‘Çözüme hayır’ kampanyası

Sami Özuslu

 

Bir yandan müzakere masasında işler sarpa sararken, eş zamanlı olarak bir yerlerden ‘çözüm karşıtı kampanya’ için düğmeye basılmışa benziyor.
Son bir hafta içinde çeşitli, farklı kollardan topluma ‘çözüm işe yaramaz’, ‘zaten Rumlar da çözüm istemez’ mesajları verilmeye başlandı.
Hedef olarak da iki önemli noktaya atış yapılıyor.
Birincisi, KTFF-KOP ilişkileri…
İkincisi, çözümün getireceği ekonomik büyüme…
‘Bir kısım medya’ marifetiyle, her iki konuda oluşmuş pozitif atmosferin tersine dönmesi hedefleniyor.
‘Futbol diplomasisi’ ve ‘çözüm ekonomisi’ her iki tarafta da klasik ‘çözüm güçleri’ dışında kalan farklı kesimlerin hareketlenmesine, federal uzlaşı için umutlu bir atmosfer doğmasına yol açmıştı ya…
Amaç işte bu algıyı tersyüz etmek!..
**
29 Haziran için partiler ve adaylar seçim kampanyası yapıyor.
Diğer yandan Anayasa değişiklik paketi için de ‘evet’ ya da ‘hayır’ kampanyaları başladı.
Malum çevreler ise tüm bunların içinde bir de ‘çözüme hayır’ kampanyası yürütüyor!
Bu konuda bir ‘ekip’ olduğunu anlamak zor değil…
‘Çözümü Rumlar engelliyor’, ‘Çözümle ekonominin gelişeceği palavradır’, ‘KOP Başkanı’nın niyeti fenadır’ gibi birbiriyle ilintili mesajların o ‘ekip’ tarafından kurgulandığı, ayıklandığı ve servis edildiği anlaşılıyor.
‘Bir kısım medya’ da görevini ifa ediyor.
**
Yenidüzen ve SİM’de günlerdir güvenilir bilgilere dayanarak ‘müzakere masası çökmek üzere’ diye uyarılar yapıyoruz. Dün Havadis de benzer bir ses verdi.
Gidişat gerçekten kötüdür ve işin ucunda Kıbrıslı Türklerin bir kez daha uluslararası arenada ‘suçlu sandalyesi’ne oturtulmasına kadar varacak bir dizi ‘kötü son’ ihtimali vardır.
Kuşkusuz bu işin sorumlusu en başta Cumhurbaşkanı Eroğlu ve müzakereleri yürüten ekiptir.
Meclis devre dışıdır.
Hükümet devre dışıdır.
Dışişleri devre dışıdır.
Sivil toplum devre dışıdır.
Basın devre dışıdır.
Kamuoyu devre dışıdır.
Müzakerelerde varsa yoksa bir Eroğlu, bir de Özersay vardır.
Gerisi külliyen oyununu dışındadır.
**
Bu gidişatın en fazla farkında olan da kuşkusuz Eroğlu ve ekibidir.
Biliyorlar ki müzakere masası bozulduğunda fatura kendi önlerine konulacak.
Biliyorlar ki 2 Hziran tarihli son görüşmede “Bu şekilde bir yere varamayız” diyen BM Temsilcisi Lisa Buttenheim’ın bir sonraki aşamada kuracağı cümle daha sert olacak.
Biliyorlar ki New York’a gidecek raporda “Kıbrıs Türk tarafı tarama sürecini başlatmakta isteksiz davrandı” diye yazılacak.
Tümünün farkındadır Eroğlu ve ekibi…
Çözüme inanmayan, müzakere masasını havaya uçurmak için fırsat kollayan bir ekibin farklı davranmasını beklemek gerçekçi değil zaten…
İşte bu yüzden toplumda özellikle futbol ve çözüm ekonomisi ekseninde oluşan pozitif havayı şimdiden bertaraf etmek, Anastasiadis’i suçlamaya başlamak gerekiyordu.
Hem dağılmış durumdaki ‘milli cephe’yi de Nisan 2015’e toparlamak bu yolla belki mümkün olur.
Bir kampanyayla iki kuş yani…