İrsen Bey 14 oy farkla tüm itirazlara rağmen UBP Divan Başkanı tarafından “UBP Genel Başkanı” ilan edildi.
Bu ilandan sonra salon karıştı, UBP’liler bir birlerine yumruk yumruğa girişti.
Ve Ahmet Kaşif, sahneye çıkarak UBP kurultayını “demokrasinin katledildiği yer” olarak ilan etti.
Ve ne olduysa, o kurultaydan sonra oldu.
Mahkeme süreci…
Belediye krizi…
Meclisteki nisap sorunu…
Ve dahası…
Hemen hemen her şeyin altından kurultay çıktı.
Her soruna, her krize aynı kavga neden oldu.
Bu kavganın adı İrsen Küçük-Derviş Eroğlu kavgası olarak yansıdı suyun yüzeyine.
Ancak suyun altında, görülmeyen, esas kavgayı kimse fark etmedi.
Sahnede Eroğlu ve Küçük arasında bir iktidar kavgası olduğu görülüyor.
Lakin kavganın esası Eroğlu ve Küçük’ten de öteye dayanıyor, denizin öteki tarafına…
***
Türkiye’deki AKP, Kıbrıs’taki siyasetini belli ki UBP’deki kendi yaratmaya çalıştığı grup ve liderlikle yürütme kararı aldı.
Derviş Eroğlu AKP her daim için rahatsızlık verdi.
Ne AKP Eroğlu’nu, ne de Eroğlu AKP’yi sevdi.
Bu çatışma taaa eski iktidar dönemine dayanan bir tartışma.
Hatırlayınız, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulduğu günlerde muhalefette Eroğlu liderliğindeki UBP vardı.
Bu komisyon, Türkiye’nin dış politikadaki itibarına nefes veriyor, Kıbrıs Türk siyasetine de uluslar arası yasallık katıyordu.
Tam da böyle bir dönemde Eroğlu ne yaptı?
Bu komisyonunun kurulmasının “Anayasa’ya aykırı” olduğunu iddia etti ve konuyu mahkemeye taşıdı.
Bu hareket hem çözüm vizyonlu Kıbrıs Türk siyasetine hem de Türkiye’deki yeni politikaya bayrak açma anlamını taşıyordu.
Taaa o günlerden bu güne Eroğlu ile AKP’nin vizyonu bir birini tutmadı.
AKP, her ne kadar da şimdi farklı kulvarlarda koşsa da, çözüm siyasetinin sürdürüldüğü günlerden bu güne Eroğlu ile hiç ortak çalışmadı.
***
O günler geçti, bu günlere geldik.
Büyük yalanlarla iktidara gelen UBP var iktidarda.
Eroğlu ise sarayda…
AKP Kıbrıs siyasetinde eski politikacı Eroğlu yerine UBP’de İrsen Küçük’le yaratılan yeni ekiple devam etmeyi tercih etti.
Bu ekip Eroğlu’ndan farklıydı.
Eroğlu gibi askere, derin devlete yakın değil, tamamen çıkar odaklarından oluşan yeni bir gruptu…
UBP’deki bu yeni şekillenmede AKP’nin de açıkça taraf olduğu Küçük’e karşı Eroğlu cephesi hiç boş durmadı.
Derin çevrelerin de desteğiyle muhalefete devam edildi.
Kurultayda ortaya çıkan yarı yarıya sonuç da aslında UBP’deki derin güçler ile AKP’nin çatışmasının sonucuydu.
Her ne kadar da sahne “UBP kurultayı” olsa da sahnelenen “oyun” daha büyük bir oyundu.
Bir tarafta AKP, diğer tarafta Türkiye’de de AKP’nin hesaplaşma halinde olduğu derin güçler…
Bu kurultay geçer, ikinci tur da geçer.
Ancak UBP’deki bu kavga daha çok uzun yıllar sürer.
Benim tahminim bu…