Denetimsiz ‘serbestlik’

Cenk Mutluyakalı

 

5 senedir gece kulüpleri denetlenmiyor.
Fuhuş kontrolsüz.
Hem yasak, hem kirli!
1.5 senedir hiçbir tahlil yapılmıyor.
Ve geçtiğimiz seneden beri “uyuşturucuda denetimli serbestlik” kapsamında kan veren gençlerin numunelerine dokunulmuyor.
“Serbestlik” var da “denetimsiz”!
Fuhuş, uyuşturucu, hepsi...

*  *  *

Ülke “yönetilmiyordu” aslında!
Denizin ötesinden gelen projeler için temel atılıyor, kurdele kesiliyordu.
Bir de maaşlar gününde ödeniyordu.
Ve asıl düşündürücü durum şu:
Seçmenin önemli bir çoğunluğu, bu düzenden memnundu.
Oy verdi, onayladı.

*  *  *

Başbakan’ın son iki haftadır tüm topluma seslenerek, saatlerce ne olup bittiğini anlatması, doğrusu pek de “alışkın” olduğumuz bir “şeffaflık” değildir.
“Bunun kıymetini bilelim” gibi propaganda kokulu sözler etmeyeceğim.
Ama şunu önceden söylemek isterim.
Ne zaman ki birilerinin canı yanacak, kimi menfaat gruplarının düzeni bozulacak.
Ya da ciddi ‘skandallar’ patlak verecek.
İşte o zaman hem “şeffaflığın” hem de bu sürece desteğin devamı önemlidir.
Eğer statükoya gerçekten çomak sokulacak ve kimi ezberler kırılacaksa...

*  *  *

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın bütçe görüşmesinde söyledikleri dikkatimi çekti.
“Eşitsizlik ve aykırılık içeren istisnai vatandaşlıklar üzerinde duracağız. İptal edilecek vatandaşlık sayısı çok olsun diye yola çıkmadık.”
Bu lafını “toplumsal barışa” bağladı.
Umarım “az sayıda yurttaşlık iptal edelim de göz boyayalım” diye de yola çıkılmadı.
Çünkü “aman da toplumsal barış zarar görmesin” diye diye...
Neredeyse “toplum” kalmadı.
Hileli yurttaşlıklar iki başlıkta toplandı.
“Yurttaşlığa alınması Bakanlar Kurulunca zorunlu görülenler” diye bir madde var.
Bu dahi bir “gerekçe” ortaya koyuyor.
“Yerine getirilmesi kaçınılmaz olan” anlamına gelir, “zorunlu” sözcüğü!
Neymiş bu “zorunluluk” her bir böylesi yurttaşlık için açıklanmalıdır.
Bir diğer madde “yatırım” ya da “hizmet”i ön görüyor ki, tarif edilebilir olmalıdır.
Özetle, şu berbat ‘Yurttaşlık Yasası’ dahi “hiçbir gerekçe göstermeden” demiyor.
Statükoya “çomak sokmak” gerekiyor!