‘Çokluk’ nelere denk?

Cenk Mutluyakalı

 

Epeyi oldu ertelediğim bir yazı:
ÜNİVERSİTELER.
Fırsattı, tehdide dönüştü.
Peki ne yapabiliriz?

*  *  *

Dünyayı geriden ve emekleyerek takip eden coğrafyaların bir şansı vardır.
Amerika’yı yeniden keşfetmeniz, denenmemiş çözümler aramanız gerekmez.

Kıbrıs’ın hele de kuzeyin uluslararası hukuk dışında kendine özgü koşulları olabilir.
“Ne yapabiliriz” diyerek dertlendiğimiz pek çok sıkıntının çözümü başka ülkelerde denenmiş, sonuçları görülmüştür.
Sanırım yapmamız gereken “bize uymaz” inatçılığı ve kolaycılığından vazgeçerek, alışkanlıklarımızı değiştirmektir.

*  *  *

Amerika ve Avrupa üniversitelerinde dekanlık yapmış bir dostumuz gelmiş, bize oraları anlatmıştı.
Ağzımız açık dinlemiştik!
Bir “özel üniversitemizde” görevli ve “KKTC” gerçeği ile yüzleşti.
Şunu sordum:
“Üniversitelerimize kabul şartı nedir?”
Gülümsedi!
“KKTC yurttaşı ve yabancılar için tek koşul para ödemek...”
“Türkiyeli öğrenciler için en azından sınav ve YÖK koşulları var.”
“Hele diğer ülkelerden, çoğu Afrika’dan gelen öğrenciler için hiçbir kriter yok.”
“Ölçü yok, denklik yok, seviye sınavı yok, not yok, belge yok... Elek yok... Para var, kayıt var...”

*  *  *

Örneğin Amerika’da “doktor” olmak için önce bir başka üniversiteden mezun olmak gerekiyor...
Ve farklı senelerde en az üç seviye sınavı!

*  *  *

Kim bilir çok yakın bir gelecekte, doktorlar dahil, herkes diplomasını “giriş kapısının üzerine” asmak zorunda kalacak!

*  *  *

Birkaç ay sonra yükseköğrenim için yeni öğrenciler gelecek darphanelerimize...
Peki, bir tedbir alınacak mı?
“Acil çözüm” listesinde en üstte olması gereken bir mesele.

*  *  *

“100 bin öğrenci var” diye övünebiliriz!
Ne olur peki?
Meşhur laftır, çokluğun bazen nerelere denk geldiği!