‘Devlet sırrı’

Cenk Mutluyakalı

Lefkoşa’yı KURTARMAYA soyunanlardan kimileri, şehrin BATMASINDAN da sorumlu ya!..
“Seçmenin kulağına küpe” arıyordum, Temel’in fıkrasını buldum.
‘Cuk’ oturdu (!)

***

Temel’in ineği hastalanmış.
Komşusu Durmuş’a gitmiş.
- Ula ineğun hastalanduğunda ne vermiştun?
- Tuz ruhi !..
- Eyi.
Temel ertesi gün koşa koşa geri gelmiş.
- Ula ineğum öldi.
- O zaman benimci de ölmüştü.
(YANİ, Lefkoşa için AYNI REÇETE uygulanırsa, sonuç DEĞİŞMEYECEKTİR)

***

Geliniz, devam edelim bir başka fıkrayla, gülelim biraz daha, ağlanacak halimize, birlikte...

***

İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı yoktu.
Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline bir gün, onu okuyarak vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" notunu gördü.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım, bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hem de altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.
- YALANCI başbakan, KUKLA başbakan !
Polisler hemen müdahale edip yaka paça götürdüler.
Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler dinlendi, savunması alındı.
Hakim kararı açıkladı.
- Sanığın suçu sabit görüldüğünden 10 sene 6 ay hapsine karar verilmiştir.
Birden gözleri karardı, ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı ve haykırdı :
- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte !
Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;
- Haklısın oğlum, başbakana hakaret 6 ay fakat devlet sırrını açığa vurmak
10 sene. (!)