucuna ulaştığınız bir çağda…
Bizim ‘devlet’ hala ‘dinozor’ ayarında…