Efsanevi başkanları Ali Karavezirler ile çıktıkları büyük yürüyüşte 2006-2007 sezonunda Telsim Süper Lig’e yükselen “Mesarya’nın Yıldızı” Cihangir, Süper Lig’in temel taşlarından biri olmaya devam ediyor.
Tam altı yıldır Süper Lig’de yer alan Cihangir, başta tesis altyapısı ve sporcu altyapısı ile birçok kulübe örnek oluyor.
Kadınlı, erkekli o müthiş centilmen seyircisi ile de Kuzey Kıbrıs’ta bir numara olan Cihangir’in konukluğu önünde saygı ile eğilmek gerekir.
Efsanevi başkanları Ali Karavezirler’den sonra, Koray Güvenoğlu başkanlığında Süper Lig’de kalıcı olmayı başaran lacivert-kırmızılılar üç sezon önce başkanlığı devralan Aytaç Karavezirler ile atağa kalktı.
Sporcu altyapısına verdiği değere binaen 2011-2012 sezonunda U19 Gençler şampiyonu olan Cihangir, daha düne kadar tam üç yıldır Teknik Direktör Fırat Canova ile istikrarı yakaladı denirken, son maçlarda alınan kötü sonuçlar ile Canova ile yollarını ayırdı.
Devre arasında, Ahmet Dedekorkut ile anlaşan Cihangir’in, Dedekorkut ile neler yapabileceğini ikinci yarıda göreceğiz. Dedekorkut, Canova’nın sisteminde bir değişiklik yapacak mı, onu da göreceğiz. Ancak, Cihangir’in bu saatten sonra hedefi herhalde play-out dışında kalmak ve Federasyon Kupası’nda final oynamaktır diye düşünüyorum.
Aslında, çok iyi bir kadroya sahip olan Cihangir’de futbolcuların maçın önemine göre karşılaşmalara çıktıkları iddiaları alınan sonuçlara bakıldığında maalesef bu iddia ile örtüşüyor.
Kadrosunda, Kıbrıs liglerinin en iyi kalecilerinden biri olan Türkkan Delideniz’i bulunduran kırmızı-lacivertlilerin defansında mükemmel fiziği ile stoper Ferda Uygun, Kaan aslında uyumlu bir ikili oluşturuyor.
Defansta sağ kanatta müthiş enerjisi ile Hasan Yaşinses, önünde Fırat ile bu kanadı iyi kullanıyorlar. Orta sahada Sezer, Can, Mustafa Tekpınar, Burak ve ilerde son yılların en büyük forvetlerinden Halil Turan, gününde olduğunda rakip defansları dağıtan Etheme ve Willam ile müthiş bir kadroya sahip olan Cihangir’de başarıyı yakalamamak için bir neden yok aslında.
Daha düne kadar Fırat Canova’nın klasik 4-4-2 dizilişini zaman zaman, 4-5-1’e döndürmesi ile sahada değişkenlik yaşayan Cihangir’de kanımca en önemli sorun, doksan dakika süreklilik yakalayamamasıdır diye düşünüyorum.
Bu sezon izlediğim karşılaşmalarda, bir türlü istikrarı yakalayamayan Cihangir’de uzun zaman aynı hoca ile çalışmanın olumlu yanları son maçlarda olumsuza dönüştüğü gözlemleniyor.
Aslında, “ALLAHI VAR”. Ben bu takımın hocalarına karşı, rakibe karşı, hatta rakip seyirciye karşı disiplinsiz olduğunu göremedim. Belki, bu sezon oyun gereği görülen beş kırmızı kart Cihangir’in hanesine olumsuz bir görüntü olarak yansısa da, sadece William’ın gördüğü kırmızı kart tartışılabilir.
İlk yarı itibarıyle genelde bakıldığında, oynadığı karşılaşmalarda bir türlü sürekliliği sağlayamayan Cihangir, önem verdiği bazı karşılaşamalarda özellikle, büyük takım diye nitelendirlen rakipleri karşısında harikalar yaratırken, önemsemediği rakipleri karşısında hüsrana uğruyor.
Bir anlamda, bu sezon izlediğim Cihangir’in gerçek Cihangir olmadığını ve tam kapasitesini sahaya yansıtamadığını, oynadığı karşılaşmalarda ise, “DEREYİ GEÇİP, ÇAYDA BOĞULDUKLARI” gün gibi ortada.