Ciberundalı Kıbrıslırumlar’ın değerli hizmetlerinden ötürü teşekkür etmek için aramakta oldukları Kıbrıslıtürk hemşirenin kim olduğunu, arkadaşımız Deniz Birinci bulup ortaya çıkardı... Bu hemşire Şefika Halil Hoca imiş... Yani Kıbrıslıtürkler’in “Topal Mahmut” olarak bildikleri Mahmut Hüdaverdi’nin eşi Şefika Hanım imiş... Bu sevindirici haberi paylaşan Deniz Birinci, Hüdaverdi ailesini de arayıp konuştu ve ona teşekkür etmek isteyen Kıbrıslırumlar’ı da bilgilendirdi. Sevindirici olan Şefika Hanım’ın hayatta olması ve kendisine bir zamanlar Ciberunda’da verdiği değerli hizmetlerden ötürü teşekkür etmek isteyen Kıbrıslırumlar’ın olduğunu öğrenmiş olması... Böylesi insani bir konuda yardımcı olan Deniz Birinci arkadaşımıza biz de yürekten teşekkür ediyoruz...
Ciberunda’da güzel hatıralar bırakan ve Ciberundalı Kıbrıslırumlar’ın değerli hizmetlerinden ötürü onu bulup teşekkür etmek istediği Kıbrıslıtürk hemşirenin Şefika Halil Hoca olduğunu ortaya çıkaran Deniz Birinci, bu konuda bize şöyle yazdı:
“Önemli olan kadın hayattayken bulduk. Bazen aradığınız şey tam da burnunuzun dibindedir derler ya... Dün anneannemin ölüm yıldönümüydü ve ben da kızıma dedim ki akşam yatmadan önce biraz Türkçe okuma yapalım ve büyükannesinin hayatını okusun. Geçenlerde yayınlanan bir kitap vardı evde, içinde iz bırakan Kıbrıslıtürk kadınlarının hayatını anlatan. Tam annanemin olduğu sayfayı açarken, bir önceki sayfada karşıma çıktı... Bir baktım o! Adı Şefika ve hemşire!!!... Aradım taradım ailesine ulaştım ve teyid ettim o olduğunu. Sonra da kadını arayan Rumlara telefon edip bilgi verdim. Tabii ki seni de andım, dedim ne güzel ne keyifli bişey bu bicommunal connectionları (iki toplumlu bağlantıları) kurabilmek...”
Bu konuda biz de Ciberundalı fotoğrafçı/gazeteci Dinos Vasiliadis’i, Deniz Birinci’nin çabası ve Şefika Hemşire’yi bulması konusunda bilgilendirdik...
ŞEFİKA HALİL HOCA...
Ciberunda Senatoryumu’nda çalışmış olan ve Ciberundalılar’ın takdirini kazanan Kıbrıslıtürk hemşire Şefika Hanım’la ilgili olarak, Deniz Birinci “Hayatımıza Değer Katan Kadınlarımız (4)...” başlıklı KÖDER’in yayımladığı kitaptan onunla ilgili sayfayı da paylaştı. Sözkonusu kitabın Şefika Hanım’la ilgili sayfasında şöyle yazıyor:
“Şefika Halil Hoca... 1 Ağustos 1938’de Alaniçi (Klavya) köyünde doğdu. Annesi ev hanımı, babası köyün imamı ve muhtarı idi. 11 yaşında köydeki ilkokuldan mezun olup devlet sınavları ile Viktorya Kız Lisesi’ni kazanarak ortaokul ve liseyi orada okuyup mezun oldu. Sınavlarda başarılı olup İstanbul’da Ebe Hemşire Okulu’na girdi. 1959 yılında oradan mezun oldu ve adaya döndü. Dr. Ayten Berkalp, Türkan Aziz ve “Sister Konul” ile birlikte “Kıbrıs Devlet Hastanesi”nde görev yaptı.
1960 yılında Mahmut Hüdaverdi ile evlendi. 1963 olayları sırasında ilk oğlu Hüda Hüdaverdi’ye hamileyken Dr. Ayten Berkalp ile birlikte hastanede yaşanan saldırı ve kurşunlama olaylarında zor saatler yaşadı. 1964 yılında ilk oğlu Hüda Hüdaverdi doğdu. Eşi Mahmut Hüdaverdi, Köşklüçiftlik Bölük Komutanı idi. Eskiden sigara fabrikası olan Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde (aslında kitapta yanlış yazılmış, bu hastanenin adı Lefkoşa Genel Hastanesi idi – S.U.) çalıştı. Aynı zamanda Çetinkaya Spor Kulübü olan yerde yaralıların tedavisinde görev yaptı. Lefkoşa Kuruçeşme’de oluşturulan hastanenin (Kitapta eksik yazılmış, bu hastane bir önceki paragrafta sözü edilen Lefkoşa Genel Hastanesi idi – S.U.) Dahiliye Servisi’nde görev yaptı. 1974 hadiselerinde Atatürk İlkokulu’nda görev yaptı.
1974 sonrası hastalanarak uzun süre Hacettepe Tıp Fakültesi’nde tedavi gördü. Sonrasında bir süre İngiltere’de tedavilerine devam edildi. Döndüğünde Mağusa-Maraş bölgesine yerleşti ve emekli olup Dr. Ertuğrul Hasipoğlu’nun kliniğinde uzun süre çalıştı. Oradan ayrıldığı zaman Maraş’ta bulunan Orduevi Kız Yurdu’nda hemşire ve sorumlu olarak görev yaptı. DAÜ’nün kuruluş döneminde sağlık ocağının kuruluşunda görev aldı ve 17 yıl orada çalıştı. İki çocuk ve beş torun sahibidir...”
NELER YAZMIŞTIK?
5 Kasım 2025 tarihli sayfalarımızda, Ciberundalılar’ın Şefika Hemşire’yi arayışları hakkında özetle şöyle yazmıştık:
“ARADAN YILLAR GEÇSE DE, KIBRIS’TA DOSTLUK ARAYIŞI DEVAM EDİYOR...
Ciberunda Senatoryumu’nda çalışan Kıbrıslıtürk hemşire için arayış...
Bazı Ciberundalılar, bir zamanlar Ciberunda Senatoryumu’nda çalışmış olan bir Kıbrıslıtürk hemşireyi bulmak için arayışa girdiler.
Ciberundalı foto-gazeteci Dinos Vasiliadis, bir Kıbrıslıtürk hemşirenin 1958 yılında çekilmiş olan fotoğrafıyla birlikte kişisel sosyal medya sayfasında yayımladığı çağrıda şöyle yazdı:
“1958 yılı civarında Ciberunda Senatoryumu’nda çalışmış olan bir Kıbrıslıtürk hemşire (nörs) hakkında bilgi aramaktayım.
Fotoğrafta görmüş olduğunuz kadın, sözlü olarak anlatılanlara göre Ciberunda Senatoryumu’nda 1950 ile 1963 yılları arasında çalışmıştır.
Onun adından söz edenler ondan “Şefki Enver” veya büyük olasılık “Şefika, Şevkiye, Şefiye” gibi bir isimden söz ediyorlar...
Onun nerede doğduğu, hayatı, hangi seneler hizmet ettiği ve bu kadının kim olduğuna ışık tutacak bilgileri arıyoruz – tarihi Ciberunda Senatoryumu’nda merhamet ve ilgiyle hizmet etmiş olan bu kişinin kimliği hakkında bilgi edinmek istiyoruz.
1963 öncesi dönemden nörsleri hatırlayanlar lütfen bildiklerini ya bu paylaşımın altındaki yorumlar bölümüne veya özel mesaj atarak paylaşsınlar.
Bu araştırma, tümüyle tarihsel ve insani amaçlarla yapılmaktadır, Ciberunda’da işbirliği ve insaniyetin anısını korumak maksadıyla yapılmaktadır. (Kıbrıslıtürk hemşirenin fotoğrafını da saygıyla, belgeleme ve hatırlama amacıyla özel arşivden paylaşmış bulunuyoruz.)...”
DİNOS VASİLİADİS’İN ÇABASI...
Biz de pek çok kereler arkadaşlarını arayan Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar’a yardımcı olmuş olan araştırmacı bir gazeteci olarak Dinos Vasiliadis’le temasa geçerek kendisine yardım edebileceğimizi söyledik. Bu fotoğraf yayımlandıktan sonra Ciberunda’dan bir kişi kendisini aramış ve fotoğraftaki Kıbrıslıtürk hemşirenin Lefkoşa’dan Birgül Enver isimli bir Kıbrıslıtürk olabileceğini, Birgül Enver’in iki de erkek kardeşi olduğunu söylemiş.
Dinos Vasiliadis ise bize gönderdiği notta şöyle yazıyor:
“Adım Dinos Vasiliadis, telefon numaram 0035799626986 ve mail adresim de şöyledir: dinos@photoarmy.com.cy
Ben bir gazeteciyim, foto-gazeteci ve aynı zamanda fotoğrafçıyım. 1950’li yıllarda Ciberunda Senatoryumu’nun tarihçesini araştırmaktayım, özellikle de Senatoryum’da çalışmış olan Kıbrıslıtürk hemşirelerin katkısına odaklanmaktayım. Ciberunda Senatoryumu’nda Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum hemşireler arasında gelişmiş olan dostlukları da araştırmaktayım...”
“TRODOS DAĞLARINDA BİR İNSANLIK HİKAYESİ: CİBERUNDA SENATORYUMU...”
“Ciberunda Senatoryumu’nun hikayesi, Trodos Dağları’nda bir insanlık hikayesidir. Ciberunda Sentaroyumu 1940’lı yılların ortalarında Britanya sömürge yönetimi tarafından kurulmuştu ve resmi olarak 1947-48 yıllarında çalışmaya başlamıştı... Verem hastalığıyla mücadele etmek maksadıyla kurulmuştu ki bu hastalık o dönem Kıbrıs’ı çok büyük etkisi altına almıştı. Ciberunda da temiz, serin ve kuru dağ havası nedeniyle seçilmişti, bu havanın hastaların iyileşmesi için ideal olduğu düşünülmekteydi.
Senatoryum yalnızca bir tedavi yeri değildi, aynı zamanda merhamet ve birlikte yaşamanın bir sembolüydü... Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk hemşireler, İngiliz hekimlerle birlikte yanyana çalışmaktaydılar. Burada pek çok dostluk doğmuştu, hastalık bu yerde insanları din ve milliyetin ötesinde biraraya getirmişti...
Çalkantılı yıllardan önceki bu birlikte varolma hali, saygı, bağlılık ve özenle dolu öyküler bıraktı geride – bu öyküler bugün yeniden keşfedilme ve fotoğraf ve anıların odağından yeniden anlatılmayı hakediyor...”
OKURLARIMIZA ÇAĞRI...
Ciberunda Senatoryumu hakkında bilgi sahibi olan okurlarımızı, Dinos Vasiliadis’e yardımcı olmaya çağırıyoruz... Bu Senatoryum’da çalışmış olan Kıbrıslıtürk hemşireleri tanıyanlar, fotoğrafını yayımladığımız Kıbrıslıtürk hemşireyi tanıyanlar da bizi arayabilir. Telefon numaram 0542 853 8436... Senatoryum’la ilgili hatıralarınız varsa, bizimle paylaşabilirsiniz...
SENATORYUM’UN TARİHÇESİ...
Ciberunda Senatoryumu hakkında Fileleftheros gazetesinin İngilizce web sitesi olan “in-cyprus”ta 7 Aralık 2019 yer alan “Sömürge Mimarisi: Ciberunda Senatoryumu” başlıklı bir yazı da, Ciberunda Senatoryumu’nun tarihçesinden söz etmekteydi. Bu yazıyı da okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik. Yazı şöyle:
“Kıbrıs’ın en büyük dağ köyü olan Ciberunda’ya girişte sizi karşılayan binadır Ciberunda Senatoryumu... Yolun sol kolunda bulunan bu yük, taş bina, yeşil bir bahçe içindedir ve köye girerken ilk dikkatinizi çeken şey olur...
Bundan yaklaşık 80 sene önce bu bina bölgedeki pek çok tartışmanın nedeni olmuştu.
1940’lı yıllarda verem, pek çok tabuyla ve kör inançla gelen bir hastalıktı, o günlerde toplum güçlü biçimde bu şeylere inanmaktaydı... Leymosun’un dağlık bölgelerinden hastaları kabul eden Senatoryum, başlangıçta hiç de dostane biçimde karşılanmamıştı. Nihayetinde zaman geçtikçe herkes bu Senatoryumu kabul etti ve bu proje, bölgedeki en önemli gelişmelerden biri olduğunu kanıtladı.
Kıbrıs’ta veremle savaş için planlar, 1935 tarihine kadar dayanıyor. O günlerde ada yoksuldu, ailelerin çoğu geniş ailelerdi, kırsal bölgelerde yaşam koşulları çok zordu. Kör inanışlar ve korkuyla birlikte doğru düzgün bilgilerin olmayışı, hastaların vaktinde teşhise ulaşabilmelerini zorlaştırmaktaydı. 100 yatağıyla Ciberunda Senatoryumu, 1940 yılında faaliyete geçmişti – 3 yataklı Pedieos Senatoryumu ve 50 yataklı Atalassa Senatoryumu ardından o günlerde Kıbrıs’ta en büyük ve en iyi organize edilmiş olan Senatoryum’du bu...
Ciberunda’daki daha az nem, kuzeybatı rüzgarlarından korunaklı olması ve bol güneş ışığı, bu amaçla burasının seçimini iyi bir seçim kriteri olarak ortaya koymaktaydı – iklimi, verem hastalarının rehabilitasyonu için idealdi.
Başlangıçta bu Senatoryum için Troditissa Manastırı yakınında bir yer seçilmişti ancak Fini köyü sakinlerinin itirazları üzerine, yeni bir yer arayışına girilmesi zorunluluğu doğmuştu. Nihayetinde Ciberunda toplumu lideri (muhtarı) Yorgios Fakas, Senatoryum’un köy yakınında inşa edilmesine razı olmuş ve kendisi de bu Senatoryum’un inşa edilebilmesi için arazi bağışlamıştı. Ancak kör inanışlar ve korkular ortadan kalkmamış ve köylüler Senatoryum’un yanından her geçtiklerinde sırtlarını bu binaya dönmeye devam etmişlerdi...
1974 yılı sonrasında verem vakaları azalınca Senatoryum, Ciberunda bölge Hastanesi’ne dönüştürülmüştü. Günümüzde hastanede hala bir Pnömatoloji Kliniği faaliyette olup, verem hastalığında yeni vakalara teşhis ve tedavi için kullanılmaktadır.”
(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler... Sevgül Uludağ – 5.11.2025)
Ciberunda Senatoryumu'nda çalışan Kıbrıslıtürk hemşirenin Şefika Halil Hoca olduğunu, Deniz Birinci ortaya çıkardı...