Cinsel sağlık hepimiz için!

Uzm. Nilsu Atıcı

Her insanın güvenli, sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olma hakkı vardır. Bu hak yalnızca bazı gruplara değil, herkese aittir. Cinsiyet kimliğimiz, cinsel yönelimimiz, medeni durumumuz, yaşımız ya da toplumun bize biçtiği roller bu hakkı elimizden alamaz. Çünkü cinsel sağlık, insan haklarının bir parçasıdır.

Bugün hala birçok insan, ‘cinsel sağlık’ kavramını dar bir çerçevede ele alıyor. Çoğu kişi için cinsel sağlık, yalnızca cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan (CYBE) korunmak ya da doğum kontrol yöntemleriyle sınırlı. Oysa gerçek bundan çok daha geniştir. Cinsel sağlık; kendi bedenini tanımak, cinsel haz ve tatmin, güvenli ilişkiler kurmak, onay kavramını bilmek, sınırları korumak, kapsayıcı sağlık hizmetlerine ulaşabilmek demektir. Peki neden etrafta bu konuda bu kadar çok yanlış bilgi dolaşıyor? Çünkü toplum olarak cinselliği konuşmaktan çekiniyoruz. Utanıyoruz, erteliyoruz, yokmuş gibi davranıyoruz. Ama gerçek şu; konuşmadığımız her yanlış, doğru bildiğimiz her mit hem bireysel hem de toplumsal sağlığımıza zarar veriyor. Bu yanlış bilgilere bir göz atalım.

‘Cinsel sağlık sadece kadınları ilgilendirir’

Toplumda sıkça rastlanan bu algı, cinsel sağlığın yalnızca kadınların doğurganlıklarıyla ilgili olduğudur. Oysa cinsel sağlık kadınları, erkekleri, interseksleri, LGBT+ bireyleri, gençleri, yaşlıları, evlileri, bekarları yani herkesi kapsar. Her bireyin cinsel sağlığına dair ihtiyaçları ve hakları vardır. Erkeklerin düzenli kontroller yaptırması, kondom kullanımı, prostat sağlığı veya cinsel işlev bozukluklarının ele alınması da bu alanın bir parçasıdır.

‘Cinsel sağlık demek sadece hastalıkları önlemek demektir’

Evet HIV, HPV veya klamidya gibi enfeksiyonlardan korunmak cinsel sağlığın önemli bir boyutudur. Ancak bu, bütünün yalnızca küçük bir parçasıdır. Cinsel sağlık aynı zamanda haz, zevk, yakınlık, iletişim, psikolojik iyi oluş ve güven duygusudur. Cinsellik sadece biyolojik değil duygusal ve sosyal bir deneyimdir. Bu yüzden cinsel sağlık hizmetlerinin yalnızca hastalık odaklı değil, bütünsel bir yaklaşımla sunulması gerekir. 

'Cinsel sağlık hizmetleri heteroseksüeller içindir!’

Ne yazık ki birçok sağlık hizmeti, hala heteronormatif (yalnızca bir erkek ve bir kadın arasında kurulan ilişkilerin kabul edilebilir cinsel yönelim olarak varsayılması) bakış açısıyla hareket ediyor. Yani sağlık hizmetine başvuran kişiler hep heteroseksüel ve cinsel kimliği ile bedeni uyumlu biri olarak kabul ediliyor. Bu durum LGBTI+ bireylerin ihtiyaçlarının göz ardı edilmesine yol açıyor. Gerçek şu ki: Cinsel sağlık herkes içindir. LGBTI+ bireylerin güvenli sağlık hizmetlerine erişim hakkı vardır. Ancak ayrımcılık, damgalanma, bilgi eksikliği, ekonomik engeller ve güvensiz deneyimler bu erişimi zorlaştırıyor. Örneğin trans bir bireyin cinsiyet uyum sürecinde ihtiyaç duyduğu sağlık desteğini alamaması ya da HIV ile yaşayan bir kişinin damgalanmadan dolayı doktora gitmekten çekinmesi, cinsel sağlık hizmetlerinde ne kadar yol almamız gerektiğini gösteriyor.

‘Cinsel sağlığı konuşmak ayıptır’

Toplumlarda hala cinselliğin tabu olarak görülmesi, doğru bilgilerin yayılmasını engelliyor. İnsanlar ailelerinden, sağlık profesyonellerinden veya öğretmenlerinden bilgi alamadığında internetten ya da arkadaş çevresinden edindikleri yanlış bilgilerle hareket ediyorlar. Böylece yanlış inanışlar yaygınlaşıyor. 

•     HIV sadece eşcinsellerde görülür’  Yanlış! HIV, cinsel yönelim fark etmeksizin herkeste görülebilir.

•     ‘Spiraller sadece doğum yapmış kişilere takılır’  Yanlış! Spiraller doğum yapmamış kişilerce de kullanılabilir. 

•     ‘Kondomlar yalnızca gebelikten korunmak içindir’  Yanlış! Kondomlar aynı zamanda CYBE’den korunmanın en etkili yollarından biridir.  
•    ‘Mastürbasyon zararlıdır’  Yanlış! Mastürbasyon olağan, sağlıklı ve güvenli bir cinsel davranıştır.
Bu örnekler gösteriyor ki konuşmadıkça yanlışlar doğru gibi kabul ediliyor.

Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı şöyle tanımlar; ‘cinselliğe ilişkin fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halidir. Yalnızca hastalık veya işlev bozukluğunun olmaması değil aynı zamanda olumlu ve saygılı bir yaklaşımın da varlığıdır’ bu tanım bize şunu hatırlatıyor, cinsel sağlık sadece ‘sorun olmaması’ değil aynı zamanda mutluluk, doyum ve özgürlük demektir. Bunun için herkesin sahip olması gereken bazı temel haklar vardır:

•    Ayrımcılıktan uzak sağlık hizmeti alma hakkı
•    Doğru, güncel ve kapsayıcı cinsel bilgiye ulaşma hakkı
•    CYBE’den korunma ve test hizmetlerine ücretsiz erişim hakkı
•    Onay, güvenlik ve kişisel sınırlar konusunda destek alma hakkı

Ne yazık ki bu haklara ulaşmak her zaman kolay olmuyor. Peki engeller nereden çıkıyor? LGBTI+ bireyler başta olmak üzere pek çok kişi farklı engellerle karşılıyor.

•    Bilgi eksikliği; sağlık hizmetleri heteroseksüel varsayımıyla düzenleniyor, bu yaklaşım tüm cinsel yönelim ve kimlikleri kapsayan ihtiyaçların görülmesini engelliyor. 
•    Ayrımcılık ve damgalama; LGBTI+fobik söylemler, bireyleri sağlık hizmetinden uzaklaştırıyor.
•    Güvensiz hizmetler; cinsiyet uyum süreci, HIV tedavisi veya üreme sağlığı alanında yeterli ve güvenli destek sunulmuyor.
•    Ekonomik bariyerler; ayrımcılığa uğrayan bireyler iş hayatında zorluklar yaşayabiliyor ve sağlık hizmetlerine erişemeyebiliyorlar.
•    Psikolojik engeller; daha önce olumsuz deneyim yaşayan kişiler tekrar bir damgalanma korkusuyla doktora gitmiyor.
•    Dil ve kültür bariyerleri; mülteci veya göçmen LGBTI+ bireyler hem dil hem de kültürel önyargılar nedeniyle hizmet alamayabiliyor.

O halde engelleri nasıl aşabiliriz? Güvenli kaynaklardan cinsel haklarımızı öğrenerek, düzenli olarak CYBE testleri yaptırıp korunma yöntemlerini kullanarak, ayrımcılığa maruz kaldığımızda sivil toplum kuruluşlarına başvurarak, topluluk desteğini güçlendirerek, onayı önemseyerek, sınırlara saygı göstererek, partnerlerle açık iletişim kurarak. Ve bireysel olarak yapabileceklerimiz kadar, devletlerin, sağlık kurumlarının da sorumluluğu vardır. Eğitim programlarında cinsel sağlık derslerinin kapsayıcı biçimde yer alması, sağlık çalışanlarının LGBTI+ dostu hizmet verecek şekilde eğitilmesi ve ücretsiz test/danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaşması gerekiyor.

Sonuç: Cinsellikte bizim sözümüz geçerli. Cinsel sağlık yalnızca bazılarına ait bir ayrıcalık değil; hepimizin ortak hakkıdır. Konuşmaktan kaçındığımız her tabu, aslında toplumun sağlığını tehdit ediyor. Yanlış bilgilerin yerini doğrular aldıkça daha güvenli, daha sağlıklı ve daha özgü bir toplum yaratabiliriz. Unutmayalım, cinsel sağlık sadece hasta olmamak değil, iyi hissetmektir. Cinsel sağlık sadece heteroseksüellere değil, herkese aittir. Cinsel sağlık sadece kadınlar için değil, tüm insanlar içindir. Cinsel sağlık konuşmak ayıp değil, gereklidir. Kısacası cinsel sağlık hepimiz içindir.