Diktatörler

Tamer Öncül

Şu Diktatörler, kendinden öncekilerin başına gelenleri neden dikkate almazlar, anlamış değilim?
Birilerini anlamak için onunla empati kurmak gerek, biliyorum da; bir diktatörle (ya da faşist kafalı biriyle) nasıl empati kurulabileceğini çözebilmiş değilim henüz…
Çözebilmiş değilim, çünkü karşımdaki insan kılığında bir canavardan öte bir şey değil…
Bu yüzden olsa gerek, Diktatörün İnsan/insanlık gibi bir derdi yoktur…   
“Davam/Kavgam” kalkanının ardına sakladığı “Lilliyetçiliği”, milliyetçilik olarak satmakta üstlerine yoktur bu yaratıkların…
Sıra kendi ırkından olanlara gelinceye dek; derdinin (üstün) IRKLAR olduğu sanılır…
Oysa onların tek derdi, komplekslerini örtülemek için şişirdikleri EGOlarıdır…
Temel gıdası güç ve şiddettir onların…
Kulakları kendi sesi dışındaki seslere kapalıdır…
Burunlarına yapışmış kibirleri, bir balon gibi şiştikçe, daha çok havaya kalkar burunları…
Ben merkezcidirler; söylediklerinin “Tanrı Kelamı” olduğunu sanırlar…
Her konuda 'ben yaptım oldu' tavrını sürdürür; herkesin de buna uymasını beklerler…
TV ekranlarında kükreyen suretlerine bakıp; “Söyle medya, var mı benden güçlüsü” diye şişinip dururlar…
Narsistlik hafif bir deyimdir onları tanımlamak için… Kendilerine o kadar hayrandırlar ki; kendi suretleri dışındaki hiçbir şeye tahammülleri yoktur…
Bu yüzden yıkıcı ve yok edicidirler…
Bu yüzden yaratıcılığın, sanatın, bilimin baş düşmanıdırlar…
Taptıkları renk (ya Dolar yeşilidir; ya da diğer renkleri boğan kara) dışında renkleri görmek istemezler… İnsanları da, doğayı da bu yüzden katlederler…
Aşırı dindar görünmelerinin nedeni, kendilerini insanların ve doğanın üzerinde görmelerindendir…
Ya tanrıdırlar; ya peygamber…
Kötülüğün iz bıraktığını bilirler; tarihe iz bırakmak için büyük efor harcarlar…
Ancak bıraktıkları iz, KÖTÜLÜK’tür…


KHORA’DAN YENİ YAYINLAR

Erol Refikoğlu'nun Antik Yunan ve Roma mitolojilerinin karakterlerinden yola çıkarak ürettiği MİTEROLOJİ adlı  iki dilli (Türkçe ve İngilizce) kitabını geçtiğimiz günlerde yayınlayan Khora, yeni bir kitap ve dergiyle yayınlarını sürdürüyor.
Perşembe akşamı tanıtımı yapılan, Filiz Naldöven'in yeni şiir kitabı "Hafızalı Doku" 1999-2012 yılları arasında yazılan şiirlerin seçkisinden oluşuyor… "Yıktı Beni Metruk Bıraktı", "Ada, Ayrılık, Sızı Çemberleri", "Nar", "Müzmin Bir Çıplak", "Figür", "Boşluk", "Anka" isimli bölümlerden oluşan kitabın kapak tasarım ve resmi  Ümit İnatçı'ya ait.
“Arka Bahçe” edebiyat dergisinin 3. Sayısının editörlüğünü Firuzan Nalbantoğlu yapmış… Derginin bu sayısında, Filiz Naldöven, Zeki Ali, Emre İleri, Aliye Ummanel, Ziya Ormancıoğlu, Özgen Balcı,  Nafia Akdeniz, Tüge Dağaşan, Ceyhan Özyıldız, İrem Yıldırım, Erol Refikoğlu, Serkan Soyalan, Ulus Irkad, Nehir Demirel, Başak Önel, Burak Kurtçebe, Nehir Özkızan, Solgün Birgül, Sonat Yurtçu, Sadiye A. Raman, Serhan Gazioğlu, Hüseyin çakmak ve arif Albayrak’ın ürünleri yer alıyor…