Çöplük müyüz? İyi de ‘Bu çöpler kimin?’

Cenk Mutluyakalı

 

Metin Münir’in Kıbrıslı Türkleri adeta ‘aşağılayan’ bir dille kaleme aldığı yazı, sosyal medyada gezindi, durdu.
İçimizi acıtan doğruları da söyledi.
Nefret de kustu üzerimize.
Bu düzenin tek suçlusu Kıbrıslı Türklermiş gibi de bir algı yarattı.
İyi de 1974’ten, hatta öncesinden bugüne Türkiye sivil ve askeri bürokrasisi ‘tam etkin’ olmadı mı yarı coğrafyamda!
Hükümetlerin kurulmasından kaldırımların inşasına, bakanların seçiminden bütçenin hazırlanmasına, yatırım önceliklerinden yasaların her satırına kadar Türkiye’nin “etkin ve fiili” yönetimini görmezden gelmek ne kadar mümkün...

***

İpleri elinde tutanlar, ne zaman ki ‘evet efendim’ci siyasi dostları gerileyecek oldu, ‘rüşvet’e acımadı.
Erken emeklilikten ikramiyeye gereken ‘yatırım’ yapıldı (!)
Biri geldi, “sanayi olmaz” dedi, “memur devleti” yarattı...
Öteki geldi, “üniversiteler” dedi, “diploma fabrikası”na dönüştü ülke...
Bir diğeri “turizm” dedi, kıyılar peşkeş çekildi...
Nüfus taşındı sürekli, yurttaş yazıldı.

***

Yüzümüze vurulunca canımızın yandığı ‘acı gerçekler’ de var Metin Münir’in saptamalarında…
Hem de nasıl var!
Uzaktan kumanda bir düzenin, temsili devlet yapısında aynaya da bakmamız gerekiyor elbette.

• Türkler adanın en güzel ve en verimli bölümüne kondular, ama bu serveti değerlendiremediler.
• Verimliliğe ve liyakate değil, rant ve ganimete dayalı bir siyasi ve ekonomik düzen kurdular.
• KKTC’de hüküm süren kokuşmuş siyasi düzene, yeteneksiz siyasi kadroya ve bencil ve dar görüşlü sendikacılığa payanda oldu.
• Türkiye’den gelen para kalkınma değil, geri kalmışlığı finanse etti.

***

Memlekete eleştirel bakmak, yazar sorumluluğunun doğal bir gereğidir, ancak ölçüsüz bir genelleme içinde bu toplumu aşağılama hakkı kimsenin de yoktur.
“KKTC üstü açık bir çöplüktür” diyor Metin Münir, öyle de bu ‘çöplüğün’ kapağını açık tutan da Türkiye’dir, her fırsatta ‘çöpünü’ dökmek üzere...
İpler böyle tutuluyor elde!