Devlet Planlama Örgütü kapatılıyor mu?

Cenk Mutluyakalı

 

- “Maaşlar bir an önce ödensin de, ne olursa olsun!..”
Bu anlayış artık azaldı.
Tükenmedi ancak azaldı.
Toplumun çok geniş bir kesimi kamudan maaş çekmiyor!
Daha genişi onca süreci deneyimledi.
Başımız çok tokuştu!.
Üstelik anlaşıldı ki, uzun yıllardır önümüze maaş, ödenek, ikramiye sunulurken; bunlara karşılık imza atılan metinler hayatımızdan çaldı.
Paramız çoğaldı, biz eksildik.

***

Şimdi yine bir “Ekonomik Program” var ortada ve yine “imzalar hemen atılmalı” baskısı!
Bu baskıdan kurtulmalıyız.
İçerik önemli, imzadan da, maaştan da öte…
Çok daha fazla sorgulayarak, anlayarak, kendi geleceğimizi düşünerek, ihtiyaçlarımızı bilerek, gerçeğimizle yüzleşerek, utanmadan ve sıkılmadan pazarlık yapabilmeliyiz.

***

Şu notu da düşmeliyim.
Türkiye’nin her istediği de yanlış değil ha!..
Bir de bu var çünkü…
Kimi çevreler “statükosunu korumak” adına oluşan tepkiselliği kullanıyor.
- Türkiye öyle istedi.
Yok yani!.
Mesela kamudaki verimsizliğin, mesai saatlerindeki absürtlüğün, vergideki adaletsizliğin, on binlerce genç işsiz gezerken yasa dışı ikinci iş kepazeliğinin, müşavirlik ayıbının, sağlık ve eğitimin kendi içinden ticarileşmesinin önüne geçilmeli!
Bu istek buradan gelmeli, en önce…

***

Yeni “ekonomik program” çok da farksız değil eskisinden.
Hatta bir öncekinden...
En yeni bilgi, program taslağına göre “Devlet Planlama Örgütü” kapatılıyor!.
Öyle anlaşılıyor ki, bu sadece Türkiye’nin değil, buradaki yönetimin de talebi.
Hedef bu örgütü “İstatistik Kurumu”“Planlama ve Koordinasyon Ofisi”, “Yatırım ve Teşvikler Birimi” gibi ayrıştırmak…
Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları ve raporlar, Başbakanlıkta politika üretmek için bir birime ihtiyaç olduğunu söylüyor, diyorlar…
Doğrusu, ‘Başbakanlık Denetleme Merkezi’ ile gördük ki, Başbakanlık altındaki birimler çok fazla politik kalıyor, pek verimli olamıyor.
Devlet Planlama Örgütü’nün ‘planlama’ ya da ‘istatistik’ yeteneği konusunda başarılı bir geçmişe sahip olduğunu söylemek saflık olur.
Ülkenin hali ortada!
Ancak...
Son dönemlerde ciddi bir yapılanma içinde.
Bu örgütü yapılandırmak, bağımsız yapısını güçlendirmek bana daha mantıklı geliyor.
Geliştirmek yerine ‘yap-boz’un sonu yok.

***

İyice tartışmadan karar vermemek gerek.
Çünkü yıllar yılı yangından kaçırdığımız mallar, tutuşuyor ardından...
Külleri kalıyor geriye, umutsuzluğumuzun.